Dinamitin Mucidi Alfred Nobel'in insanlığın yıkımına dönüşen buluşuyla gölgelenen ismini aklamak amacıyla oluşturulan Nobel Barış Ödülü Dünya Barışı'na katkı sağlamaktan çok, siyaseten Emperyalist Batı'yı tatmin eden kişilere verilen bir ödül olarak, ölü doğmuş bir düşünceye hizmet etmekten öte bir anlam taşımıyor.
Tıpkı Sevgililer Günü, Anneler Günü, Babalar Günü gibi enflasyona dönüştürülmüş özel günlerin yumurtlamayı başardığı yeni bir maddeci anlayışın günah çıkartma seanslarından biri.
Yani tamamıyla Batı menşeyli ve Hristiyan ekaliyetinin uyu uyu, yat uyu taktiği ile Dünya'ya enjekte etmeye çalıştığı kirli edebiyatın ta kendisi.
Ödüle aday gösterilme yeterliliklerinden biri de daha önce bu ödülü almış bir kişinin referansı ve aday olarak önermede bulunması.
1984 yılında Güney Afrika'da bulunan Anglikan Klisesinin Başpsikoposu Rahip Desmond Tutu bu ödülü daha önce almış bir kişi olarak malum çevrelerle birlikte terör örgütü PKK'nın yayın organı olan Roj TV'yi Nobel Barış Ödülü'ne aday gösteriyor.
Ne gariptir ki, Türkiye'de yasa dışı olarak örgütlenmiş ve Türk Devleti'ne karşı ırkçı ve faşist saldırılarda bulunan silahlı bir terör örgütünün Avrupa'da faaliyet gösteren yayın organı, bir barış ödülüne aday gösteriliyor.
Daha önce de salt, Türkiye'de 1 Milyon Ermeni ile 30 bin Kürt'ü öldürdük diyerek Edebiyat Ödülü'nü alan Orhan Pamuk vakası gibi, salt Türk düşmanlığına öykünerek Roj TV ödüle aday gösterilerek, mevcut ödül mekanizmasının derinliğinde nasıl karanlık dehlizlerin ve kendini kamufle eden nasıl bir propagandist faaliyetler zincirinin yer aldığını göstermesi açısından önemli ve canlı bir örnektir.
Kaldı ki, yellenmese arkasındaki deliğin farkında olmayacak kadar Dünya'dan bihaber olan Rahip Desmond Tutu, Anglikan Klisesi'nin Başpsikoposluğu'na kadar yükselmiş bir İngiliz yetiştirmesidir..
Türkiye'de ki, nicel ve nitel farkları tahlil etmeden, İngiliz Uluslar Topluluğu'na ait derin merkezler tarafından kendisine verilen emir gereği, Kürt konferanslarında ve bölücü eylemlerde sahne alan Desmond Tutu gibi, kendisine verilen Atatürk Barış Ödülü'nü reddeden Nelson Mandela'nın da tartışmalı siyasetleri, Abdullah Öcalan'ı, Mandelalaştırarak kutsayan Emperyalist Batı'nın ikiyüzlü ve riyakar politikalarıyla örtüşmektedir.
Bu manada İngiliz beslemesi, ajan ve provakatör bir Rahip'in Roj TV'yi ödüle aday göstermesi de, Avrupa jet sosyetesinin çerezi haline getirilen ödül gecesi de bir ehemmiyet taşımıyor.
Nobel Barış Ödülü'ne adaylık oyunu Terör'ü meşrulaştırarak o'na masumane gerekçeler üretmeye matuf Hristiyan-Emperyalist vahşetine ait dinsel tapınakların Anglikan Kolu'na ait bir mühürdür..
Bilinmesi gereken ve özel önem taşıyan en önemli realite şudur
Türk Devleti'ni ve Türkler'i özel hedef haline getirerek günahlarından arınacaklarını zanneden vahşi batı ile bu vahşetin dinsel tapınakları, izledikleri bu karanlık gidişatla insanlığa ve barışa hizmet etmek bir yana, ancak ve ancak bu yol ve yöntemle insanlığa karşı işledikleri suçlara bir yenisini daha eklemekten öte, birşeyi başarmış olmayacaklar..