Libya lideri Muammer Muhammed Ebu Munyar El-Kaddafi'nin öldürülmeden önce üç kopya halinde üç akrabasına verdiği vasiyetnamesi Kaddafi'ye yakın web sitelerinde yayınlanmış. Doğaldır ki 'The Guardian'da ve İngilizce yayın yapan diğer sitelerde eksik paragraflar var.

Bunlar elbette Batı Emperyalizmine karşı savaşçı ve asırlarca sürecek direnişi ve çağrısını içeriyor.

Kaddafi'nin vasiyetnamesini teslim ettiği akrabalarından biri öldürülmüş, diğeri karşı devrimciler tarafından tutuklanmış, sonuncusu ise Libya topraklarından kaçmayı başarmış.

Yakın geçmişte Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin El-Tıkrıti'ye ve Irak halkına, sonrasında Libya Devlet Başkanı Muammer EL Kaddafi'ye ve Libya halkına yapılan karşı devrimci operasyonlar, sırasını bekleyen Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'a ve Suriye halkı olduğu kadar, Emperyalizme karşı kazanılmış mutlak bir zaferin sonunda kurulmuş olan Kemalist Devrimci Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ve 'Türkiye Cumhuriyetini kuran Türk Halkına Türk Milleti denir' gerçeğinedir.

Muammer El- Kaddafi'nin vasiyetnamesini yakın tarihin Devrimci pratiği ve deneyimleriyle okuyabilirseniz, gerçeğe herkesten daha fazla yaklaşabilirsiniz.



'Bu benim vasiyetimdir. Ben Muammer bin Ebdusselam bin Humeyd bin Nail el Fuhsi Kaddafi; şahitlik ederim ki Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur, Hz. Muhammed (SAV), O'nun kulu ve elçisidir. Müslüman olarak öleceğime ant içerim.

'Şayet öldürülürsem, Müslüman adetlerine uygun bir cenaze isterim. Ölüm anında üzerimde bulunan kıyafetlerle, vücudum yıkanmadan, Sirte'de ki mezarlığa, ailemin ve yakınlarımın yanına gömülmek isterim.

'Aileme, özellikle karıma ve çocuklarıma ölümümden sonra iyi davranılmasını isterim.

Libya halkının kimliğini ve başarılarını korumasını, tarihine sahip çıkmasını, atalarının ve kahramanlarının saygınlığını korumasını isterim.

'Büyük ve özgür halk kurbanlar verir; Libya halkı kurbanlar vermeyi göze almaktan vazgeçmemelidir. Destekçilerimi, direnişi devam ettirmeye, Libya'ya saldıran her yabancı güce karşı savaşmaya çağırıyorum.

Bugün, yarın ve sonsuza kadar!

'Dünyanın özgür insanlarına ve halkalarına duyurun! Davamızı pazarlık malzemesi haline getirip satabilirdik, karşılığında şahsi güvenlik ve istikrarlı bir yaşam elde edebilirdik. Bu yönde birçok öneri aldık. Ama biz, çatışmanın en ön cephesinde olmayı görev ve onur saydık.

Bugün hemen muzaffer olmasak bile, önümüzdeki nesillere önemli bir ders öğretmiş olcağız: Ulusu korumayı seçmek bir onurdur, ulusu satmak ise tarihin hatırlayacağı ve hiçbir zaman unutmayacağı en büyük ihanettir! Başkaları size farklı bir şey anlatmaya çalışsa da bu böyledir. 'Elveda derim; ailemin tüm fertlerine, Libya'ya sadık herkese ve bütün dünyada, yalnızca kalpleriyle bile olsa Libya'yı destekleyen dostlarımıza.'