Doğrusunu söylemek gerekirse, eğer yolumuz düşmese inanın neler olduğunu bilmeyecektik.. Meğer neler oluyormuş, ne sahtekarlıklar, ne vurgunlar dönüyormuş da haberimiz yokmuş.. Maalesef yıllardır Gaziantep KOSGEB'den projeler yoluyla çok sayıda firma her türlü sahtekarlıklar yaparak milyonları götürmüş.. Resmen organize bir dolandırıcılık olan bu olay ayyuka çıkıp fark edilince bakanlık işe el koymuş ve dosyaları incelemeye almış.. Söylentiler inanılır gibi değil, 500 mü, bin mi tam bilemiyorum ama çok sayıda firmaların dosyalarında usulsüzlükler tespit edilmiş..Ama sanki "Atı alan Üsküdarı geçmiş" gibi bu sahtekarlığı yapanlara KOSGEB yetkilileri milyonlarca parayı tıkır tıkır ödemiş... Hele aralarında medya kuruluşlarının da olduğu ileri sürülen bazı firmalara inanılmaz rakamlar ödenmesi gerçekten vicdanları sızlatıyor.. PARAYI CUKKALAYANLARIN CEZASINI YASAL İŞ YAPANLAR ÇEKİYOR Asıl dramatik, daha doğrusu traji-komik olan ise, kuralları yerine getiren, dürüst iş yapan, hileye hurdaya sahtekarlığa kaçmayanlar şimdi hak ettikleri paraları alamıyorlar..Sebebi gayet açık. Sahtekarlık yapanların dosyaları inceleniyor..Dosyaları temiz olan, ödeme bekleyenler ise, onlar yüzünden KOSGEB'den paralarını alamıyor.. İşte sorun da burada...Bu konuyu AK PARTİ il teşkilatı dahil, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Fatma Şahin ve Milletvekillerin hepsinin de bildiği iddiaları ise sorunlarına çözüm bulunmasını bekleyen KOBİ'lerin moralini bozuyor gerçekten.. Dosyalarına en konulanlar arasında inanılmaz isimler olduğu söyleniyor.. Hatta medya sektöründe deveyi hamuduyla götürenler varmış.. İncelemeler, soruşturmalar yapılıyormuş ama bunun nasıl ve ne zaman sonuçlanacağı konusunda kimse bir şey bilmiyor.. Aslında kafamız da karışıyor. Bu bir sahtekarlık ve dolandırıcılık ise, örneğin Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı haberdar olmuşmudur. İnceleme başlatmışmıdır.. Çünkü bu olay bireysel bir olay değil, örgütlü suça girer.. Organize işlere girer.. Bakanlık seviyesinde ne gibi işlemler yapılmış.. Bunlar cevabı aranan sorular.. Ve en kötüsü KOSGEB'den hak ettikleri paralarını alamayanların mağduriyeti... Umarım Sayın Bakan ve Milletvekilleri mağdurların yanında olur da, dolandırıcılar yüzünden ödenmeyen proje bedellerinin ödenmesini sağlarlar.. BİR GERÇEK: ŞAMİL TAYYAR'IN ÇABASI 13.5 MİLYON GETİRDİ Güneydoğubirlik kötü yönetildi, yıllarda zarar ettirildi. Göz göre göre buna maalesef ses çıkarılmadı. Sonunda satılmasına karar verildi. Ve 8'den başlayan ve 10.5 milyona varan bir fiyatla elden çıkarılmaya çalışıldı. Tam da böyle olacak iken, devreye Milletvekili Şamil Tayyar girdi.. Fiyatın çok düşük olduğunu ve yazık olacağını söyleyerek harekete geçti. Bakan Hayati Yazıcı'ya kadar giden uyarılar sonucu o ihale iptal edildi. O sıralarda Güneydoğubirlik'i özel idarenin alması tavsiye