Uzm. Dr. Özcan, testle ilgili olarak çok fazla kaygı yaşamanın sınav kaygısı olarak tanımlandığını belirterek, “Bu durum öğrenciler arasında çok yaygındır. Sınav kaygısı çalışmanızı engelleyebilir, bilmeniz gerekenleri öğrenmekte ve hatırlamakta zorluk çekebilirsiniz” dedi. Kaygının çok önemli, hayati ve gerekli bir duygu olduğuna ve vücutta önemli bazı değişiklikler meydana getireceğini ifade eden Uzm. Dr. Özcan, şunları kaydetti: “ Fiziksel belirtiler: Nefes darlığı, çarpıntı, baş ağrısı, mide bulantısı, karın ağrısı, ishal, aşırı terleme, sersemlik/bayılma, ağız kuruluğu olabilir. Duygusal belirtiler: Aşırı korku ve bunun yanında öfke, hayal kırıklığı, çökkünlük, çaresizlik hissi ya da kontrol edilemeyen ağlama- gülme gibi duygu değişimleri olabilir. Davranışsal belirtiler: Yerinde duramama, gezinme, ders çalışmaktan/sınava girmekten kaçınma ya da kaygıyla baş etmek için madde kullanımına başvurma görülebilir. Bilişsel belirtiler: Dikkati toplayamama, organize olmada güçlük, kendisiyle ilgili yargılayan, kıyaslayan olumsuz düşüncelerde (ben yapamam, vb.) bulunabilir.KAYGI NEDEN ÇOK GEREKLİ VE HAYATİDİR?Hayatı tehlikeye sokan durumlarda, beynin bu tehlikeyi algılayarak, otomatik bir yanıt başlattığına dikkat çeken Uzm. Dr. Özcan şöyle devam etti: “Buna ‘savaş ya da kaç yanıtı’ diyoruz. Bu yanıtın başlamasındaki önemli rol ‘kaygı’ duygusuyla ilgilidir. Kaygı başladığında vücudumuzda belirtiler başlar ve bizi olası tehlikelerden korur. Sınavda başlayan kaygı yanıtı az miktardaysa, bizim için itici güç olabilir ancak kaygı miktarı kontrol edilemeyecek kadar yüksekse o zaman dikkat dağınıklığı, problem çözme becerilerinde azalma ve öğrenilmiş bilgiyi tekrar çağırmada güçlük başlar. Zihne gelen olumsuz düşünceler beynin yanılmasına ve ‘yanlış alarm’ çalışmasına neden olur. Sınavda yapamayacağım, herkes bana gülecek, iyi bir geleceğim/işim olmayacak, yalnız kalacağım, işsiz olursam yeterince beslenemeyeceğim, hastalanacağım, öleceğim gibi.”KAYGININ AZALTILABİLMESİ İÇİN NE YAPMALI?Uzm. Dr. Özcan, kaygının azaltılabilmesi için öncelikle kaygı arttığında zihne hangi düşüncelerin geldiğinin farkına varmak gerektiğine vurgu yaptı. “Bu düşünceleri hangi durumlar artırıyor? Ebeveynimizle ilişkimiz mi? Öğretmenlerin geri bildirimleri mi? Arkadaşlarla edilen sohbetler/ yarış içinde olduğumuz hissi mi? Bu düşüncelerin farkına vardığımızda aslında baş etme başlayacak” diyen Uzm. Dr. Özcan, kaygının azaltılabilmesi için yapılabilecekleri ise şöyle özetledi: “Bazen bu düşünceler ve fiziksel belirtiler çok artar ve rahatsızlık hissi çoğalırsa sevdiğimiz etkinliklere bir müddet yönelebiliriz. Örneğin nefes alıp vermeye odaklanabilir ya da beden farkındalığı için tüm bedenimizdeki kasları düşünerek sırasıyla gevşemeye çalışabiliriz. Bu egzersizler için meditasyon aplikasyonlarından faydalanabiliriz. 20- 30 dakikalık kalp hızını yükselten bisiklet, basketbol, koşu, yüzme, tenis gibi egzersizler yapabiliriz.” HABER MERKEZİ