Okurlarımdan özür dilemem gerektiğinin ayrımındayım. Yazılarımın zaman aralıkları aksadı. Mazeret uydurmak için değil ama hep şu pandamim yüzünden. Benim temel çalışma yerim, kütüphanem yazlıkta. Bu yıl da oralara gitmek kısmet olmadı ya, yeni bir çalışma düzeni kurmak da kolay olmuyor. Zadece gazete yazılarını değil, üzerinde çalıştığım romanın da boynu bükük kaldı bu aralar. Neyse ki bu yakınlarda disiplinli çalışmalarıma dönebileceğim diye umuyorum!Geçenlerde Tv.de iki satırlık bir haber duydum:” Sokak müzisylenlerine köpekler saldırdı!”Serde işi gırgıra alma var ya. Haberi fıkralaştırdım. Fıkrayı okuyunca bunu takılmak istediğiniz kişiye ya da kişilere uygulayabilirsiniz. Gülmekten zarar gelmezÜç müzikçi arkadaş, keman, kllarnet, darbuka şu gözü kör olası salgın ve de yasaklar yüzünden işsiz kalmışlar . Bir yerlerde toplanmak sosyal mesafe, maske, hijyen kurallarını ihlal etmek yasak. Bu müzisyenler düşünmüşler, taşınmışlar, sokaklarda yukarıdaki kurallara uymak koşuluyla müzik yapabileceklerine karar vermişler. Sakin mahallenin sakin bir sokağına dalmışlar. Sokakta in cin top oynuyor.Darbukacı klarnetçiye: “ Sen demiş şöyle tizlerden bir hicaz taksim yap, ses evlerden duyulsun, insanlar balkonlara malkonlara ,kapı önlerine falan çıkar..üç beş kuruş toplarız….”Klarnetçi maskesini burnunun üzerinde toplayıp ciğerlerinin var gücüyle tizden taksime başlayınca;sokağın köşesinde gölgede uyuklayan beş altı köpek üçüne birden bire saldırmış müzisyenlere…Gerisini siz düşünün…