Normalleşme için düğmeye basılır basılmaz, Gaziantep dahil sokağa çıkma yasağının kaldırıldığı tüm illerde sanki Korona bitti havasına girildi. Sokaklar caddeler doluverdi. Piknik yerleri, parklar bayram yerine dönüştü. Yani anlayacağınız özellikle şehrimizde her şey unutuldu. Bunun sonucunda tekrar eskiye dönülmesi kaçınılmaz elbette. Çünkü bizler ne dövmesini ne sevmesini biliyoruz. Vur deyince resmen öldürüyoruz. Sınır yok, ölçü yok. Bunu yapmaya veya sağlamaya çalışanlara da öfke var. Adam sanıyor ki, maske takınca her şey tamam. Böyle düşünenlerin çoğunlukta olduğu anlayış, Gaziantep’i tekrar eskiye çevirecektir, haberiniz ola. VATANDAŞLARIN ÇİFTE STANDART TEPKİSİ Dönelim asıl söyleyeceklerime. Şu kongreler ve toplantılar var ya, inanın o kadar olumsuz etkiledi ki insanları, bir şey söyleyecek oluyorsun, hemen cevap hazır; “Madem yasak var niye bu herkese eşit şekilde uygulanmıyor.” Haliyle cevap veremiyorsunuz. Keşke özellikle AK Partili kardeşlerimiz daha özenli davranabilselerdi. Toplantılarda fotoğraf çektirip bunları paylaşmasalardı. Son olarak gençlerin toplantısındaki görüntü bile tepkiye sebep oldu. Bir kere bundan sadece muhalefet veya AK Partili olmayanlar rahatsız olmamalı. Ak Partililer de rahatsız olmalı. Böylece o kentin Valisi, Belediye Başkanı, Kaymakamları dahil tüm yetkililer ve güvenlik güçleri vatandaşlara “tedbirli olun, mesafenizi koruyun, maskenizi takın” derken zorlanmazlar. Vatandaşın “bize diyeceğinize onlara söyleyin, engel olun” tepkisiyle karşılaşmazlar. SORUMSUZLARIN CEZASINI YİNE ESNAF ÇEKECEK Allah var, esnaf işi sıkı tutuyor ama bu iş esnafı ve sorumlu davranan vatandaşları aştı. Tekrar kısıtlama gelirse bunun cezasını o sokakta dolaşan sorumsuzlar değil, aylardır perişan olan esnaf çekecek. Çünkü o esnaf, eline geçen bu fırsatı tepmemek için tüm kurallara uyuyor. Lokantalar mesafeye göre düzenini kurdu. Tek sıkıntıyı içkili restoranlar yaşıyor, çünkü genellikle akşam iş çıkışlarında bir şeyler atıştırıp bir iki tek alkol almak isteyenler için saat kısıtlaması yüzünden dükkânı açmanın karşılığını bulamayacaklarını görüyor. SAĞLIK DÜNYASI ÇOK ENDİŞELİ Ve gelelim finale. Sağlık dünyasında kiminle konuşsam, “15 Mart’a kadar kısıtlamalar sürmeliydi” diye konuşuyorlar. Gidişattan endişeliler, çünkü havaların iyi gittiğini belirterek “milleti evde oturtamazsın, nitekim öyle de oldu. Ve bunun bedeli ağır olabilir” diye ekliyor doktor arkadaşlarımız. Biz ‘inşallah olmaz’ diyoruz ama galiba olacak gibi. Maalesef görünen köy kılavuz istemez. Çok açık şekilde, Gaziantep gibi kontrolü zor olan bir şehirde 1 haftalık görüntü, bizlere endişelenmemiz yolunda her şeyi gözler önüne sermiştir. ARDAHAN DA BİLE FATMA ŞAHİN KONUŞULUYOR Geçtiğimiz hafta Türkiye Kent Konseyleri Birliği’nin bölge toplantısı için Ardahan’a gittik. İlk kez gördüm bu küçük şirin ilimizi. Çok sayıda insanla tanıştım. Artık artık unutulmaya yüz tutan misafirperverlik duygusunu bu ilimizde tekrar yaşadık. Bizleri evlerinde bile ağırlayanlar oldu. Hayatımda ilk kez kaz eti yedik sevgili Deniz Yılmaz ve eşi Tuba hanımın harika mutfağında. Özellikle