Prof. Dr. Yıldırım, 1-31 Mart Kalın Bağırsak Farkındalık Ayı nedeniyle yaptığı açıklamada, kolon olarak da bilinen kalın bağırsağı ya da rektumu (Kalın bağırsağı anüse bağlayan son kısım) etkileyen bu kanserin, kolon ve rektal birleşiminin kısaltılmış hali olan “Kolorektal" olarak da tanımlandığını söyledi. İlk aşamada herhangi bir belirtisi olmayan kalın bağırsak kanserinin yol açacağı sorunlara değinen Prof. Dr. Yıldırım, bunları, “Karın ağrısı, bağırsak hareketlerinde değişiklik (Doku, boyut, sayı, renk vb.), dışkıda kan, zayıflama, yorgunluk hissi, nefes darlığı, vb belirtiler” olarak sıraladı.  

KANSER TARAMASI ÖNEMLİ

Anne ölümleri masada Anne ölümleri masada

Kalın bağırsak ve rektumda kanser taramasının, belirtileri ya da kansere dönüşebilecek polip adı verilen oluşumları kontrol etmek amacıyla yapıldığını vurgulayan Prof. Dr. Yıldırım, şöyle devam etti:  “Taramaya başlamak için 45 yaş önerilir. Bu kansere yakalanma riski yüksek olanlar taramaya daha erken yaşlarda başlamalıdır. Ailesinde kalın bağırsak kanseri öyküsü olan, ‘Crohn hastalığı’ ya da ‘ülseratif kolit’ diye isimlendirilen kalın bağırsak hastalıklarına sahip bireyler, yüksek risk grubundadır. Yapılan taramalar herhangi bir semptom görülmeyen ya da kanser düşünülmesini gerektirecek nedeni olmayanlara yapılır. Böylece poliplerin kansere dönüşmeden bulunması, çıkarılması ya da kanserin büyümeden, yayılmadan ya da herhangi bir soruna neden olmadan, erkenden tespiti amaçlanır.”