• Şu an momentumumuz gayet iyi.
  • Başından beri iyi bir kadro oluşturduğumuza inanıyoruz.
  • Benim vizyonuma ve zihniyetime göre sezon içerisinde kendini geliştirebilen oyunculardan kurulu olması gerek.
  • Sezon başından beri kendilerini çok ciddi derecede geliştiren oyuncularımız var.
Tahincioğlu Basketbol Süper Liginde normal sezonun tamamlanmasına üç hafta kala Play Off finallerini garantileyen Gaziantep Basketbol takımının baş antrenörü Nenad Markovic, keyif aldığı bir kadroyla çalıştığını söylediSağlıklı bir rekabet ortamının takımın gelişimi açısından çok faydalı olduğunu aktaran Bosna Hersekli çalıştırıcı, geçen sezon ki hatalardan ders çıkartarak yola çıktıklarını ifade etti.GÜZEL OYUNUN TADINI ÇIKARMALIYIZSezona başladıktan sonra kadrolarında yer alan bir çok oyuncunun aşama kaydettiğini açıklayan Gaziantep Basketbol takımının baş antrenörü Nenad Markovic, “Jekiri mesela. Shaquielle McKissic yine aynı şekilde çok gelişim gösterdi. Saras her geçen gün daha ciddi bir oyuncu oluyor, çünkü önceden farklı tarzlardaki takımlarda oynadı. Tabii ki takıma tavsiyeler ve tecrübesiyle bu takımın büyük bir parçası olan Marko Tomas’ı da unutmayalım. Sürekli olarak katkı sağlayan Türk oyuncuları da atlamayalım. Can Uğur, Murat Göktaş veya sezonun başında Kadir Bayram gibi. Yani güzel bir ortam yarattık. İnsanlar çalışmaları gerektiğinin, sürelerini hak etmeleri gerektiğinin farkındalar. Türk veya yabancı olmaları bir şeyi değiştirmez eğer iyi oynarlarsa süre alırlar. Sağlıklı bir rekabet ortamı takım için her zaman iyidir. Asla çalışmayı ve öğrenmeyi bırakmamak gerek. Her gün daha iyi olmaya çalışmalı. Tüm bunları yapmaya hazır bir oyuncu topluluğu elinizde olduğunda bir koç olarak siz de takımın geliştiğini ve onlardan bir şeyler bekleyebileceğinizi görüyorsunuz. Burada kendimize sormamız gereken asıl soru “iyi bir sonuç nedir bizim için?” çünkü biz geçen sezonu son maçta kurtarmış bir takımız. Maalesef bizim için çok stresli bir sezondu. Bu zorlu süreç boyunca hatamızın ne olduğu hakkında konuştuk ve bu hataları bir sonraki sezonda tekrarlamamamız gerektiğinden bahsettik. Şahsi olarak benim birlikte çalışmaktan çok keyif aldığım bir kadro kurduk ve bu bir koç için çok önemli. Şu an iyi bir pozisyondayız, kaybedeceğimiz bir şey yok. Elimizden geldiği kadar iyi oynamalı ve anın tadını çıkarmalıyız. Zor zamanlar geride kaldı artık, zor zamanlar geçen seneydi. Şu an artık işin bizim için keyifli kısmındayız. Ligi kazanmayacağımızı biliyoruz ama maçları kazanmaktan, her bir galibiyetten, yakaladığımız bu momentumun bir parçası olmaktan çok keyif alıyoruz.”PARA MUTLULUĞU SATIN ALAMAZYüksek bütçeli takımlarla asla rekabet edemeyeceklerini söyleyen Markovic, “Elimizdekilerle yetinmeyi çalışıyoruz. Ona göre bazı durumlar Türkiye için bir dezavantaj. “Anadolu Efes ve Fenerbahçe’nin bütçelerinin yüksek olması çok normal çünkü EuroLeague’de rekabet ediyorlar. EuroLeague’de rekabet edebilmek için fazla sayıda yabancı oyuncuları olmalı, yüksek bütçeleri olmalı. Eğer finansal olarak durumları imkan veriyorsa yüksek bütçelere sahip olmaları çok normal çünkü Real Madrid, CSKA, Barcelona gibi bütçeleri 30-40 milyonları bulan takımlarla rekabet halindeler. Biz böyle bir yarışın içine giremeyiz tabii ki. Ne derler bilirsiniz: “Para mutluluğu satın alamaz.” Bazen iki-üç milyonlar, altı-yedi milyonluk takımlardan daha iyi bir takım yaratabilirsiniz. Takımınızdan, anlaşma sağladığınız oyunculardan ne istediğinizi, ne beklediğinizi bilmeniz gerekiyor. 