edildi. Hatta Vali Erdal Ata 14 milyona sıcak baktı. Ama gerçekleşmedi. Şamil Tayyar burada yine devreye girdi ve organizedeki bu yerin ticari alana çevrilmesi halinde değerinin daha yüksek olabileceğini söyledi. Bu öneri herkesin kafasına yattı. Ama işler uzadı, bürokratik engellere takıldı. Çiftçiye üreticiye para ödenemedi. Aradan geçen zaman 2 milyon ek faizin binmesine yol açtı. Son ihaleye katılanlardan Yetkinşekerci-Şireci ve bazı ortaklarının verdiği en yüksek rakam 21.5 milyon olunca ihale bu firmaya kaldı. Ancak bu ihaleye katılan ve 20 milyon veren Ahmet Büyüknacar'ın fiyatı 24 milyona yükseltmesi sonucu genel müdürlük tercihini bu kişide kıldı. Elbette buna itirazlar edildi ama sonuç Güneydoğubirlik'in Büyüknacar'a kalmasıyla neticelendi. Şimdi galiba buraya otel ve AVM yapılacakmış..Orasına diyeceğim bir şey yok. Benim diyeceğim tek şey, Şamil Tayyar'ın bu işe el atmasıyla 10.5 milyonluk rakamın 24 milyona uzanmasıdır.. KÜLTÜR YOLU DA, KALDIRIMLARI DA UTANDIRIYOR Belediyeler ve resmi kurumlar iyi ve güzel bir şey yaptığında elbette takdir ederiz. Ama o güzel dediğimiz projeler ve hizmetlerin yapımı için ihaleye verilen firmaların da kalitelerine, düzgün iş yapıp yapmadıklarına dikkat etmek zorundayız.. Maalesef kalite konusunda tartışılacak şeylere şahit oluyoruz.. Örneğin, Tabakhaneden itibaren, Kale altından, Keçihane yokuşundan tutun, Hamdi Kutlar'a, oradan da Sahan Restorana kadar olan bölgeyi bir gezin. Bakırcılar çarşısı, Tamıs kahvesi ve civarı, Karagöz'den Almacı pazarına kadar olan bölge.. Burası güya KÜLTÜR YOLU.. Ama tam tersi yolları da kaldırımları da resmen kültürsüzlük belgesi.. Maalesef sadece burası değil, Gaziantep'te kaldırımlar zaten yayalar için kullanılmıyor.. Hem dar hem işgal altında.. Yollar ise hangi yandaş müteahhit'e verilmişse utanç belgesi gibi duruyor. Taşlar çökmüş, kimi yer yükselmiş kimi yerin şaftı kaymış.. Anlayacağınız yol yolluktan çıkmış, araçlar da yayalar da resmen cambazlık yapıyor.. Güya Büyükşehir Belediye Başkanı sabahları erken saatlerde ekibini alıp şehri geziyor.. Bu nasıl bir gezidir ki, bu yollar görünmüyor.. Doğrusu merak ediyorum, o yollardan yürüyorlar mı, kaldırımları görüyorlar mı ? ASFALT YAPMIŞSIN NEYİME! Bir konu daha..Belediyeler yolları asfalt yaparak yeniliyor.. Bir bakıyorsunuz bir inşaat veya iş yeri o güzelim asfaltları kırmış.. Çalışmasını yapıyorlar ve kırıp parçaladığı yolu öylece bırakıyorlar.. Sonrası malum.. Trafikte tehlike oluşturması bir yana, pırıl pırıl asfaltın parçalanması işin cabası.. Çok merak ediyorum belediyeler yolları asfalt yaparken, o yol üzerindeki inşaatlarla veya işyerleriyle görüşüp yol üzerinde çalışma yapıp yapmayacaklarını sormuyorlarmıdır.. O yolu parçalayacak kişi ve firmalar belediyelerden izin alıyorlarmıdır.. Onlara izin veriliyorsa, iş bitimi hemen o kırılan ve sökülen yerlerin kapatılması için teşebbüse geçiyorlarmıdır.. Görebildiğim kadarıyla gerçek şu; Eğer bu dediklerim uygulanmış olsa, galiba benim bu yazıyı yazmama gerek kalmayacak.. LOKANTALAR DAHİL OTOPARK FİYATLARINI KİM TESBİT EDİYOR Şehrimizde aslında insanların sosyal yaşamında ve benzeri ihtiyaçlarını karşılayabilecek her şeydeki başıboşluk üst seviyede.. En başta Lokantalarda fiyat tarifesi ve kontrolleri..