*Hala onların pislikleri, kalıntılarıyla uğraşıyoruz, tahmin etmediğimiz kadar sızmışlar.

*Şehrin ticaret değerlerini, üretim değerlerini yükseltmekte bir vatanseverliktir.

*Lojistik Köy, 150 Milyon Avro'luk, Türkiye'deki en büyük proje

*Suriyeliler plastik sektöründe söz sahibi oldular.

*Irak'ta nasıl ihracat patlaması yaşadıysak, bugünler çok uzak değil

*Seçimler normal takvim işlerse, Kasım sonu gibi.

Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Beyhan Hıdıroğlu, Olağanüstü Hal'in bir an önce kaldırılması gerektiğini belirterek, "Olağanüstü Hal'in kaldırılmasını istiyorum, talep ediyorum. Çünkü iş adamları tedirgin. Niye tedirgin? Yarın acaba polis mi gelir, akşam kahveden mi alır, ya da yarın birisi kapımı çalar da beni karakola mı götürür, diye tedirgin. Yargılama süreci, ya da tutukluluk süreci, ya da yargıdaki durumun belirsizliği iş dünyasında tedirginliğe neden oluyor. Normalleşme sürecine hızla geçelim istiyorum. İşadamları olarak olağanüstü hal kaldırılsa daha mutlu olacağız" dedi.

ONLARIN PİSLİKLERİ, KALINTILARIYLA UĞRAŞIYORUZ

-15 Temmuz'da ülkemiz büyük bir badire atlattı. 15 Temmuz'dan iş dünyası nasıl etkilendi?

-"Kahrolası 15 Temmuz'da ülkede kötü şeyler yaşandı. O gün yol ayrımı başladı aslında. Herkes dediki artık bu ülkede biz varız, bu ülkenin sahipleri biziz, bu ülkede bir söz söylenmesi gerekiyorsa bu sözü bu ülkenin içindekiler söylemeli, dışındakiler değil. Herkes darbe girişiminde tankları, askerleri, meclisin bombalanmasını gördü ama, resmi okurken, olayın sadece askeri boyutuna bakmak aslında küçük kalır. Olayın askeri boyutu gün yüzüne çıkardı, görünen yüzüydü, fakat görünmeyen kısmında, aradan geçen bu kadar zamana rağmen hala onların pislikleri, kalıntılarıyla uğraşıyoruz. Maalesef tahmin etmediğimiz kadar sızmışlar. Olayın büyüklüğü basından izlediğimizin 5-10 katı. Memleketimiz aslında bugün bir bağımsızlık savaşı veriyor. Yeniden bir Kuvai Milliye ruhu olması lazım. Vatanseverlik sadece sınırda beklemek değil, şehirde güvenliği sağlamak değil, burada vatanseverlik aynı zamanda üretim yapmaktır, ticaret yapmaktır, şehrin ticaret değerlerini, üretim değerlerini yükseltmekte bir vatanseverliktir."

-"İş dünyasına bu süreçte ne gibi görevler düşüyor?"

AYNI GEMİNİN İÇİNDEYİZ

-"15 Temmuz sonrası yaşanan durgunluğun bir an önce üzerimizden atılması, süratle yeniden normal günlere geçilmesi dileğimiz. Bunun için iş dünyasının üretimine odaklanması gerekiyor. İş dünyasının yurtdışında yeni pazarlar bulması gerekiyor. Nasıl ederde bu ülkenin biraz daha ihracatını artırırız, nasıl daha fazla döviz getiririz, nasıl yeni teknolojileri işimizle bütünleştiririz, bunları düşünmemiz lazım. Hepimiz aynı geminin içindeyiz ve bu ülkenin yükselmesi hepimizi yükseltir. Başımıza gelecek felaket hepimize geliyor. 15 Temmuz aslında bunun yıldönümüydü. İş dünyası burada daha gayretli olması lazım. Mesela Cumhurbaşkanımız bir istihdam seferberliği başlattı, katılımlara bakıyoruz çok güzel. Herkes birşeyler yapmak istiyor. Herşey üretim, herşey para kazanmakta değil. Bir tarafta işi gücü olmayan insanlar var. Hem onların psikolojisini düzeltme anlamında, hem şehrin dinamiklerinin yeniden ayağa kalkması anlamında bu seferberliğe destek verilmesi önemli."

-"Bakanlar Gaziantep'e daha sık gelmeye başladı. İş alemiyle sürekli toplantılar yapılıyor. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?"

