Merhaba.. Bugünden itibarden her salı sizlerle bu köşede buluşacağım… Eğitim konusunda ailelere öneriler sunup, anne-baba kişilik tiplerinin sınav sürecinde öğrenciler üzerinde etkisi gibi bir çok konuda sizlere bilgi vermeye çalışacağım..

Anne-babanın çocuğa karşı tutumu , çocuğun ilerde nasıl bir birey olacağını belirliyor ve onun kişilik zihinsel ve sosyal gelişimi üzerinde oldukça etkili oluyor.

Aşırı baskıcı ve otoriter, dengesiz ve kararsız, izin verici (aşırı hoşgörülü), ilgisiz ve kayıtsız, aşırı koruyucu ve müdahale edici, mükemmeliyetçi ve demokratik olmak üzere 7 tip ebeveyn tutumu mevcuttur. Bu tip ebeveyn çeşitlerini inceleyerek sınav sürecinde olan çocuklarda etkisini gözlemleyebiliriz.

Otoriter ve baskıcı aile tutumunun temel branş derslerine etkisi

Geleneksel aile yapılarında görülen bu tutumda denetim keskin bir şekilde yüksek , duyarlılık ise düşüktür. Çocuğa hiçbir açıklama yapılmadan kişilik özellikleri göz ardı edilen , kuralları anne –babanın koyduğu çocuktan sadece itaat etmesi beklenen tek yönlü iletişim söz konusudur. Eğitimde kullanılan yöntem bu kişilik özelliğinde cezadır. Ceza ya sevgiden mahrum bırakılarak ya da fiziksel ceza (şiddet) olarak uygulanır. Burada cezanın amacı yeni bir davranış kazandırmaktan çok ,istenmeyen davranışı ortadan kaldırmaktadır. Otoriter ve baskıcı ebeveyn tutumun da , öğrenciyi kendi kalıplarına göre yetiştirirlerken çocukların istekleri bastırılır ve fikren hür olmayan çocuklar kendisini tek yönlü iletişimin bir parçası olarak görür bu da zamanla sözel iletişimin yok denecek kadar azalmasına sebep olur. Aynı zamanda hata yaptıkları her evrede cezalandırıldıkları için “hata yapanlar mutlaka cezalandırılır” görüşünü benimser ve uygularlar. Bu tutumda yetişen çocuklar kendi ailelerinde söz hakkı alamadıkları için çoklu ortamlarda gerekli duygu ve düşüncelerini bireysel olarak bir dialoğa maaruz kalmadıkları sürece katılma gereği duymaz ve ifade etmekte zorlanırlar.Branş derslerinde eğitmeni ile olan dialoglarında algılamada sorun yaşadığı yerde detaya inerek anlamada sorun yaşanılan yeri onarmak yerine yaşadığı sorundan ötürü yadırganacağını düşünme içgüdüsüyle anı kurtarmaya çalışır. Peki bu süreçte yapmamız gerekenler nelerdir?

“Aşırı stresli sınav merkezli ortam yaratmayın”

Tıpkı çocukların olduğu gibi sizinde sınav dışında bir hayatınızın olduğunu unutmayın ve hayatınızda olağan düzeyde devam edin. Aksi takdirde tüm evin düzenini , seyahat hatta günlük dışarı çıkma programlarını çocukların sınava çalışması yönünden yeniden düzenleme gibi davranışlarda bulunma çocuğa “aşırı stresli” bir ortam yaratma çocukta olağanüstü hal algısı yaratır ve stresini daha da arttırır.

“Ona mücadeleyi öğretin”

Başarısızlığında diğer olgular olduğu gibi hayatın bir gerçeği olduğunu anlatın. Başarısızlıkla karşılaştığı durumlarda nasıl ayağa kalkabileceğini yani mücadeleyi öğretin. Öğrencinin başarısızlık söz konusu olduğunda bile ona destek olacağınızı bilmesi ona güç verecek ve kaygısını azaltacaktır.