2019-2020 futbol sezonu nihayet açıldı ve deyim yerindeyse ‘uzun maraton’ başladı. Parasızlık, borçlar ve Finansal Fair Play Kriteleri de kulüpleri durduramadı, hemen her kulüp takımlarının büyük çoğunluğunu değiştirdi. İşin ilginç yanı, oyuncuların büyük çoğunluğu aynı ligde bir takımdan bir başka takıma transfer oldular.

Yani; bir takıma yar olmayan veya performansı yeterli görülmeyen bir oyuncu başka bir takımda yer buldu. Olabilir mi? Gayet tabi! Spesifik olarak bir oyuncunun performansı; kulüp kültürü, iklim, şehir, antrenör, oyuncu grubu, sistem vs her şeyden etkilenir.

Ama oyuncu sirkülasyonu o kadar fazla ki, bu saydığım etkenler nedeniyle de ortaya nasıl bir yemek çıkacağı merak konusu. Bu, hemen her takımda böyle. Her takım yeni yani. Hiçbir takım tam anlamıyla hazır değil. Belki, bu söyleme biraz Trabzonspor uymayabilir.

Onlar da hem ligi, UEFA Avrupa ligi ön elemesi için erken açtı hem de takımın iskeletini korudu. Diğer seyrettiğim tüm takımlarda tabiri caizse bir ‘saha içi kaos’ durumu hakim.

İnternetin ve akıllı telefonların vasıtasıyla daha doğrusu bilgi çağında olmamız hasebiyle; bugün her takımı, her oyuncuyu geçmişleriyle birlikte araştırabiliyor, istatistiki verilerine anında ulaşabiliyoruz. Eskiden, söz gelimi UEFA Kupasında karşılaştığımız ve adını bilmediğimiz ya da çok az rastladığımız bir takım için ‘Kapalı Kutu’ tanımı yapardık. Artık, o ‘genel hatlarıyla rakibi bilme, oyuncuları tanıma’ anlamında ‘Kapalı Kutu’ takım kalmadı ama bu kez de sahadaki performans anlamında 18 tane ‘Kapalı Kutu’ peydah oldu! Dedim ya, her takım yeni ve hiçbir takım hazır değil diye. Gerçekten de günümüz futbolunun emrettiği, ‘hızlı ve çabuk oyun’, ‘birlikte oynama pratiği’ni de gerekli kılıyor ve bu da zaman alıyor.

Bir takıma ne kadar oyuncu katılıyorsa bilin ki, o kadar uyum süresi gerekiyor. ‘Alan-Zaman’ bulabilmek için gerekli olan akıcı oyun ancak birbirini tanıyan oyuncu grubuyla mümkün oluyor.

Bu bağlamda Süper Ligin özellikle ilk 1 ayında her yıl olduğundan çok daha fazla ‘kapalı kutular’ ve çok daha fazla ‘sürprizler’ görebiliriz. Peki ya Gazişehir? Gördüğüm, araştırdığım ve Sumudica’nın röportajlarını okuduğum kadarıyla bizim takım da bu ‘kapalı kutular’ listesinde en ön saflarda. Sadece oyuncu transferi sayısı olarak değil, oyun formasyonu ve sistem anlamında da durum bu.

Zira, şu anki kadro bir tek hazırlık maçında bile yan yana oynamadı!

Bence, Sumudica da çok merak ediyor yaptığı yemeğin beğenilip beğenilmeyeceğini. Çünkü, iklim, şehir, kültür, oyuncular vs. her şey farklı. Bizler de Süper Ligi özlemiş bir şehir olarak merak ediyoruz tabi. Bekleyip göreceğiz.