belirtmeliyim ki, Gaziantepli olduğumuzu öğrenenlerin yüz ifadeleri ve güzel sözleri bizi çok mutlu etti bizi. Donan Çıldır gölünün üzerinde yürümenin inanılmaz güzelliğin yaşadık. Tabi en çok hoşumuza giden şey, Belediye başkanından tutun, konuştuğumuz vatandaşların çoğunun, özellikle kadınların Fatma Şahin’den bahsetmeleri oldu. Hele Belediye başkanı Faruk Demir’in her konuşmasında örnek olarak Gaziantep’ten bahsetmesi, Fatma Şahin’in yaptıklarını Ardahan’da gerçekleştirmek istediklerini söylemesi çok hoşumuza gitti elbette. Aslında burada hemen belirtmeliyim, Gaziantep dışında nereye gitsek, Sayın Fatma Şahin çok iyi tanınıyor. Övüyorlar sürekli. Bu kentimiz açısından bizleri de memnun ediyor haliyle. Ardahan gibi Türkiye’nin bir ucundaki şehirde Fatma Şahin’in etkilerini hissetmek bir yana, Necati Binici ile birlikte Gaziantep’i en iyi şekilde temsil etmek, kentimizin farkını henüz gelip görmeyenlere, yeterince bilgi sahibi olmayanlara anlatmak gibi sorumluluğu yerine getiriyoruz. Bu arada şehrimizi övenlerden gittikleri lokanta ve kebapçılardaki pahalılığı dinlemek zorunda kaldığımızı da belirtmek zorundayım. index1.jpgTÜRKİYE KENT KONSEYLERİ BİRLİĞİNİN ÖNEMİ Sevgili okurlarımız. Kent Konseyleri Birliği olarak çok farklı bir misyon üstlendik. Türkiye’deki kent konseylerini bir çatı altında toplayarak il ve ilçelerde resmi kurum ve STK’lar dahil diyaloglar kuruyoruz. İllere ve ilçelere dokunuyoruz yani. Sorunları dinliyor, çözümler için yetkililerle diyaloga giriyoruz. Ardahan’da da aynısını yaptık. Ankara, Eskişehir, Balıkesir, Manisa, Elazığ, Rize, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Ardahan illerinden oluşan yönetim kurulu ile danışmanlar olarak, hep birlikte inanılmaz projeler üretiyoruz. Dönem Başkanı Balıkesir’den Mürsel Sabancı, yaptığı basın toplantısında Ardahan’ın Ekonomi ve sosyokültürel yönden haritasını çıkardı. Toplantıya çok sayıda basın mensubu katıldı. Sayın Mürsel Sabancı ayrıca, hem Vali hem de belediye başkanına bu ilin çok göç verdiğini, gençlerin başka kentlere gittiğini, istihdam konusunda sıkıntılar yaşadığını, hayvancılık ve tarımın inanılmaz ortama karşın gerilediğini belirterek, çözümler sundu. Necati Binici, Ardahan’ın özellikle büyükşehirlerde yaşayan zengin ve güçlü insanlarının bu kente el uzatması gerektiğine işaret etti. Yani Çıldır gölü gibi doğa harikası bu zenginliğin daha iyi kullanılması dahil yapılan tüm tespitlerle Ardahan’ın 176 bin iken 96 binlere düşen nüfusunun artması ve kentin canlandırılması gerektiği vurgulandı. Düşünün bir kere, 1 milyon 500.000 büyük baş hayvanın yaşayabileceği alanda ancak 400.000 büyük baş hayvan yetiştiriyor. Derya deniz araziler var ama bundan yeterince faydalanılamıyor. Coğrafyasında 600 endemik bitki barındırıyor, üstelik kaliteli çiçek balı üretebilme potansiyeli olmasına rağmen, yani 100.000 kovanı besleyebilecek bir floraya sahipken bu alanda 50.000 kovanı beslemekle yetiniyor. Bu bilgileri verirken inanın aklıma hemen Fatma Şahin geldi. Ardahanlılara “size bir Fatma Şahin lazım” demeden edemedim. HEPİNİZE SAĞLIKLI HAFTALAR