Görünen o ki, artık herşey kontrolden çıkıyor.. Türkiye’de ve yaşadığımız Gaziantep’te.. Olmaması gereken olaylar oluyor, akıllara durgunluk veren uygulamalar yaşanıyor.. Ormanlar yakılıyor, yıkılıyor.. Bir Tarım bakanı bazı kurumlara kızdığı için ormanların yanmasına bile bile seyirci kalıyor.. Seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyumlar atanıyor.. Kadınlar öldürülüyor, genç çocuklara kız erkek demeden taciz ediliyor, hatta tecavüzlere kadar gidiliyor.. Sağlıkçılara ve doktorlara saldırılar yapılıyor, hatta canlarına kıyılıyor.. Tüm araştırma ve anketlerde Yargıya güvenin iyice azaldığı gözlenirken, ülkede yetişmiş nitelikli on binlerce, eğitimci, akademisyen, doktor, bilim adamı KHK’larla işinden atılıyor, evinden çoluk çocuğundan ayrı kalmak zorunda bırakılıyor.. Ve bunların bir çoğu da hapishanelere atılıyor.. İzlenen politika sonucu ekonomide ciddi darboğaza giriliyor, buna mukabil ülkeye getirilen 4 milyona yakın Suriyeli artık Türkiye topraklarından çıkmayacak kadar güçlendiriliyor..Yani anlayacağınız Türkiye artık kontrolden çıkacak noktaya geldi arkadaşlar.. Elbette gücü olan, özellikle iktidardaki siyasilerin fazla sıkıntıları, maddi manevi herhangi bir sorun yaşadıkları yok.. Düzen kurulmuş, sistem tıkır tıkır işliyor.. Herşey onlar için var.. Olan bizler gibi sade vatandaşa oluyor..GAZİANTEP’TE AYNIBir kere en büyük sıkıntı 600 bine yakın kayıtlı kayıtsız Suriyelilerin varlığı.. Artık her yerde varlar.. Ekonomide, sosyal hayatın içinde, siyasette, odalarda ve derneklerde.. Bunlar katlanılır olanları.. Birde işin görünmeyen illegal yüzü var.. Fuhuş almış başını gidiyor, gaspçısı ve dolandırıcısı her tarafta.. Her bölgede mafyalaşma başlamış.. Uyuşturucu işi, nargilelere kadar uzanmış.. Buna birde ortaya çıkmayan terör bağlantılı olanları eklemeliyim.. Son dönemlerde şehire inanılmaz gelenler olduğu söyleniyor.. Hatta yabancı basında İŞİD, El Nusra bağlantılı çok sayıda insanın örgütlenme adına belli mahallelerde yaşamaya başladığı iddia ediliyor.. İdlip’ten kaçanların doğruca Gaziantep’e geldiği iddiası ise, bu kentin geleceğini ciddi biçimde tehlikeye sokacak gibi gözüküyor..OKULLARDAKİ İDARECİLERİN İŞGÜZARLIĞISadece Suriyeli veya yabancılar değil kontrolün kaçtığı bu şehirde.. Eğitimde Müdür Cengiz Mete o kadar uyarıyor ama hala bir çok okulda velileri para vermeye mecbur bırakıcı uygulamalar devam ediyor. Aslında tatlı dille, izah edici nitelikte okula bağış denilse, inanın durumu iyi olanlar belki de istenilenden daha fazlasını verecek. Ama bir haller olmuş bu bazı eğitimci idarecilere.. Şart koşuyorlar, velileri çaresiz bırakıyorlar.. İnşallah Cengiz Mete’nin çabaları sonuç verir de, bu şikayetler azalır..CAMİLER KEYFİYETE GÖRE YÖNETİLİYOR TUVALETLER PİSLİK İÇİNDEŞehir merkezinde camiler dışında en acil ihtiyaç olan tuvalet bulamıyor insanlar. Bulsa da pislikten geçilmiyor. Kontrol yok.. Camiler dahil pislik içinde.. Cami demişken, Türkiye’de eşine ender rastlanan bir durum yaşanıyor Gaziantep’te.. Birçok camii akşam ve sabah namazlarında kapalı duruyor. Bunu cemaatler aradığından biliyorum. Çok net ifade edeyim, Gaziantep’te Diyanet bu Sayın Müftü geldiğinden beri kontrolden çıktı.. Din adamları, imamlar, müezzinler bu kadar başıboş davranmamıştı..BU PAHALILIK FATMA HANIMIN BAŞINI AĞRITACAKYiyecek içecek sektörü zaten bu Gastronomi işi ortaya çıktığından beri kontrolü kaybetti. Herkes fiyatları keyfince düzenliyor. Defalarca yazdım, bir beyran 25 lira olur mu diye.. Eskiden çaya kahveye para alınmazdı, şimdi onu da üstüne koyarak