Girişken, “Civarda çok sayıda yarı-metruk iş hanı ve pasaj var. Bölgede perakende ticaret potansiyeli eskiye göre oldukça düşük. Bu cadde canlandırılmalı. Sosyal hayat canlanmalı, cadde 24 saat yaşamalı. O zaman yayalaştırma projesi düşünülmeli” dedi.TİCARET POTANSİYELİ DÜŞTÜSuburcu ve Karagöz Caddeleri'nin bulunduğu aksın, 2000’li yıllara kadar kentin kalbi olduğunu belirten Özgür Girişken, “İş merkezlerinin üst katlarını önce mimarlar, mühendisler, müteahhitler, muhasebeciler; son olarak da avukatlar terk ettiği için çok sayıda yarı-metruk iş hanı ve pasaj ortaya çıktı. Gazimuhtarpaşa Bulvarı'nın ticari bir aks olarak gelişmesi, ardından peşi sıra açılan alışveriş merkezleri de bu bölgedeki perakende ticaret potansiyelini düşürdü. Ve bir dönemin idari, ticari ve kültürel merkezini anlamlı hale getiren son yapı olan adliyenin de taşınmasıyla söz konusu bölge bir çöküntü alanı olma yolunda ilerliyor”diye konuştu.FAKÜLTE OLABİLİRDİ‘Eski Adliye binası konservatuar, öğrenci evleri veya yurt haline getirilseydi bu sayesede sosyal hayat canlanırdı’ diyen Girişken, “Veya eski adliye binasını hukuk ve/veya mimarlık fakültesi yapmak, bu yolla civarın yıllar içerisinde sağlıklı bir şekilde dönüşmesi için çok iyi bir fikir olabilirdi. O zaman cadde 24 sat yaşardı. Bu yeni durum değerlendirilmeden ve bu merkezi yeniden canlandırabilecek bir planlama önerisi yapılmadan yayalaştırma çalışması yapmak zaten pek de anlamlı değil. Suburcu ve Karagöz Caddeleri'nin yayalaştırılmasında oradaki esnaf kadar, tüm yurttaşların söz hakkı olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu. Meral KINACILAR