Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Üniversite öğrencilerinden yüzde 13'ünün internet bağımlısı olduğu.12-18 yaş gurubundaki çocuklardan yüzde 22'sinin de internet bağımlılığı sınırında bulunduğu ortaya koyuyor. Mekke'de Beytullah'da, Medine'de Mescid-i Nebevi'de dahi insanlar, ibadet, kıraat ve tefekkürle meşgul olmak yerine telefonlarıyla vakit geçiriyorlar. Hayatımızı kolaylaştırması gereken teknoloji bizi hayattan koparıyor. Tehlike dağdan kopan çığı gibi büyüyor" dedi.

umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen Teknoloji Bağımlılığı Kongresi'de konuştu. "Her buluş hayatımızda köklü değişikliklere neden oluyor" diyen Erdoğan'ın konuşmasınnı satır başları şöyle:

Değişim ve yenilik insan hayatının temel nitelikleridir. Her keşif Allah'ın kullarına lütfettiği sorgulama duygusunun bir eseridir aslında. Kıyamet gününe kadar insanoğlu soru sormaya ve merak etmeye devam edecektir.Tekerlek, Sümerler ile birlikte tüm insanlığın hayatını değiştirmiştir. Kağıt, barut, pusula, ilaç, elektrik, telefon gibi binlerce icat bugün hayatımızın vazgeçilmez parçalarıdır. Bazı ülkelerde teknolojiyi toptan reddeden akımlar ortaya çıkmıştır. Bazı ülkelerde teknolojiyikabul etmeyen akımlar çıkmıştır. Amerika'da Amishler gibi hayatında teknoloji dondurmuş topluluklara evsahipliği yapıyor. İnsanın olduğu her yerde bu tür farklı yaklaşımların görülmesi gayet tabiidir.

Bize göre asıl mesele teknolojiyi nasıl algıladığınızdır. Bizim yenilikle sorunumuz yoktur olamaz. Bu açıdan biz modern tabirle teknofobik insanlar değiliz. Asıl karşı olmamız gereken atom bombasının kendisi kadar onu masum insanlar üzerinde kullanmayı düşünen zihniyet olmalıdır.

ZİHNİ BAĞIMLILIK...

Şüphesiz her buluşun arkasında ona hayat veren bir zihniyet ve dünya algısı vardır. Bu tarz bir teknoloji her şeyden önce müslümanların zihin yapısına aykırıdır. Dünya hayatını geçici gören, adaleti ve merhameti merkezi alan müslüman düşüncesi böylesine bir gelişmeye manidir.

Nükleer başlıkları ev silahları yasaklama zihniyetine baktığınız zaman, bir tanesinde 12 bin 500 nükleer başlık var bir diğerinde de 7 bin 500 nükleer başlık var. Sonra diyor ki "Sen yapamazsın" E sen de var! İşte sıkıntı burada! Buna da ben, bir isim koyayım. Bu da bir zihni bağımlılıktır. Bizim asıl mücadele etmemiz gereken, teknolojinin insanlığın adım adım kendi kıyametine doğru sürüklenmesinin aracı haline getirilmesidir. Modern teknolojinin ürünü olan kitle imha silahları çıktı insanlık bitti.

KORKUNÇ TABLOYU AÇIKLADI

10-15 yıl önce gündemimizde olmayan teknoloji bağımlılığı gibi yeni hastalıkların ortaya çıkmasının sebebi budur. Güney Kore, Çin gibi ülkeler bizden daha fazla bu sorunlarla yüzleşiyor. Genç nüfus başta olmak üzere tüm toplumu tehdit etmeye başladığını gösteriyor. Şüphesiz buradaki hocalarımız karşı karşıya bulunduğumuz vahim tabloyu çok daha iyi biliyorlar. Karşılarına gelen hastalarla bunları fiilen görüyor ve yaşıyorlar.

Japonya'da 1 milyondan fazla genç sosyal çekilme denilen hastalıktan muzdariptir.Araştırmalar bir çocuğun 14 yaşına gelinceye kadar televizyonda 11 bin cinayet sahnesi izlediğinii çizgifilmlerin yüzde 94'ün şiddet gösterdiğini ortaya koyuyor.Üniversite öğrencilerinden yüzde 13'ünün internet bağımlısı olduğu...12-18 yaş gurubundaki çocuklardan yüzde 22'sinin de internet bağımlılığı sınırında bulunduğu ortaya koyuluyor. Günde ortalama gençler asgari 6 saat vakit geçiriyor.

Dost meclislerindeki gönül sohbetlerinin yerini artık sosyal medya tartışmaları aldı. Mekke'de Beytullah'da, Medine'de Mescid-i Nebevi'de dahi insanlar, ibadet, kıraat ve tefekkürle meşgul olmak yerine telefonlarıyla vakit geçiriyorlar. Hayatımızı kolaylaştırması gereken teknoloji maalesef giderek bizi hayattan koparıyor. Anne-babalar, eğitimciler olarak bu kötü gidişi eli kolu bağlı bir şekilde izleyemeyiz. Tehlike dağdan kopan çığı gibi.

Teknoloji bağımlılığı ile mücadele ederken, geçmişi örnek gösteren bakış açısıyla hiçbir yere varamayız. Onlar geçti. Televizyonun, bilgisayarın, telefonun olmadığı sohbetin günlük hayatın bir parçası olduğu günleri özleyebiliriz. Zamanı geri döndüremeyeceğimize göre, gelecek için yapabileceklerimizin yollarını aramalıyız.

Gençleri anlayamazsak, onlara ulaşamayız.Evlatlarımızla ortak dil geliştiremezsek, sorunlarımızın çözümü için doğru bir yol bulamayız. Teknolojiden uzak tutmak yerine, bilinçli kullanmanın yolunu göstermeli ve eğitimini vermeliyiz.

Gerçek dünya ile sanal dünyayı ayıramayan çocukların zihniyeti teknolojinin etkilerine çok açıktır. Bu konuda okullarımıza öğretmenlerimizi de çok önemli görevler düşüyor.