İsteyen istediği fiyatı belirliyor.. Nedenleri asla sorgulanmıyor.. Hepsi olmasa bile büyük çoğunluğunda temizlik ve kontrol zaten hak getire. Kim denetliyor kim kontrol ediyor bilinmiyor.. Bu yönde gelen şikayetleri kenti yönetenler ile bu işlerden sorumlu olanlar görmüyor. Çünkü onlara ulaşılamıyor.. Her zaman söylediğim gibi maalesef Gaziantep'te gerçekten halk kendi kaderine terk edilmiş.. Vatandaşlarda kenti yönetenlere ulaşamadıklarını bildikleri için bizleri arıyor, şikayetlerini söylüyor.. Bizim görevimiz de bunları dile getirmek ise, elbette yazacağız. Son dönemlerde adım başı evlerin bahçelerin, sokakların işgal edilip otopark yapılması ve insanlardan yüksek ücret alınması yönünde gelen şikayetler çoğaldı. Kent merkezindeki Parkomatlar için güya sistem uygulanıyor. Ama 1 saati 2 dakika geçtiğinde sizden kuzu kuzu 2 saatlik ücreti alıyorlar. Fişleri kaybettiğinizde bir bakıyorsunuz, eski borç diye sizden para istiyorlar. İsterseniz vermeyin. Acayip acayip tipler peydahlanıyor etrafınızda.. Tartışsanız onların kaybedeceği bir şey yok.. Ama sizin kaybedeceğiniz çok şey var. O nedenle şeytana lanet olsun diye katlanıyorsunuz bunlara.. Diğer yerlerde ise durum daha feci.. Onların saati dakikası yok. Kimisi 3 alıyor, kimisi 5 TL.. Tutturabildikleri ve arabanızın markası kadar.. Fiyatları kim belirliyor kim kontrol ediyor bilinmiyor.. Şehir merkezi yani Karagöz, Almacı pazarı civarı, Maarif civarı bu başıboşluğun en doğru adresleri..En iyisi hiç itiraz etmeyin ve kuzu kuzu sizden ne isterlerse verin. Tavsiyem bu olacaktır.. İLAÇLAMA YAPILDI MI YAPILMADI MI? Bu sene galiba sinekler şehre egemen olacak. Bu iş daha havalar ısınmadan sinekler lavra halinde iken çözülür ve ilaçlamalar yapılır.. Şimdilerde etrafımızda vızır vızır sinekler, üveyler uçuyorlarsa, yaz sıcaklığında işimiz var demektir. Bunlar birde mikrop taşıyor. Taşıdıkları mikropları insanlara bulaştırıyor. Bu arada hemen belirteyim, özellikle üvez ve sivrisinek dediğimiz haşeratlardan gözlerinizi koruyun. Çünkü aniden gözünüze girdiği anda yandınız demektir. Buna şahit olunca inanın korktum. Çünkü göze zehir bulaştırıyorlar. Dahası kurtçuk bırakıyorlarmış ve bu beyine kadar tehlike yaratacak noktaya geliyormuş. Büyükşehir Belediyesi ilaçlamayı ne yaptı şu ana kadar bilgimiz yok. Ama şu bir gerçek ki, bu şehirde her şeyde olduğu gibi ilaçlama konusu da Allaha emanet edilmiş.. Yazık doğrusu..Bu yaz herkes hazırlıklı olsun demek zorundayım.. Hepinize iyi haftalar