Güneydoğu coğrafyamızın iki şehrinde, Urfa ve Diyarbakır Baroları tarafından eş zamanlı olarak düzenlenen iki ayrı panelde Türk milleti bir kere daha sabır ve dayanma gücünü sınayan imtihanlardan ge-çiyordu. Türkleri kendi milli coğ-rafyasında adeta yok sayanların meydanı boş bularak bol keseden attığı, tepişerek gübre yığınlarını bir kere daha dağıttığı yeni bir sürece tanıklık ettik. Kendini aydın zanneden ancak kör karanlığından ve kara cehaletinden başkaca elinde sermayesi olmayanların Kürtçü bölücülüğe şirin görünme çabaları yok mu ? Giderek kimliksizleşen, bu şahsiyet fukaralığının dur durak bilmeyen son marifeti, günümüz Türkiye koşulların da giderek genel bir realite haline gelen şu sözleri, yeniden ilgililerine hatırlatmayı önümüze bir görev olarak koymaktadır. '' Dalkavuklar ne kadar yükselirlerse, yükselsinler kıçlarındaki tekme izlerini silemezler '' Evet, kıçından damgalı aydın müsveddelerinin ve burjuvazinin ahırındaki kadrolu palyoçaların yaydığı ağır koku bütün vatan sathında etkili olurken '' Milleti kurtaracak olan güç, yine milletin kendi kararı ve azmi olacaktır '' gerçeği yaklaşık yüzyıl sonra değişmeyen gerçek olarak bir kez daha kapımıza dayanmıştır. YENİ BİR KUVVA SÜRECİNE MERHABA Küreselleşme, ulus devletler çağının kapanması ya da adına her ne denirse densin, bütün bu kara propaganda belli merkezlerden yönetilen bir şeytan oyunundan başka bir şey değildir. Emperyalizmin topyekün çullanma politikasıyla öldürücü son pençe harekatının yardımcı rolleri, giderek faşistleşen ırkçı bölücülüğe, işbirlikçi siyasal erk'e ve yerel argümanlarla gayri milli bloğa verilmiştir. Milli Kurtuluş Savaşı sırasında Türkler, tek başlarına işgal güçlerine karşı mücadele verirken Ermeni ve Kürt çetelerinin açtığı ilk cepheye karşı amansız bir mücadele vererek kendi milli devletini kurmuş ve istiklalini kazanmıştır. Sadıkayı milletin nasıl ihanetçi ve hain bir millete donüştüğü bugünün yansımalarında daha anlamlı bir karşılık bulmaktadır. Zira günümüzde Şeyh Sait'in ve Seyit Rıza'nın torunları ihanetçi Ermeni çetelerinin tarihi rolüne taliptir. O vakit bu role kendini iyice kaptıranlar bir anlamda başlarına gelecek melaneti de peşinen kabul etmiş sayılacaktır. Amerika'dan ara roller talep edenler, İngiltere'den ise devlet dilenenler Türk parlamentosunda dokunulmazlık zırhıyla taltif edilmiş bölücü vekiller ve kıravatlı apoların ta kendisidir.