Hastaneden izin verselerdi o halimle cenazesine gitmeyi istedim. Hatta bir ara karar verdim ve ne olursa olsun, gidip sadece arabanın içerisinde Ulu Camii'nin önünde oturmaya bile razı idim. Ama, kesinlikle müsade etmediler.
Hayatım boyunca, tanımaktan, tanışmaktan ve yıllardır O'nun meslek yaşantısını öğrenme heyecanından, hukuk sisteminin sağlıklı işlemesi ve kendi meslektaşlarının adalet anlayışıyla mücadele etmeleri yolundaki inanç ve düşüncelerinin yanı sıra, Gaziantep'imizin ülkedeki varlığı yolunda attığı her adım, söylediği her kelime beynimin tüm noktalarına adeta nakış nakış işlenmişti. Bana yapılan kalleşçe saldırı sonrası her gün oğlum Serdar ve kızım Leyla'yı en az 5 kez telefonla arayıp, bilgi almak istemiş ve son gün "Babanın sesini duymak istiyorum. Doktorlar izin verirse, mutlaka beni konuşturun" demiş.. Ölümünden tam bir gün önce konuşmak için doktorlardan izin alınca, telefonu çevirdim, "Abi ben iyiyim. Allah'a çok şükür ölümü atlattım" dedim. "Yavrum, sesini duydum ve sen sağsalim konuşuyorsun ya, artık ölsemde gam yemem. En kısa zamanda Antep'ime gelip seni görmek istiyorum. Şimdi sen uzun konuşup kendini yorma" diye konuşmuştu. Ve... Ertesi sabah vefat haberi geldi.. Nasıl olduğunu bile soramadım...
Sadece "sakın üzülme, ağlama" dediler. Oysa ağlamamak mümkün müydü ?.. Bu kent bir değerini kaybedecek, buna ağlanmayacak, buna düşünülmeyecek...
İnanın kafamdaki ilk düşünce, Gaziantep'in belki de tarihinde asla gerçekleşmeyeceği, bin yılı bile geçse bir yargıtay başkanı çıkartamayacağı görüşü idi...
Çünkü Mehmet Uygun bu kentin ülkede yargı ve hukuk boyutunda en üst noktasına gelmiş, tırnaklarıyla kazıya kazıya YARGITAY BAŞKANI olmuş birisiydi... Şimdi hangi Antepli'den bu beceriyi görebileceğiz, sevgili dostlar...
Dahası yaşamı boyunca herkese insanlık dersi vermiş küçükle küçük, büyükle büyük olmuş, saygınlığını ve güvenini korumuş, kentimizin eğitiminden, kültüründen, sanatından tutturunda her yönüyle daha üst sıralarda olması gerektiği yolunda büyük mücadeleler vermiş birisi idi...

BİZ NE YAPTIK ?..

Mehmet Uygun bunları yapmıştı. Peki biz Mehmet Uygun için ne yaptık ? İnanın bu satırları yine kızım Leyla'ya yazdırırken, ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. Çünkü o Mehmet Uygu'u ebedi istiharatına yollarken, camiide 500'e yakın kişi, mezarlıkta ise bu sayıyı 250'ye düşürmüşüz. Bana bunu söylediklerinde beynimden vurulmuşa döndüm. İsterdim ki, binlerce Gaziantep'li özellikle aydın kesim camiiyi doldursun, caddelere taşınsın, mezarlıkta adım atacak yer bırakmasın. Ama yapılmamış... O zamanda şunu gösteriyor; Mehmet Uygun bizleri mi haketmedi, bizler Mehmet Uygu'u mu haketmedik. Ben hemen dosdoğru söylüyorum. Biz Mehmet UYGU'u haketmedik.
Gelelim işin bir başka yönüne;
Yani bizim riyakar, çıkarcı ve düzene çabuk uyum gösterebilme yönümüze...
Acaba, Mehmet Uygun şu anda yargıtay başkanı olmuş olsa idi ve kendisi yerine eşi rahmetli olsa idi, bu cenazede ne olurdu dersiniz ?Yine çok net söylüyorum, o cenazeye binlerce insan koşardı.
O zaman bundan şu mu çıkıyor? İnsanlar mevki ve makamlarda olduğu müddetçe bizlerin bakışları davranışları tamamen değişiyor. Riyakar yüzümüz tamamen ortaya çıkıyor...
Sevgili okurlarım;
Benimle bu duygular içinde olanlar ne söylemek istediğimi çok iyi anlıyorlar. Bu duyguyu taşımayanlar ise, zaten bu değerlerdirme için istediğini düşünmekte serbesttir. Bizler,
Gaziantep'te çok sayıda değerli insan yetişmesini istiyoruz.
Ekonomi dünyasında, ülkede etkin bir rol oynayan bir Nejat Koçer, bir Abdulkadir Konukoğlu, bir Mehmet Aslan ve gençlerden Erhan Özmen gibilerin sayısının artmasını bekliyoruz. Siyasette son döneme kadar varlığını hissettiren ve bakan olarak görev yapan adına Gaziantepli denilen kişilerin sayılarının mutlaka ama mutlaka artmasını bekliyoruz... Sporda teknik adamlarımızdan Sakıp Özberk başta olmak üzere diğerlerini daha daha üst düzeylerde yer ve görev alabilme mücadelesi içerisine girebilmelerini arzu ediyoruz. Yazar, şair ve sanatçı kimlikli hemşehrilerimizin yapacakları her icraatlarda Gaziantep'ten bahsedilmesinin sağlanmasını istiyoruz. Sağlıkta, eğitimde ve diğer sektörlerde adının karşılığına Gaziantep dedirtecek kadar güçlü isimler bekliyoruz. Şu gün olmuş, hala bir Celal Doğan ismi Türkiye'nin her köşesinde gündemde ise, küçücük bir çocuk dahi kendisini tanıyorsa, bu sayının tek değil çok olmasını beklemek hakkımız olsa gerek.
Sağlıkta, kültür adamlığında, sanatta, eğitimde, hatta gazeteci olarak sesimizin Türkiye'de gür çıkmasını ve en yetkili makamlara gelmesini istiyoruz. Başka düşüncemiz yoktur. Bunun gerçekleşmesi için yıllardır gazete olarak mücadelesini veriyoruz.
Bir dönem Türkiye'nin en etkili ve yetkili konumunda varlığını hissettiren siyasetçilerimizi bile şimdi arıyor oldu isek, bu geriye düşüşün nedenlerini mutlaka sorgulamalıyız.
Üzücü olan şudur;
1- Gaziantep'te yeterince değerli insan yetişmez hale gelmiştir.
2- Gaziantepli'ler kendi değerli insanlarına sahip çıkmama gafleti ile başbaşadır. Gelin, birbirimize sahip çıkalım... Mehmet Uygun gibi bir değeri kaybettiğimizde cenazesinde gösterdiğimiz ihmalliği hiç değilse başkaları için bir daha yapmayalım.

NOT: Sevgili okurlarım;
İnanın çok yorgunum. Moralim de iyi değil. Bir müddet haftaya bakışı yazamayacağım. Beni anlayışla karşılayacağını umuyor, daha sonra görüşmek üzere hepinize saygılar sunuyorum.