150 binlik oyuncuyla 350 binlik oyuncu arasında çok küçük farklar olduğuna inanıyorum. Eğer seçimizi doğru yaparsanız, doğru yerlerde ararsanız, farklı liglerde, hak ettiği değeri görmemiş ve işini iyi yapan hatta daha yüksek ödemeler aldığını düşündüğünüz oyuncular bulabilirsiniz. Tabii ki yüksek bir bütçe çok önemli. Herkes yüksek bir bütçesi olsun ki rahat rahat para harcayabilsin ister. Ama ben bunun yeterince rekabetçi, tutkulu bir takım kurmak için bir engel olduğunu düşünmüyorum. Herkes istekli olmalı ve ellerindeki parayı harcamalı. Ana nokta bu. Elinizde olmayan parayı harcamayın. Gaziantep’in mesela hem orada olduğum süreçte hem de öncesinden bildiğim kadarıyla hiç borcu yok. Genel sponsorla sorun yaşadıkları bir sene hariç hiç de olmadı. Ellerinde iki milyon varken dört milyonluk takımlar kurmuyorlar bazı diğer takımların yaptığı gibi. Bu çok büyük bir problem çünkü iki sene önce konuşuyorduk ve herkes Türkiye’nin Avrupa’daki en iyi lig olduğunu söylüyordu. Eğer İspanya ile beraber bu seviyede kalmak isteniyorsa ödemelerini yapmayan kulüpler bu ligin bir parçası olmamalı çünkü bu Türk basketboluna, oyunculara, Türk basketbolunun imajına çok zarar veriyor. Dediğim gibi önemli olan bu. Bir milyonunuz mu var? O zaman bir milyonla bir takım kurmayı deneyin, rekabetçi olmaya çalışın. Eğer ikinci lige düşerseniz de bu bir sorun değil. Daha iyi olmaya ve tekrar geri dönmeye çalışın. Ama korku veya başka sebeplerden olmayan bir şeyi yaratmaya çalışamazsınız. On bin dolarınız varsa gidip Mercedes alamazsınız. Eğer dört milyon dolarınız yoksa dört milyon dolarlık takım kurmayın. Bence federasyonun gelecekte bir takım kurallar koyması ve böyle şeylerin önüne geçmesi gerekli çünkü açıkça bu tarz şeyler ligin imajını zedeliyor. Oyuncuların bakış açısını da etkiliyor böyle şeyler.“Türkiye’de ödemeler yapılmıyor, nasıl gidelim oraya” falan diyorlar ve normal fiyatlarının üç katını söylüyorlar neredeyse. Çünkü eğer üç ay ödeme alamazsam ne yapacağım diye düşünüyorlar doğal olarak. Bu da gelecek için çok önemli bence.”EMİR KOMUTA ZİNCİRİNDE KOÇ OLMALIKoçun ne istediğini, nasıl bir basketbol oynatmak istediğini bilmesi gerektiğini aktaran Markovic, “ Buna göre de bence emir komuta zincirinde en başta koç olmalı. Sporla alakalı kararlar koç tarafından alınmalı. Çünkü günün sonunda sonuçtan sorumlu olan koçtur. Koç ne oynatmak istiyor? diye düşünürsek koç muhtemelen önce oyuncuları seçer sonra onlara göre ne oynamak istediğine karar verir. O oyunculara göre planlar yapar, taktikler geliştirir, oyununu kurar. Kendi bakış açısından gördüğü basketbola göre planlarını oluşturur. Herkesin kendine göre sevdiği tipik oyuncular vardır. Bazılar uzun pivotları sevmez, bazıları hareketli pivotları sever, bazıları beş oyuncunun da üçlük atabilmesinden hoşlanır… Bunun gibi şeyler. Bir koç olarak siz her zaman kafanızda olan şeyi oynayabileceğine inandığınız oyuncularla anlaşmaya çalışırsınız. En önemli nokta bu. Daha önce de dediğim gibi elinde olan para kadar harcama yaparsın, olmayanı harcayamazsın.”

MUHARREM TÜRKOĞLU