Meriç, 53 binden fazla yurttaşın yaşamını yitirdiği, kentlerin haritadan silindiği büyük bir yıkımın “destan” olarak tanımlanmasının toplumsal hafızaya ve depremzedelerin yaşadığı acıya aykırı olduğunu söyledi.

ACI BAŞARI HİKAYESİNE DÖNÜŞEMEZ

Depremin yalnızca yapılan konut sayıları üzerinden anlatılamayacağını vurgulayan Meriç, barınma, altyapı ve sosyal yaşam sorunlarının hâlen devam ettiğine dikkat çekti. Geciken teslimatlar, denetimsiz ihaleler ve kamuoyuna açıklanmayan süreçlerin yanıt beklediğini belirten Meriç, “Bu ölçekte bir yıkımı başarı hikâyesi olarak sunmak, yaşanan acıyı siyasetin malzemesi hâline getirmektir” dedi.

Atay'dan meclis raporu
Atay'dan meclis raporu
İçeriği Görüntüle

İSLANİYE HALA KÖTÜ DURUMDA

Depremden en ağır etkilenen ilçelerden biri olan İslahiye’de, aradan üç yıl geçmesine rağmen ağır hasarlı binaların dahi yıkılmadığını belirten Meriç, bu durumun hem can güvenliği açısından ciddi risk oluşturduğunu hem de bölge halkının yaşadığı travmanın derinleşmesine neden olduğunu ifade etti. Meriç, “Enkazı kaldırılmamış, riski ortadan kaldırılmamış bir yerde ‘destan’ söylemi gerçeklikle bağdaşmıyor” değerlendirmesinde bulundu. Gerçek bir destanın, felaket öncesinde alınmayan önlemlerle ve felaket sonrasında geciken çözümlerle yazılamayacağını dile getiren Meriç, “Asrın felaketi; ihmalin, plansızlığın ve denetimsizliğin ağır sonucudur. Destan ise ancak şeffaflıkla, sorumlulukla ve adaletle yazılır” ifadelerini kullandı.