Tamam sorun çok, dünyanın meselesi var ve bunları her hafta bıkmadan yazıyorum zaten.. Aslını sorarsanız bazı konuları bu gazete kurulduğu 1994 yılından beri yazarım. Tabii yazdıklarımın hepsi şehirle ilgili konular.. Mutlaka düzelenler, yapılanlar ve çözümlenenler elbette var.. Ama hiç düzelmeyenler de var.. Örneğin gürültü kirliliği.. Korna ile konuşan şehir yapıldık sessiz ve ilgisiz kalınca.. Onun için bunun başını gereksiz korna çalmalar, arabalardan yüksek sesli müzikler, sokak aralarında site içerisinde kimsenin hastalığı, cenazesi olduğu hesaba katılmadan, havai fişekler, keyfi silah sıkmalar çeker.. Ve en kötüsü, gece düğün sonrası saat 01’lere kadar uzayan gelin ve damadı götüren konvoyun korna çalması, yolları keserek davul zurna eşliğinde oynamaları.. Çoğu sarhoş olduğu için silahlarını çıkarıp havaya ateş etmeleri.. Daha birkaç gün oluyor gece saat 00.30 da hepimizi pencereye balkona koşturan silah sıkılması.. Birde motosiklet terörü var gece yarısı.. O da çıldırtır sizi.. Hastanızı, yaşlı ana babanızı, uyuyan güzelim yavrularınızı yatağından fırlatır..

NİYE ŞEHİRDE BU İNSANLAR KENDİ HALİNE BIRAKILIR

Hep düşünmüşümdür, önlenmesi kararlı olunduğunda çok kolay olan bu sorunun niye üzerine gidilmez.. Niye çözülmez.. Kentin Valisi, Emniyet Müdürü niye insanların huzurunu bozan bu sorumsuzlukların keyfi davranışlarına son verici uygulamaları hayata geçirmez.. Acaba duymuyorlar mı, bu gürültüleri.. Yoksa onlara “bu bir gelenektir, yasaklarsanız sıkıntı yaratır”mı demişlerdir.. Oysa böyle gelenek olmaz.. Bakıyoruz bazı vilayetlerde bu yönde kararlar alınıyor, mesela havai fişek atmanın saat sınırı.. Mesela düğünlerde konvoylarla gürültü ve silah sıkma yasakları.. Bizde de alınır.. Ama alınmıyor.. Veya alınamıyor.. İnanın ben artık pes etmek üzereyim.. Gece yarısı bu kenti yaşanmaz eden zihniyetin galibiyetini ilan edeceğim bu gidişle..

STK’LAR BU ŞEHİRDE YAŞAMIYOR MU ?

Ama kiminle konuşsam, ya yaşlı babası veya annesi, hastaları veya çocuklarının korku ve stres yaşadıklarını anlatmasıyla, sorumluluktan vazgeçmiyor ve yazmayı sürdüreceğimi söylüyorum.. Aslında birçok konuda ses çıkarmayan Sivil Toplum örgütleri, odalar, dernekler, hatta beni arayan ve bunları yazmamı isteyen özellikle AK Partili siyasiler neden hepimizin ortak sıkıntısı olan bu gürültü konusunda ses vermezler, onu da anlamış değilim.. Bu kentte huzur isteyenler, bunu bozanlar için yetkilileri niye harekete çağırmazlar, inanın anlamakta zorluk çekiyorum..

SİYASİLERİ VE BÜROKRATLARI GÖRÜNCE BAŞKA KONUŞANLAR

Yeri geldiği için yazıyorum.. Bizim insanlar bir tuhaf.. Üzüldüğüm şu…Sorun var, bizzat yaşıyorlar, haliyle şikayet ediyorlar, dert yanıyorlar.. Ama bunlar yanlarına bir Bakan veya Vali, hatta belediye başkanları geldiğinde birden bire değişiveriyorlar.. Son örnek Ahilik haftası nedeniyle esnafı ziyaret eden Vali, Belediye başkanları ve siyasiler.. Soruyorlar esnaflara, “bir sıkıntı var mı, sorun var mı ?” diye.. Kimse gerçeği konuşmuyor, sağolun varolun diyor.. Bu sadece esnaf için geçerli değil iş insanları için de geçerli.. Bizi arayıp yazın diyenlere “yahu ayağınıza kadar gelen yetkililere niye söylemiyorsunuz bunları” diyorum, verdikleri cevap “sonra başımız ağrır” oluyor.. Oysa Vali de, belediye başkanları da, hatta bürokratlar ve Bakanlar dahi, o soruları bekliyor.. Nedense kimse sesini çıkarmıyor.. Bu eskiden beri böyle aslında.. Ama son dönemlerde değişti birçok şey tabii.. Çekiniyor insanlar, başımıza bir şey gelir korkusuyla konuşmamayı tercih ediyor.. İşte en tehlikelisi bu galiba..

