Bir deli bir taş atarmış kuyuya bin akıllı çıkaramazmış. Hangi akıllı,hangi şekilde söylediyse “Kelle paça yararlıdır!” gibisine bir laf eylemiş. Bu kelle paça üzerine ahkâm kesmeyen kimse kalmadı. Ben de o “kimse”lerden geri kalmamak için bu yazıyı yazıyorum! ”Kelle paçanın azı karar çoğu zarardır!” Aslında bu sözdeki kelle paça yerine herhangi bir meyvenin, sebzenin, yiyeceğin, içeceğin adını yazınız aynı derecede geçerli olur. Hatta bu anlamda atasözleri bile bulabilirsiniz.

Benim asıl diyeceğim bu kelle paça’nın memleketimi anımsatması.

Sabahın erkeninde mis gibi buharları çıkarak ne güzel de kaynar dururlar büyük tencerelerde. Kelle paçanın cinsleri çeşitleri de vardır ama, o konuda ihtisasım yok! Yıllar yıllar önce, Fransa dönüşünden sonra, bir kez yeğenimle “sabbahlara gadder” kafayı çekmiş, sonra da sabahleyin, şimdi yerini bile unuttuğum bir kellecide bolca kelle paça yemiştim. Bütün ihtisasım da bu kadar. Ama çok hoşuma gitmişti.

İşin bir kelle bir de paça kısmı var. Malûm-u âliniz paçanın bir diğer adı “ Ayak!” Ayak tazeyse , iyi yapılmışsa, ve de canınız çekiyorsa şifadır. İster koyun, ister keçi, ister dana ayağı olsun, iyi temizlenmesi, taze olması, bir usta tarafından yapılmış olması ve mebzulen değil de, arada sırada “istimal” edilmesi koşuluyla niçin zararlı olsun! Her yiyeceğin bir yararı ve muhakkak bir de zararı vardır. Tüm sorun “ denge” sorunu. “İnsan kendinin doktoru olmalı!” der bilge ve deneyim sahibi yaşlılarımız! Sonra bir de sevmek sorunu önemli. Öylelerini bilirim ki değil kelle paça yemek adını bile duyunca bir tuhaf olurlar! İşkembe konusunda bir ilim adamı bir laf ederse, bize bir yazı konusu daha çıktı demektir! Bekleyelim bakalım bilim adamlarımız işkembeyi ne zaman tartışacaklar !?

Kelle üzerine de ,ayak üzerine de atasözlerimiz , deyimlerimiz vardır: Kafayı yemiş! Kelleyi çalıştır! Kokmuş o ayaklar kokmuş ! Bana ayak yapma! Biz o ayakları iyi biliriz!

Sizlerin de aklına buna benzer şeyler geliyorsa lütfen ekleyiverin!