Gazişehir FK Teknik Direktörü Mehmet Altıparmak, yardımcı antrenörü Erdal Güneş ve medya sorumlusu Cemil Cansız dün gazetemizi ziyaret etti ve samimiyetle geçen güzel bir futbol sohbeti oldu.

Öncelikle belirtmem gerekir ki Mehmet Hoca o kadar samimi bir yaklaşıma sahip ki neyi yazayım neyi yazmayayım kaygısından uzak bir yazı kaleme alıyorum. Çünkü Mehmet Hoca, Gazişehir'de bizi ağırladığında da bu görüşmede de tüm sorulara içtenlikle cevap verdi.

Bu keyifli futbol atmosferinde, Altıparmak için daha önce edindiğim intiba da aynen devam etti. Gözlemlerim sonucu, onun felsefesini, sahada görmek istediği oyunu ve takımın önümüzdeki maçlardaki şablonunu tahmin etmek güç değil. Mehmet Hoca 4 ana başlıkta özetleyebileceğimiz bir takım planlıyor: Bunların ilki, her yerde (kulüpte, antrenman sahasında, statta) yüksek moral motivasyon; ikincisi maçta önde baskı ve doğal olarak kondisyon, üçüncüsü takım ruhu ve aile ortamı; son olarak ise çalışmak yani iyi antrenman.

Antrenör her şeye müdahale ederse, herşeyi kısıtlar, 'onu da ben yazacağım, bunu da ben planlayacağım' derse sporcunun mutsuz olması için ortam hazırlamış oluyor. Ana ve önemli konulara etki edip bazı konularda futbolcuları rahat bırakmak onların moral motivasyonlarını yüksek tutmak için ilk şart diyor ve Erzurum ekibinden de örnekler vererek ekliyor, "Futbol dışı sosyal bazı organizasyonlar planlıyoruz".

Takımının ligin çok büyük bölümünde önde baskı yapacağını söyleyen Altıparmak aslında bu söylemi sürekli dillendirerek bir nevi mesaj da vermiş oluyor tüm camiaya. 'Biz şampiyonluğa oynuyoruz. Burası yan gelip yatma yeri değil. Kazanmak için baskılı oyun oynayacağız ve baskılı oyun oynayabilmek için de önde koşacak, mücadele edecek ve gerektiğinde ribaundları alacağız' demeye getiriyor işi. Futbolcular zekidir, bu söylemlerden gereken uyarıyı alıyorlar. İnşallah Del Valle de bu mesajı alır ve artık rakiplerin sürekli kendi kanadını kullandığının, Gazişehir'in 3.bölgesinde baskı yapabilmesi için de kendisinin de o baskıya katılması gerektiğinin farkına varır, daha doğrusu bu konuda ikna olur. Aksi takdirde Altıparmak'ın yanında, benchte oturur. Bu Hoca'da gördüğüm çok net bir tutum. Ona göre 'adama göre sistem uyarlamak' değil, 'sisteme adam konumlandırmak' esas!

Takım ruhu ve aile ortamı konusuna çok dikkat eden Mehmet Hoca, bu konuda da yine birlik beraberlik aşılayıcı uygulamaları olacağını, daha önce şampiyon olduğu Erzurum ve Alanya'daki tecrübelerine güvendiğini aktarıyor. Bu hususta da bazı oyunculara özel görevler verecek ve bazı oyuncuları da grubun içine çekecek.

Antrenmanda iyi çalışmanın önemini vurgulayan ve saha içinde babamı tanımam diyen Mehmet Altıparmak, özellikle futbolcu ismi ile sorduğumuz tüm sorularda oyuncularının arkasında duruyor ve 'göreceksiniz, çok daha iyi duruma gelecek' diyor. Bu oyuncuların başında da santrafor Poepon geliyor. Poepon'un gol atmaya başladığında deyim yerindeyse 'patlama' yapacağına inanıyor.

Geldiği günden bu yana iletişimi güçlü, fikir alışverişinden kaçınmayan, samimi ve dobra bir görüntü çizen Mehmet Hoca'nın başarılı olacağına inancım tam. Yalnız bu kadar olumlu bir sohbetten cımbızla çektiğim bir hususa da değinmeden edemeyeceğim. Hocanın istediği oyun şablonu için devre arasında 3 tane oyuncu takviyesi lazım. Sporcu arkadaşlara haksızlık yapmamak için mevki belirtmeyeceğim. Çünkü bu oyun şablonu için gerekli futbolculuk tipi farklı olan mevkiler bunlar. Ve bu özellikler de geliştirilmesi çok uzun ve çok zor özellikler: Atletik beceri ve sürat gibi.

Son olarak; bizi daha önce misafir eden, dün de ziyaretimize gelen ve hemen her sorumuza içtenlikle icabet eden Mehmet Hocaya teşekkür ediyor ve gördüğüm bu tabloda başarılı olacağına inancımı yineliyorum.