BİR ŞEHRE MUTLAKA FESTİVAL LAZIM

Gaziantep iyi kötü 2-3 gün bir heyecan ve hareket yaşadı.. Bu güzel gelişme.. Çünkü bir şehir festivalleriyle de bilinmeli, yerli yabancı turistler o festivale katılabilmeli.. Festivaller eğer iyi organize olunur, tüm şehri kapsayacak projelerle hayata geçirilir, yerli ve yabancı ziyaretçilerin gelmesi sağlanırsa, her yönüyle başarılı olarak değerlendirilir.. Ekonomik sorunlar yaşayan ve doğru dürüst kimsenin yüzünün gülmediği bir ortamda, Gaziantep’te Gastronomi Festivali düzenlemek elbette çok önemliydi. Birkaç günlüğüne de olsa, şehirde festivalin yapıldığı alanlarda ve çeşitli etkinliklerde yaşatılan heyecan ve farklılıklar elbette işe yaramıştır.. Restoranlar ve oteller, alışveriş yapılan mekanlar hatta taksiciler bile, festivalden nasibini almışlardır.. Başta Sayın Fatma Şahin olmak üzere, emeği geçenlere, programı düzenleyenlere, katkı sağlayanlara teşekkür ediyoruz..

BUNDAN SONRA OLMASI GEREKENLER

Şimdi söyleyecekleri var elbette. Bu festival mutlaka devam ettirilmeli…Eksikler görülmeli, geliştirilmesi için şimdiden çalışmalara başlanılmalı.. Sayın Fatma Şahin’e de söyledim, önümüzdeki yıl ve yıllarda festivali tüm şehir her bölgede hissedebilmeli.. Sadece mevcut festival alanında değil, kentin 4 bir yanında kutlanacak ve o semtin kadınlarının, çocuklarının çeşitli etkinlik ve yarışmalarıyla festival coşkusunu yaşaması sağlanmalıdır.. Antep gelenekleri ön planda tutulmalıdır.. Bunun için de şimdiden Karataş, Yeşilvadi, Karşıyaka, ve İbrahimli bölgelerinde de Festival yapılabilecek projeler üretilmelidir.. İlk aklıma gelenler bunlar şimdilik.. Böylece trafik sorunu azalabilecek, park sıkıntısı yaşanmayacak, üstelik şimdiki festival alanına gelemeyenler, kendi bölgelerinde etkinliklerle beraber, verilecek konserlerle, Gastronomi festivalini iliklerine kadar hissedecekler.. Ayrıca kentin kendine özgü yemeğe, tatlıya ve gıdaya dayalı birçok sektördeki önemli figürleriyle buluşulmalı, fikirler alınmalı, seyahat acentaları –ve turizm şirketlerini bu işin içine mutlaka sokup onlara sorumluluk verilmelidir.. Daha zamanımız var. Aklıma geldikçe yazar ve paylaşırım elbette. Fikri olanlar lütfen yazsın, bizlerde başta Fatma Şahin olmak üzere yetkili isimlere iletme görevini üstleniriz..

AK PARTİLİLER, CHP’DEN DAHA İYİ MUHALEFET YAPIYOR

Garip bir başlık değil mi.. Kafanız karıştı belki de.. Hatta güldünüz veya benim hata yaptığımı düşündünüz başlığı okuyunca.. Hayır hayır.. Tamamen doğru.. Çünkü bu şehirde AK Partililerin önemli kısmı, CHP’den daha iyi muhalefet yapıyor.. Partide iyi gitmeyen işlere farklı yöntemlerle eleştiri getiriyorlar.. İl ve ilçe teşkilatlarını farklı yöntemlerle, özellikle sosyal medyada eleştiriyorlar.. Belediye başkanlarını da eleştiriyorlar.. Biraz daha rahat olsalar, çok şeyler ortaya çıkacak. Gerek Twitter’de, gerek Facebook’ta hesaplar açarak eleştirilerini açıkça yapıyorlar.. Birde beni arayanlar var tabii.. Hepsi dert yanıyor inanın.. Birçoğu, CHP’nin hiç muhalefet yapmadığını söylüyor. Hatta partide eleştiri yapan, muhalefet yapan kişilerin engellenmeye çalışıldığını iddia ediyor..