BAKAN, NEFES ALANA KREDİ VERİN DEDİ

-"Hükümetimizin iş dünyasının sorunlarını çözmeye yönelik attığı adımları takdir ediyoruz. Başbakan Yardımcısı Sayın Nurettin Canikli şehrimize geldiğinde toplantıda, 'nefes alan firmaya kredi vereceksiniz. Bir firma nefes alıyor, bir köşede, bir kenarda bir şey yapıyor olabilir siz buna kedi verecesiniz, onu yükselteceksiniz. Hiç ummadığınız yerden ummadığınız firmalar şirketler çıkar. Adam size geldiyse kapınızı çalıyorsa bir şeyi bahane edin verin. Yeterki sistem dönsün' dedi. Ayrıca Sayın Canikli, 'Eximbank genel müdürünü ve diğer banka müdürlerini size gönderiyorum. Siz onlarla birebir oturup istişare toplantısı yapacaksınız. Siz nasıl olurda kredi kullanırsınız, nasıl olurda kredi alırsınız, hangi şartlar sağlanırsa sizin işinize gelir' bunları konuşun. Böyle sıcak bir yaklaşımı biz şimdiye kadar görmemiştik. Sen gidersin bürokratın yanına rica minnet o sana bir randevu verirse, randevu alabilirsen, bakalım der dosyayı alır yanına koyar. Bakar bakmazdı. Şimdi, Başbakan Yardımcısı Gaziantep'e gelip sanayiciyle samimi bir şekilde, nasıl yaparız, böylemi yapmamız lazım, siz böylemi istiyorsunuz, biz gidelim yönetmeliklerimizi, mevzuatımızı kontol ederelim diyor. Yani gerçekten çok yol alındı. Burada devlet büyüklerimize teşekkür ediyoruz."

-"İş dünyasının hükümetten finans desteğinin dışında bir beklentisi var mı?"

BİR TELEFONUN UCUNDASINIZ

-"İnşallah olağanüstü hal bir an önce kaldırılır. Olağanüstü Hal'in kaldırılmasını istiyorum, talep ediyorum. Çünkü iş adamları tedirgin. Niye tedirgin? Yarın acaba polis mi gelir, akşam kahveden mi alır, ya da yarın birisi kapımı çalarda beni karakola mı götürür diye tedirgin. Yargılama süreci, ya da tutukluluk süreci, ya da yargıdaki durumun belirsizliği iş dünyasında tedirginliğe neden oluyor. Normal bir süreç olsa, avukatını da alırsın, gidersin, buyurun dersin, derki 3 tane sorum var, sorunun cevabını verirsin ve hadi güle güle derler. Ama olağanüstü halde öyle demiyor, geliyor sizi evinizden alıyor ve götürüyor."

-"İşadamları iftiradan mı korkuyor?"

-"Bir telefonun ucundasınız. Biri bir iftira atsa, polis ben bunun iftira olup olmadığını nereden bileceğim der. Poliste haklı. Bir tane adamın benimle husumeti varsa, belkide boş gereksiz bir husumet ama adamın bir ifadesiyle polis geliyor beni alıyor, atıyor. 15 gün benim ticari itibarım, şirketimin itibarı, kredibilitem, bana mal satan veya benden mal alan adamın bakışı değişiyor. Acaba diyor. Bir şey yok ama ya varsa. Ben diyorumki bu Olağanüstü Hal kaldırılırsa, biraz daha işadamlarımıza güven gelir. Para güvenli liman ister. Para kaos, karanlık, belirsizlik filan görürse kaçar gider. Biz işadamlarına yatırım yapın diyoruz. Ama yarın ne olacağız, diye düşünürseniz hakikaten bir şey yapamazsınız. Ama dersenki bu memleket benim ben dünde buradaydım yarında burada olacağım dediğin zaman ev alırsın, araba alırsın yatırım yaparsın. Ya yarın belirsiz deyince herkes saklanır. Kaplumbağa gibi."

NORMALLEŞME SÜRECİNE HIZLA GEÇELİM

-"Olağanüstü Hal'de polisin, savcının işi daha da kolaylaşıyor. Ama öbür tarafta da tedirginlik veriyorsunuz. Ortalık sakinledi, normal hayata geçtik, herkes işine baksın olursa, elbette tedirginlik biter. Tabi devletimiz adım adım gidiyor. Ohal'de tutukluluk günü kısaltıldı. Bir an önce biterse, iş dünyası için daha iyi olur. Üretim ve ihracatta bunun olumlu etkisi hemen farkedilir. Yani iş yapacak adam biraz daha güven hissetmeye başlar. Bu aynı zamanda herşey düzeliyor demektir. Normalleşme sürecine hızla geçelim istiyorum. İşadamları olarak olağanüstü hal kaldırılsa daha mutlu olacağız. Tamam FETÖ ile, PKK, DAEŞ ile mücadele ediyoruz, dış güçlerle mücadele ediyoruz. Ama iş dünyasının sesini dinlememiz de lazım. Yine ülkemizin geleceği için güvenli ortamı yaratmamız lazım."

-"Lojistik Köy Projeniz ne durumda?"

