Biraz daha sakin biraz daha basit bir hayatım olsaydı diyorum bazen kendime acaba daha çok şey istemeye hakkım olurmuydu? Öylesine ağır yüklerle dolu ki küfem, bu yüzden hayat bana sunacak bir mucize bulamıyor olabilir...Dün gece bir film seyrettim ve bunları düşündüm. Sakin, dingin ve geleneksel yaşanılan hayatların, o hayatlara doğan çocukların ve o huzurda büyüyen insanların yaşamlarını anlatıyordu. Sonra gün geliyor ve bir mucizeyle karşılaşıyorsun. Her şey dümdüz giderken, bütün ömrünü değiştirecek bir olay yaşıyorsun.. Mesela, bir aşk filmini salya sümük ağlayarak izlerken "neden benim başıma hiç böyle birşey gelmedi ki zaten bunlar her zaman filmlerde olur!" dediniz mi? Hiç beklenmeyen bir anda yakışıklı prens bir yerlerden çıkar gelir, dünyalar güzeli kızı delice sever ve mutlu sona ererler. Günlük hale gelmiş, modernize edilmiş öyküler ise, filmlere yansır ve biz o filmleri salya sümük ağlayarak seyrederiz. Ve içimizden geçen tek bir şey vardır, başrol oyuncusunun yerinde olmak.. Biri bizi öyle sevmelidir, gönül öyle ister en azından..Gece izlediğim film buna benzer şeyler düşündürttü bana. Böylesine büyük güzellikleri illa ki hak etmek mi gerekiyor? Karnesine takdir getiren, sınıfta uslu olan, ailesinin sözünü dinleyen çocukların, sene sonunda bilgisayar alınarak ödüllendirilmesi gibi; hayat da bizim ne kadar uslu durduğumuza mı bakıyor?Başına buyruk, asi, agresif, macerayı oldukça seven ve deneyerek öğrenmeyi sevenlerdesiniz, doğal olarak başınızı çok defa belaya sokmuş ve o beladan öyle yada böyle bir şekilde çıkmışsınızdır. Etrafınızdaki çoğunluğa aykırı bir hayat seçmişseniz eğer, görmüş geçirmiş dolu dolu yaşamışsınızdır herşeyi. Hayaliniz yada idealiniz uğruna tabuları yıkmış, olmaz yapamazsın denileni başarmışsanız, yüzünüzde hiç olmayacak yaşta çizgiler ve gözlerinizin derinliklerinde tecrübenin izleri vardır.. Çok şeyi, hızla ve yaşayarak öğrenmişseniz, cebiniz dersler ve anılarla doludur. Sürekli mücadele ederek, savaşarak, direnerek ve ayaklarınızın üstünde durarak ama istekleriniz için dayanarak belli bir yaşa gelmişseniz; sırtınızdaki küfe ağırlaşmıştır. Dilinizde bilgece laflarınız vardır..İşte bu yüzden, hayat bizim gibilere mucizeler sunmak konusunda biraz çekimser davranabilir. O da düşünüyordur; bu saatten sonra bizi ne şaşırtabilir ki? Renklerle bezenmiş bir hayat defteriniz varsa, siz zaten kendi mucizelerinizi yaratmayı öğrenmişsinizdir ve yine yaparsınız. Gerçekleşen rüyalar, mucizeler, buna gerçekten ihtiyacı olanlara gidiyordur belki de, kim bilir?