Haber bültenlerine düşen iki kaydadeğer gelişme var. İlki MHP Milletvekili Özcan Yeniçeri'nin 'Türkçe'nin Korunması'ile ilgili TBMM'ne verdiği yasa teklifi.

Bir diğeri ise Batman'da, Vanlı depremzede öğrenciler yararına düzenlenen tiyatro ve konserde, Toplum Destekli Şube Müdürlüğü polislerinden Bahar Gönen'in Kürtçe sunumu ve bakan Mehmet Şimşek'in buna icabeti.

MHP Milletvekili Özcan Yeniçeri, Anayasanın 3. maddesinde yer alan 'Türkiye Devleti ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir' hükmünü hatırlatarak;

'Dili yozlaşan, yabancı dillere karşı, gerek toplum hayatında gerekse bilim ve eğitimde geri plana düşen bir milletin geleceği ciddi şekilde tehlikeye düşer… Türkçe sözcüklerin, konuşma biçiminin bozulması doğrudan Türkçe düşünmeyi de etkilemektedir' diyor.

Türk alfabesi ve Türkçe kelimeler ile yazılan işyeri ve ticari kuruluş levha ve tabela sayısının azınlıkta kaldığını kaydeden Yeniçeri ' Türkçe vatanında giderek köşeye sıkışmaktadır. Sorun yalnızca yabancı tabela, ad ya da levha sorunu da değildir. Türkçe'nin mevcut haliyle varlığı tehdit altındadır' görüşünü savundu. Teklifte özetle şunlar yer alıyor.

Okul öncesi eğitim kurumlarında yabancı dille eğitim ve yabancı dil öğretimi yapılamaz.

İlköğretim, ortaöğretim ve yükseköğretimde öğrenciler Türkçe, Türk Dili ve Edebiyatı, Dil ve Anlatım derslerinden başarılı olmadıkça yıl sonu başarı ortalaması ile veya herhangi bir kurul kararı ile başarılı sayılamazlar ve bu derslerden başarılı sayılmadıkça da mezun olamazlar. Bu derslerden başarısız olanlar af kapsamına da alınamazlar.

Yükseköğrenime giriş ve kamu personeli alımı sınavlarında, Türkçe bilgisini ölçen sorular, toplam soru sayısının yüzde 30'undan az olamaz.

Türkiye'de yapılacak her türlü resmi toplantıda konuşmaların Türkçe yapmaları zorunludur.

Gazete, radyo ve televizyonlarda Türkçenin doğru kullanımı esastır. Türkçede olmayan yabancı kelimeleri sistemli olarak kullanan gazete ve dergiler, ve yazarları cezai işleme tabi tutulur.

Ulusal yayın yapan radyo ve televizyonlarda görev yapacak sunucuların, Türkçeyi doğru ve kurallara uygun telaffuz edebildiklerini gösteren bir 'yeterlik belgesi'ne sahip olmaları zorunludur. Yeterlik belgesini verme konusunda Türk Dil Kurumu görevli ve yetkilidir.

Türkiye'de faaliyet göstermek üzere, yürürlükteki mevzuat uyarınca kurulan bütün kurum ve kuruluşların ad ve unvanları Türkçe olmak zorundadır.

İçerden ve dışarıdan her türlü tehdite karşı açık hale getirilen Anadolu'daki bu son Türk Devleti, ortak ve vazgeçilmez dili olan Türkçeyle ilgili olarak Ata babaları Karamanoğlu Mehmet beyin torunları onun buyruğunu unutmuş görünüyor.

Ankara'da Özcan Yeniçeri'nin dile getirdiği bu uyarılarla eş zamanlı olarak Batman'da cereyan eden gelişmeler AKP'nin üniter yapıya verdiği değeri göstermesi açısından son derece önemli.

Batman Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Okul Polisi Ekipleri, Batman Lisesi ve Endüstri Meslek Lisesi öğrencilerinin ortaklaşa düzenledikleri konser ve tiyatro etkinliğinin sunumunu yapan Toplum Destekli Şube Müdürlüğü polis memuresi Bahar Gönen, açılışı ve Bakanı kürsüye davetini kürtçe yaparak büyük alkış alıyordu.

Batman Valisi Ahmet Turhan, Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdulselam Uluçam, Batman Emniyet Müdürü Hasan aLi Okan, AKP İl Başkanı Murat Güneştekin'in de katıldığı etkinlikte söz alan Bakan Mehmet Şimşek'te polis memurunun bu işgüzarlığına kürtçe yaptığı konuşmayla karşılık veriyordu.

Burada en dikkat çeken husus, toplumu bir arada tutucak olan dil birliğinin salonda bulunan zevatın oluşturduğu kamusal alanda yok sayılarak yara almasıdır.

Diyarbakırlı polis memuresinin büyük bir iş yapmış pozlarıyla, Batman'lı Bakan'ın gözlüğünün altından giderek gevreyen gülücükleri mülki kattaki Türkçe tahribatının izdüşümleridir.

Batman'da polis memuresinin ve sözüm ona Cumhuriyet'in Bakanı tarafından gerçekleştirilen bu şovla, izlenen bu yöntemin doğruluğuna kanaat getiren kitleler tarafından yerel lehçelerin ve azınlıktaki dillerin çoğunluktakilere dayatılmayacağını kim garanti edebilir.

Mersin'de repartuarında kürtçe türkü olmadığı için okuyamayacağını söyleyen sanatçı Sarp Öztürk işte bu vahşi anlayışla öldürülmüştü.

Polis memuresi ve Maliye Bakanı, bir anlamda Sarp Öztürk'ü katleden anlayışa prim veren kanalları yeniden açmayı başarmıştır.

Bu anlayışın sonucu şudur:' Ortak dilin yani Türkçe'nin bize lüzumu yok. Mademki dilimi bilmiyorsun, öyleyse ölmelisin.'

Türk toplumunu bir arada tutan resmi dil ve ortak payda olgusunun üzerinde tepinen AKP'li kurmayların, devletin bölünmez bütünlüğünü ve milletin birliğiyle ilgili tasarrufalrı işte bunlar. Coğrafyaya göre şekil değiştirme ve bukalemunlaşma.