Bazen hep bir köşede bekleyen Ramiz dayı olsa diyorum. “Mesele nedir, kardeş” diye sormak için hazır bekleyen bir Ramiz dayı. Ve o muhteşem hikâyelerinden örnek vermek için harmanlarken dilini, “Mesele insanlık, Dayı.” demek istiyorum. Mesele aslında hepimizin inanmak istediği, anadan doğma bir saflıkla içimizde bir yerlerde hâlâ tutunduğumuz o temiz, tertemiz düşüncenin var olduğuna inanmak.

Mesele kardeşlik dayı demek istiyorum.. Hiç bir sınırının olmadığı ve hiçbir başlangıcının bulunmadığı bir kardeşlik. Mesele aynı havada aynı suda aynı toprakta yaşasak ta yaşamasak ta farklı cümleler de yazsak bize ait kader sayfalarına, aynı yürekte aynı solukta ve aynı insanlıkta var olmak, var olabilmek demek istiyorum.

Mesele farklılıklarımızla sen ben, benzerliklerimizle biz ama var oluşumuzla fıtratımızla yine bir olmak. Mesele çok dayı bizde bu aralar.

Ama esası o çok tanıdık, içimizi ısıtan, saygı ve sevgiyle en samimi paylaşımlarımızı yapabildiğimiz dost sohbetlerine tekrar kavuşabilmek. Mesele küçüklere sevgi, büyüklere saygı, yaratılan her şeye yaratandan ötürü insanlık göstereceğimiz mazluma merhamet alın terine minnet güzel ahlaka hürmet etmek.

Ve ben sesini sanki duyar gibiyim Dayı. Hikâyeni bilir gibiyim.

Mesele Yeğen,

İyi niyetli kurbağa akrebe yardım eder bir gün. Akıntının ortasında kurbağa sırtında korkunç bir acı hisseder… İkisi de akıntının içine doğru sürüklenirken kurbağa sorar akrebe: “Niye yaptın akrep kardeş? Bak şimdi ikimiz de öleceğiz.” Akrep döner ve şöyle der: “napayım benim huyum bu.”

Hani bu akrebi yaratanda kurbağaya can veren de aynı güçtür aslında ama yaradılış fıtratında vardır ya o fıtrata meyletmek. İşte insanlıkta dönüp duracak bir ak ve bir kara arasında.

Biri hep sonuna kadar dünyanın yıkacak, zehirleyecek ve yok edecek ancak bir diğeri son anında bile sorabilecek “Neden yaptın be kardeş” diye. Son nefesinde bile o nefesi vermesine neden olana “Kardeş” diye hitap edebilecek. Ve işte bu çarkın döndüğü ve bu iki yaratılanın her türlü örneklerinin çokça olduğu şu zamanda hep kurbağalarla karşılaşmak dileğiyle.

Aynı bölümü okumuş olmaktan gurur duyduğum büyük sanatçı Tuncel Kurtiz anısına…