ekliyorlar.. Memleketin en şöhretli beyrancısı müşterisinden peşin para alıyor, kredi kartı kabul etmiyor, müdahale etmesi gerekenler oralı bile olmuyor.. Çay -kahve fiyatları kör tuttuğunu öpüyor misali.. Yemek, kebap, baklava, künefe, kadayıf, fıstık almış başını gidiyor.. Kalite kontrolü yok, yanıbaşımızda Hatay’da lokantalar daha kaliteli ve daha ucuz.. Urfa’da da öyle.. Bir ciğer kebabı için Urfa’ya gidenler başladı bu memlekette.. Acı ama gerçek, Antep pahalı.. Buradan Sayın Fatma Şahin’in kulağına fısıldayayım; “Aman başkan bu Gastronomi konusunda şehirde hakkınızda inanılmaz bir olumsuz hava esiyor. Esnaf isyanda, vatandaş isyanda, pahalılık yüzünden aleyhinizde atıp tutanların sayısı küçümsenmeyecek kadar fazlalaştı”GÜRÜLTÜYÜ KADERİMİZ YAPTILARGürültü deseniz zaten en başta kontrolden çıkanların başında geliyor.. Bu şehir artık gürültü şehri olmaya mahkum edildi. Cumartesi gecesi yine rezalet yaşandı.. 01 sıralarında düğün dönüşü kornalar, davul zurnalar ve finali de saat 1 buçuğa doğru havai fişeklerle yaptılar.. Küçücük yavrular, yaşlı baba ve anneler, hastaların o bomba gürültüsünü andıran patlamalarla uyanmaları hiç umurlarında değil. Ya o uyku halindeki kuşların hali. Çoğu ölür o gürültüden dolayı.. Bizleri saymıyorum bile.. Uykudan gürültüyle uyandırılmanın öfkesi zaten yetiyor uykusuz kalmaya.. Daha önce de yazdım, kardeşim düğün salonunda eğlendiniz eyvallah, bunu gelinle damadı evine getirirken niye geçtiğiniz yollarda kornalar çalarak, kavşaklarda araçları durdurup davul zurna eşliğinde oynayarak, daha da yetmedi evin önüne gelerek havai fişekler atıp, silahlar sıkıp devam ettirirsiniz.. Bu şehirde huzur isteyenlere hayatı zindan etmeye ne hakkınız var kardeşim.. Bırakın gelinle damat gerdeğe girsin sessizce.. Ayıp değilmi.. Öyleki bu insanlar böyle yapa yapa, Vali beye de saygısızlık yapıyorlar ve uyarılarının bir işe yaramadığını söylemek istiyorlar..KIZLARINI MİRASTAN MAHRUM EDEN KAFALAR Şu kadın cinayetleri ve yaralama olaylarını da yazayım bari.. Yasalar var ama işe yaramıyor, çünkü yasaları takan yok.. Yasak var ama umursayan yok.. Kadına bakış açısı zaten başlı başına ayrıcalıklı.. Çoğunuz belki bilmiyorsunuz kızlarına miras vermeyen baba analar var bu ülkede.. Mirası sadece erkek çocuklarına veriyorlar.. Antep’te de var bu uygulama.. Kadın bir kere işin burasında kaybeden sınıfında.. Her ailede yok elbette bu uygulama ama azımsanmayacak derecede fazla var.. Evliliği baskı altında kabul edenler çoğunlukta. Hayır deme şansları yok, diyenlere ise hayatı zindan ederler. Küçük yaşta evlendirilenleri söylemiyorum zaten.. Onlar doğuştan şanssız dünyaya geliyor zaten.. Kocası dövsün ayağını, kolunu, burnunu kafasını kırsın, söylenen söz “kocan döver de sever de”oluyor. Kadın gitmek istemez, ailesi kabul etmez. O zaman kadın çaresiz bırakılıyor, erkek istediğini yapar hale getiriliyor.. Düşünün bir kere Güneydoğu anadolu bölgesinde en çok kadın cinayeti ve yaralamalarda Gaziantep başı çekiyor. İkinci sırada Diyarbakır geliyor..GÜVEN KAYBEDEN SIĞINMA EVLERİEvliliğinde mutlu olamayan, sürekli dayak yiyen ve ailesinden de destek göremeyince çaresiz kalan kadınlar, sığınma evine gitmeye kalksa, orada da rahat edemiyor.. Çünkü dar kapasiteli o sığınma evleri artık güvenilir yerler olmaktan çıktı sevgili okurlarımız.. Bu şehirde kadın sığınma evinin nerede olduğunu herkes biliyor çünkü..Bu konu çok hassas olduğu için ayrıntıya girmiyorum.. Sadece bir şey sormak istiyorum; Kadın sığınma evlerinde erkek çalışanlar var mıdır, yok mudur ?HEPİNİZE İYİ HAFTALAR