Şaka gibi ama bunları bazı AK Partililer söylüyor.. Hele birisinin söylediği çok enteresandı geçtiğimiz günlerde.. “Ökkeş bey, bu CHP muhalefet partisi değil mi ? Niye sesleri çıkmaz. MHP ile iktidar arasında birliktelik var, ama onların iki milletvekili de aslanlar gibi şehrin sorunlarını dile getiriyor.. CHP’de ise ne milletvekilleri, nede il yönetimi şehirde yaşanan bir sürü olumsuzluklara fazla ses çıkarmıyor. Usulen birkaç basın açıklaması o kadar. Onlarda bir Uğur Kalkan var, birde Mehmet Sucu.. Şimdi özellikle Uğur Kalkan’ı susturmak istiyorlarmış.. Bir de Şehitkamil var, orada az buçuk hareket yaşanıyor” diye konuşan AK Partiliye bu tespitinden dolayı şapka çıkardım doğrusu..

BU İŞTE BİR TERSLİK VAR SANKİ

Bir okurum yazmış, okuyunca doğrusu şaşırdım.. Büyükşehir’in düşüncesi çok iyi.. Ama ters giden işler olduğu belli.. Çünkü bunu yazan okurumuzun tespitler çok yerinde ve uyarıcı nitelikli.. Sanırım okuyunca hak verilecektir....

Sayın Özekşi.. İyi ki varsınız, iyi ki sorunlarımızı anlatacak bir kapımız var.. Biliyorsunuz, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Güvenevler sanat merkezi yakında hizmete açılacak. Yer eski köy hizmetleri sırasında. İhale yoluyla yapılan sanat merkezi Sn.Fatma Şahin'in dediği gibi bölgeye hareketlilik kazandıracak. Ancak yolların dar ve araçlar için otoparkın olmaması ve üstelik bu merkezin arkasına cami yapılması kararına o bölgede ki çevre tepkili. Elbette cami yapılmasına değil tepki. O bölgenin köy hizmetlerinin yapılaşmaya açılmasıyla trafik yoğunluğu yaşayacağından endişeli.. Bunun düşünülmemiş olmasına tepkili bölge halkı.. kaldı ki o bölgede yeni yapılan camiler olduğu gibi, eski camiler de yeterli sayıda. Bu yerin Güvenevler sanat merkezinin parkı olarak kalması gerektiğini söyleyenler çoğunlukta. Çünkü görüldü ki hizmete açıldığında aralarda nefes almak isteyenler yollara dökülecek. Düşünün kaosu, yolları, trafiği ve park sıkıntısını.. Ayrıca diğer sorun ise Sanat merkezinin chiller soğutma sistemi. Deneme sırasında görüldü ki çok fena gürültü yapacak.. Merkezin çatısına kurulan soğutma fanlarının sessiz fan sistemi seçilmediğinden dolayı, yüksek desibel ölçüsüyle ses çıkarması çok vahim.. Bu fanın çevresine ses emici levhalar yapılmadığından çevrede binalarda oturanlar olarak çok rahatsız olacağız.. Çatı üzerine yapılan saç tahliye sistemlerinin çatı üzerine direk verilmesi de hatalıdır. Kesinlikle bu sistemlerin sessiz fanlarla değiştirilmesi gerekir. Sayın Fatma Şahin'in bu konudan haberdar olduğunu sanmıyoruz. Çünkü izin vermez... Geçen gün henüz açılışı yapılmayan merkezin soğutma sistemleri sabaha kadar açık kaldı. Çevrede ki tüm binalar sabaha kadar soğutma sistemi fan seslerinden inanılmaz rahatsız oldular. Adeta dairede pencere açık oturamaz duruma gelindiği gibi balkonda oturmak işkence haline geldi. En kısa zamanda Gaziantep makina mühendislerinden de yardım alarak hem gündüz hem de gece bu fan seslerinin desibel ölçüsü alınarak yapılması çözüm üretilmelidir diye düşünüyorum..