GEÇ KALINMIŞ BİR PROJE

-"Lojistik Köy projemizde güzel gelişmeler oldu. 5. Organizin üst tarafında, 3.5 miyon m2 alanın yüzde 90'ı Hazine'nin. Yüzde 10'nun ise kamulaştırmanyla ilgili karar Büyükşehir'de askıdaydı. Oranın mera alanından çıkarılması için girişimlerde bulunuldu ve bu alan Şubat ayında mera vasfından çıkartıldı. Bilim sanayi bakanlığından proje onayı bekliyoruz. Plan bütçeye gidecek. 150 Milyon Avroluk bir proje. Avrupa Birliğine kaynak için müraacat edeceğiz. 150 milyon Avro'nun yarısını destek fonundan almak istiyoruz. 100 tane birinci planda yapılacak depolama alanları, 50 tane de rezerv olacak. Türkiye'de en büyük olacak. Şehirde bir çok sektörde depolama ihtiyacı var. Organize sanayideki işletmelerin yüzde 15'i depo amaçlı kullanılıyor. Oysa burası üretim için yapıldı. 2 Milyonluk şehrin ekmeği, suyu, kolası, çikolatası, ununun bir yerde toplanıp dağıtılması gerekiyor. Geç kalınmış bir projeydi. En önemlisi bu proje aynı zamanda şehrin trafik yükünü de azaltacak."

-"Odaya kayıtlı kaç Suriyeli şirket var? Bunlar ağırlıklı hangi sektörde hizmet veriyor? Kentimize Suriyeli şirketlerin katkısıyla ilgili neler söylersiniz?"

SURİYELİ'LERİN BİR DEĞER OLDUĞUNU UNUTMAYALIM

-"Odamıza kayıtlı 950 Suriyeli şirket var. Ancak bunların 750'si aktif. Bunlar ağırlıklı olarak plastik sektöründeler ve şu anda bu sektörde söz sahibi oldular. Plastik sektöründe 450 tane üyemiz var, bunların 100'ü Suriyeli. Çok sektörde varlar ancak en güçlü oldukları sektör ayakkabı, terlik imalatı. Son 100 yıldaki göçler bakın. Balkan, Yugoslav, Bulgar, Afgan göçleri hiç bitmedi. Sonra Iraklılar geldiler, şimdi Suriyeliler. Olaya muhacir-ensar gibi bakmalıyız. Bu insanları dışlamadan, ötekileştirmeden, kırıp dökmeden

şehrin ekonomisine, sosyal hayatına katmamız gerek. Onların bir değer olduğunu unutmamalıyız. Terside olabilirdi, bizde oraya gidebilirdik. Bu kadar Suriyeli bir işadamı, ihracatçı, tüccarla nasıl ederizde 250 Milyonluk Arap coğrafyasına hakim oluruz, Gaziantep olarak nasıl gireriz bizim ona bakmamız lazım. Suriye'den zaten Arap dünyasına mal satıyorlardı, şimdi Gaziantep'ten satacaklar."

-"Gerek komşularımızdaki sıkıntılar, gerek dövizdeki dalgalanmalar, gerekse darbenin de etkisiyle ekonomimizde durgunluk var. Ekonomide nasıl bir tabloyla karşı karşıyayız?"

IRAK'LA İHRACAT PATLAMASI UZAK DEĞİL

-"Dünya ekonomisindeki son göstergelere göre Çin ve Hindistan'ı saymazsak, şu anda son üretim rakamlarımız, büyüme hızımız 2.8 çıkıyor. 2,8 şuandaki dünyada Konjonktüre baktığımızda yüksek bir rakam. Fakat geçmiş eski döneme bakarsak düşük gibi. Ama bugün gelişmiş toplumlarda büyüme hızları 0,8, 0.9larda, 1'le bile ifade edilmiyor. Biz onların 3 katıyız. Erbil'de 1 haftalık bir fuar yapmak istiyoruz. Hem Gaziantep'i, hem üretimlerini, hem gastronomisini tanıtmak istiyoruz. Geçetiğimiz günlerde Amman'daydık. Oradakiler Gaziantep'in ticari ve üretim üssü olduğunu biliyorlar. Gelip burada iş yapmak istiyorlar, tekstil, triko, halı almak istiyorlar. Güvenlik ortamı biraz daha normalleşmeye geçse inanın bana belki 2000'lerde Irak'ta nasıl ihracat patlaması yaşadık, bugünler çok uzak değil aslında."

"-Oda seçimleriniz ne zaman? Adaylık düşünüyor musunuz?"

ADAYLIK İÇİN ÇOK ERKEN

-"Seçimler normal takvim işlerse, Kasım sonu gibi. Adaylığı konuşmak için çok erken. Bu bir ekip işi. Ekiple hareket ediyorsunuz. Odamızda gerçekten demokratik bir seçim yaşanıyor. Alttan seçilip geliyorsunuz, güzel bir uygulama. 38 yıldır şehrin ticaretinde ve sanayisinin içindeyim. Bu şehre borcumuz olduğunu düşünüyorum." Meral KINACILAR