Şehrimizi Süper Lig’de temsil etmeye en yakın kulüp olan Gazişehir FK lige kötü başlayıp teknik direktör değişikliğine giderek Erkan Sözeri ile bir yenilmezlik serisi yakaladı. Peki bu yenilmezlik serisinin takımın mevcut durumuna etkisi neler?
Öncelikle 20 Kasım’daki Adana Demirspor deplasmanından sonraki ‘Yenilmeme Psikolojisi Önemli’ başlıklı yazımda da belirttiğim gibi bir takımın yenilmemesi oyuncular üzerinde farklı bir özgüvene, olumlu bir atmosfere katkı sağlar. Mağlubiyet her sporcunun algısında ‘acaba’ sorusuna neden olur. Bu bağlamda Erkan Hoca’nın çıktığı 6 maçta yenilgi yüzü görmemesi önemli.
6 maçta yenilmiyor olmak yeni kurulan takımlar için, geleceği inşa ediyorum diyenler için, elinde genç kadro olan kulüpler için çok anlamlıdır. Fakat Gazişehir FK’nın spor kamuoyuna pompaladığı algı, yarattığı beklenti ‘şampiyonluk ya da süper lige çıkmak’ olduğu için ve harcanan bütçe ile alınan futbolcuların da kalitesi de göz önüne alındığında tipik bir beraberlikler takımı olmak yetmiyor. Yani ‘yenilmiyoruz’ demek ‘başarılı’ olduğumuz anlamına gelmiyor eldeki imkanlar göz önüne alındığında. Neden mi? 2 nedeni var! İstatistiklerle açıklayalım.
Birincisi; Ligin dengesi. TFF 1.Lig birbirine çok yakın takımlardan oluşan, her takımın her takımı yenebileceği bir kulvar. Bu hafta itibariyle Avpura’daki 5 büyük ligin ve bu 5 ülkenin 2. Liglerinin ilk 6 sırasını paylaşan takımların maç başına aldıkları puanlara bakalım. İngiltere Premier Ligi’nin ilk 6 takımı maç başına ortalama 2,10 puan almışlar. Bu rakam Bundesliga’da 1,83, Fransa’da 2,00, İspanya’da 2,13, Türkiye Süper Ligin’de 1,87, İtalya’da 2,42 olarak gerçekleşmiş. Yani güç dengesi farkı en fazla İtalya’da hissedilmiş. Almanya Bundesliga’da takımlar birbirine çok daha yakın. Bu ülkelerin 2.liglerine baktığımızda İngiltere Championship’te ilk 6 sıradaki takımlar ortalama maç başına 1,96 puan almışlar. Verilere baktığımızda Fransa’da 1,90, Almanya’da 1,88, TFF1.Ligde 1,78, İtalya’da 1,66 ve İspanya’da 1,68 puan ortalamaları göze çarpıyor. İtalya Serie A’da üst sıradaki takımlar lige ambargo koymuşken, Serie B’de tam tersi bir durum var: Herkes herkesi yeniyor. TFF 1.Ligde de durum aynı: 1,78! Bu şu demek takımlar birbirine çok yakın. Yani yenilmemek ya da berabere kalmak odaklı değil ‘galibiyet’ odaklı strateji geliştirmek zorundasınız!
İkincisi; beraberlik sayısı yüksek takımların liglerindeki başarı sırası. Yine 5 büyük lig ve bu ülkelerin 2.liglerini irdeleyelim. İşte en fazla beraberlik alan takımların durumu: Sıradışı bir örnek olarak Türkiye Süper Liginden başlarsak 3. Fenerbahçe, 4.Beşiktaş ve 5.Kayserispor 5’er beraberlikle %38’lik bir beraberlik oranı yakalamışlar fakat zirveden aşağı düşmemişler. İspanya La Liga’da da Atletico Madrid 6 beraberlik almasına karşılık 3. Sırada. Bunun haricindeki tüm liglerde en fazla beraberlik alan takımlar hep alt sıralarda yer alıyor. İngiltere’de 14 maçta 6 beraberlik alan West Bromwich 16.sırada. Almanya’da Wolsburg 8 beraberlikle %63’lük beraberlik oranıyla 14.sırada. Fransa Leagui 1’de Angers en fazla beraberliği alan takım: 14 maçta tam 8 kez berabere kalmışlar ve sıraları ligin dibi:17! 2.liglere baktığımızda aynı tablo var. Championship’te Brentfor 9 beraberlikle 14.sırada, İspanya 2.ligde Sevilla 2 takımı 9 beraberlikle ligin 21.sırasına demir atmış durumda. İtalya’dan Ternana 21. Ve Fransa’dan Lens 16.sırada. Gazişehir’e baktığımızda 7 beraberlikle ligde 10.sırada yer alıyor. Bu da yine ‘galibiyet’ odaklı bir strateji ve takımın hücum yönünü geliştirmek gerekiyor demek oluyor.
Tüm bu bilgileri ve istatistiki verileri mutlaka inceliyordur Erkan Hoca. Takımın stoperlerinin oyunu kurma problemlerini, orta saha oyuncularının ofansif yönlerini, Muhammet Reis’in temposuzluğunu da mutlaka görüyor ve önlem almaya çalışıyordur. Bu bilgiler ışığında kazanmak vaktinin geldiğini de… Bugün oynanacak Altınordu maçıyla başlayacak periyotta hücum futbolu olmazsa, aynı oyunlar sergilenirse orta sıralarda kalmak sürpriz olmayacak. Artık takımı ileri atmak vakti gelmiştir. Haydi Gazişehir, ileri!