Evet, ?Her insanın iki vatanı vardır. Biri üzerinde yaşadığı topraklar. Diğeri ise konuştuğu dil? Bu gerçeği temel alırsak, dilimizi kısıtlı sözcük sayısıyla günlük iletişim vasıtası olmanın dışında, yaşatma görevimizin ne kadar acil olduğunu daha iyi anlayabiliriz. Zira toplumlar kültürleriyle yaşarlar, dil ise toplumları birbirine bağlayan en önemli katkı malzemesidir. Türkçe?nin bir kültür ve bilim dili olma yatkınlığı, yeryüzünün en büyük ve en eski uygarlıklarından biri olan ve diğer uygarlıklara öncülük ve beşiklik eden kök Türklerin ilk yazılı eserlerinden bu yana kendini bütün çıplaklığıyla göstermektedir. Böylesi eşi ve benzeri olmayan ve binlerce yıllık bir kültürün ulu kökleri üzerine bina olunan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temeli onun içindirki kültürüdür. Buradan yola çıkarak; Gaziantep gibi Türklüğün kıblegahı saydığım ve sayısız Türkçüye ev sahipliği yapmış bu şehrin Türkçeye ve Türk kültürünede öncülük edebileceğini biliyorum. Bu konuda yapılan çalışmalar hızını dahada artıran ve sürekli olarak kendine koyduğu çıtayı aşan bir heyecanla sürüyor. Eli kalem tutanların yazılı kaynaklara yönelmesi, kitap, dergi ve almanaklarla yani güldestelere imza atmaları oldukça sevindirici. Bu sevindirici gelişmelerden biride Abdulhadi Bay, Mehmet Nacar ve Gülhun Ertilav?ın çabalarıyla Kültür ve Edebiyat dünyamıza merhaba diyen ?Kumru? dergisinin doğumudur. ?Kumru?nun ilk sayısında kendini hemen önce çıkartan bir özelliği var. belliki, ?Kumru? sadece edebi eserleri neşreden sıradan bir dergi olmayacak. Türk tarih ve kültürünün dönüm noktalarınada parmak basarak, Orta Asya?dan Anadolu içlerine kadar uzanan kutlu yürüyüşün tarihsel devirlerinde birer küçük çoban ateşi yakmayıda ihmal etmeyecek. ?Kumru? adının geliş noktasına vurgu yapan ve bu manada yayınlanmış olan yazıları oldukça değerli ve anlamlı buluyorum. Otantik ve folklarik temalarıda öne çıkartacak olan ?Kumru? ya ruh ve mana veren, onun edin ve ilhamına sağladıkları katkıları dolayısıyla Mehmet Nacar, Abdulhadi Bay?a ve Gülhun Ertilav?ı ayrıca kutluyorum. Aslolan Türk?ün Türkçe sevgisidir. Çünkü Türk Türkçe ile vardır. Bu şiarla ve ?Kumru?nun kanatlarında Türkçenin sonsuz coğrafyasına süzülmeyi diliyorum. Zira Anadolu?yu tartışmalı coğrafya haline getirmeye çalışan ve insanımızı kimlik terazisine çıkartarak aidiyetlerini ölçmeye kalkan ve onlara labaratuar ortamında hazırlanmış yeni tabiyet masalları sunan emperyal güçlere karşı ?Kumru?nun iyi bir cevap teşkil edeceğini umuyorum.