Geçen gün Kilise bir günde sekiz Katyuşa füzesi düştü.

Bu ancak savaş alanlarında görülebilecek bir olay. Kilis herhangi bir ülkeye savaş ilan etti mi?

Hayır.

Başka bir ülke Kilise savaş ilan etti mi?

Hayır.

Peki, bu olayların sebebi nedir?

Sebep IŞID teröristlerinin Türkiyeye savaş ilan etmesinden kaynaklanmakta. Kilisin şahsında Türkiye bombalanıyor. Ancak, Türkiyeyi yönetenler, yani hükümet başka bir ülkede sahipsiz bir şehir vuruluyor gibi düşünmekte ve gereken ilgiyi göstererek gereken tedbirleri almamakta.

Kilisin Hükümet üyesi iki milletvekili var. Bugüne kadar bu iki vekilin ne Mecliste nede Kiliste sesini duymadım. Oysa ki, yaşanan olaylar karşısında ne yapmaları gerektiğini bilmeyen insanlar değiller.

Kilisi temsil edenlerin görevi olayları Meclise taşımak ve bu kadar tahribatla can kaybına meydan vermeden her türlü önlemin alınmasını sağlamaktı.

Yapmadılar. Yapmıyorlar, yapmayacaklar… Yazık, çok yazık…

*

Hükümet neden sessiz kalıyor. Vatan toprağı füzelerle her gün vurulurken ülkeyi yönetenlerin bu olayları duymaması ve bilmemesi mümkün mü?

Türkiye bir cihan devleti. Kükreyince dağları titretmesi, çakallara kalp krizi geçirtmesi gerekir.

Neden sessiz?

Çünkü, caydırıcı gücünü yitirdi. Yıllarca Dış İşleri Bakanlığı, devamında da Başbakanlık yapan kişi uzaktan kumandalı insansız hava aracından farksızdı. Üstten gelen emirleri uyguladı. Bu uygulamalar sonunda da dünya üzerinde bizi seven, yanımızda olan ve bize saygı gösteren bir tek dünya devleti kalmadı. Türkiye planlanmış ve sessiz bir saldırı altına girdi. Bu saldırılarda Kilis ön planda yer aldı. Hemen her türlü teknolojik silaha sahip bir TSK miz var değil mi? Neden harekete geçirilmiyor?

Geçiremezler.

TSKnin Başkumandanı her türlü müdahalenin başarısızlık ve hezimet olacağını biliyor.

Diyelim ki, Kilisi savunmak ve IŞIDı durdurmak için bir filo savaş uçağı kaldırıp IŞID mevzilerini vurmak istedik. Böyle bir durumda Rusyanın Suriye emrini verilmiş gibi gösterilen Lazkiyedeki radar üssü savaş uçaklarımızı anında tespit edecek, konuşlu S 300 füzelerini otomatik olarak ateşleyip uçaklarımızı kuş avlarcasına düşürecek.

Savaş uçağı göndermekten vazgeçip karadan Suriyeye girdiğimizi varsayalım. Karşımızda Suriye, İran ve Rusya ordusunu bulacağız. Buna Güneydoğuda PKK hainlerinin eylemlerini ve Türk ordusunu arkadan vuracağını da eklememiz gerekir. Ayrıca Suriyede PYD ve peşmerge güçleri de karşı cephede yer alacaktır.

Siz Başkumandan olsanız böyle bir durumda yenileceğinizi bile bile Suriyeye müdahale etmeyi düşünür müsünüz? Üstelik Osmanlı padişahlarında bile olmayan, kale gibi tahkim edilmiş, binlerce güvenlikçi tarafından son model teknoloji ile korunan lüks sarayınızda başkanlık sevdasıyla yanarken…

Yıllarca uygulanan yanlış dış ve iç politikalar yüzünden ülkenin temeli oyulmuş, Hükümet saldırı altında kan ağlayan güzel Kilisimizi savunamaz duruma düşmüştür. Son Osmanlı padişahının İngilizlerden imdat beklediği gibi mevcut Hükümet de İncirlik Amerikan Üssünden imdat bekler duruma düşmüş, IŞID mevzilerinin vurulması için İncirlikin hareketine bel bağlamıştır. Kilis Baro Başkanı Sayın Muammer Fazlıağaoğlu ile bazı sivil toplum örgütlerinin birleşerek gazetelere verdiği ilanlar mevcut hükümete bir sitem, uyarı ve kamufle edilmiş bir isyan belgesidir.

Üstte yazdığım nedenlerden dolayı hükümet bu belgeyi de görmezden ve duymazdan gelecektir.

Atatürk beyinli bir liderimiz olsaydı TSK şimdiye çoktan Halepi aşmış Şam yoluna düşmüştü. Türkün başında güvendiği ve inandığı bir lider olduğu müddetçe yıkamayacağı set, aşamayacağı engel yoktur. Atatürke hakaret eden, izlerini silmeye yeltenen bir yönetimden de Kilise hayır gelmez.

Gaziantepten konvoylar hazırlayıp Kilise moral desteği için yola düşenlere tek tek sarılıp hepsinin ak alnından sevgiyle öpüyorum. Unutulmamalıdır ki, Fransız işgali sırasında Fransız ordusunun karşısına çıkan ilk Türk Gücü Kilisli mücahitlerimizdi. Gaziantep Savunmasında Gaziantep-Kilis arasında yaşanan savaşlarda Kilisliler daima ön planda bulunmuştur. Kilisin Gaziantepi, Gaziantepin Kilisi savunması tarihten gelen bir kardeşlik, geçmişten günümüze yansıyan bir gelenektir.

Bu olayların çabucak son bulması, Kilisin huzurlu günlerine geri dönmesi için Hükümet gerekeni yapmak zorunda. Aksi halde onurundan ve gururundan asla taviz vermeyen aziz Kilisliler gerekeni yapmaktan çekinmeyecektir. Zorunlu durumlarda yiğit Kilis halkının yaşlı, kadın ve çocuklarını güvenli bölgelere taşıyacağına, sonra da silahlanıp Bayır-Bucak Türkmenleri ile birleşerek IŞIDı önüne katacağına inanıyorum. ABD ve Rusyanın IŞIDla yaptığı fantezi savaşlarına bakmayın siz. IŞID kim oluyor ki???

Sınır ötesinde tepelerin ardına saklanarak kahpece savaşmak olmaz.

'Bir Türk cihana bedeldir…. Bir Kilisli de cihana bedeldir. Çünkü Kilis Türk kentidir. Kilisli Türktür. Bunu görmekten aciz, kör gözlere aziz Kilisliler parmağını er veya geç sokacaktır.

Korkmak yenilmek demektir. Korkmayın aziz Kilisler. % 65 oy verdiğiniz hükümet yanınızda olmasa da Türkiye sizin yanınızdadır. Bunun iz ve işaretleri güvenimizi sağlayacak ölçü ve büyüklükte…

Asla yalnız değilsiniz. Yalnız kalmayacaksınız. Bütün varlığımızla yanınızdayız. Bazı geri zekalılar Rabia için gözyaşı dökerken biz Canbolat kızıma ağlar, onun intikamını er veya geç alırız…