İstanbulspor, Gaziantep FK dün gece karşı karşıya geldiler. Çok az sayıda seyircinin izlediği maç vasatı aşamadı.Doğruyu söylemek gerekirse ev sahibi ekibin tribündeki orkestrası adeta müzik ziyafeti verirken, maçı izlerken sıkılanlar için hoş seda oldu. Gaziantep FK Maxim’in yokluğu maç boyunca hissedildi. Maç trafiğini iyi organize eden takımın adeta beyni ve adam eksilten rolü ile kilit ismi eksikti. Dün gece Sagal’ın çalışkanlığı, Papy’nin savunmada ki çabası, hırsı, kaleci Günay’ın arkadaşlarına verdiği güven maçın önüne geçerken maça damga vuran isimlerdi ancak çabaları galibiyet almaya yetmedi.Maçın geneline baktığımızda Süper Lig kalitesine yakışan bir oyun yoktu. Ligin kötü futbol oynayan iki ekibinin kazananı da olmadı, birer puan alarak ayrıldılar sahadan. Gaziantep FK Erol Bulut ile iyi futbol oynamayı unuttu, kendisi nasıl düşünür bilmem ama gereğini yapıp görevden affını istemesinin zamanı geldi, geçti..Orta saha şeklinde geçen maçın ilk yarısında Gaziantep FK 38. Dakikada Marko ile 1-0 öne geçti ikinci yarıda rakip biraz daha hücumu düşünürken Gaziantep FK kontrataktan pozisyonlar buldu ama vuracak beceriyi bulamadı.Tatsız tutsuz bir maç. Bu skorla biter dediğimiz anda 90+10. Dakikada rakibin vuruşunu oyuna yeni giren Mustafa, Günay tutmasa ben tutarım ellerim ile diyerek penaltı yapıyordu. Rakip atışı yapıyor maçı beraberliğe taşıyordu. Bulut oyunu değişiklikleri ile takımın ciddiyetini engelledi, ritmini bozdu takımın. Yine rakibe değilde Bulut’a takıldık.