Öncelikle ruh halimi kısaca şöyle özetleyeyim: Elindeki tüm para ile gider alış-veriş yaparsın, aldıklarını ayıklar, temizler pişirirsin; ortalığı derler, kendine çeki düzen verirsin koşturarak...Masayı kurar, mumları da tam vaktinde yakarsın ki o arada telefonun çalar: "Tatlım, bizim işimiz çıktı, gelemiyoruz!"İşte, aynen o çöküş durumu!Gerçi benim çöküş durumum bir yemek hikayesi kadar basit değil ya, maksat ruh halimi anlatmak! Öfkelenmeyi özel hayatımda beceremedim ben; "Kırılmayı" bildim bir tek! Neden kırdı diye öfkelenmeksizin..."Kızım, senin sinirlerin alınmış!" diye höykürürken en yakın arkadaşım haklıymış; sinirlenemedim şöyle rahat rahat kimselere..."Kim bilir ne derdi vardı da benden çıkartmaya çalıştı" gibi bir soru kıvrım kıvrım dolaştı içimde zira; ille de anlamak, ille de çözmek gibi de önüne geçilmez bir uğraşım vardı ki zaten çocukluğumdan belliydi: Hangi çocuk düğüm çözmekten zevk alır? Hala da severim o karışmış yumakları, kabloları falan çözmeyi; nasıl bir keyifse artık!Bu çökmüş ruh halimle yazdığım yazıdan pek bir hayır gelmeyeceğini peşinen söyleyeyim: Hani; beklentinizi yüksek tutmayınız, efendim, isterseniz bu satırdan sonra başka bir linki tıklayabilirsiniz. (Alınmam, gücenmem; zira ben bile bir sonraki satırda ne yazacağımı bilmiyorum!) Hal böyleyken "Kin", "Nefret" gibi duyguları da duyamadım! En fazla hali ile en çok kırıldığım kişilerin beni anlamalarını istedim; size komik gelecek belki ama "rüyalarında ne kadar üzüldüğümü görsünler" gibi isteklerde bulundum!Daha fazlasına ne dilim ne de gönlüm el vermedi!...Hoş, borcu olan da borcunu ödemedi, hakkımı yiyen de "Bir özür borcum var!" demedi!Toplum içinde her gün aşk uğruna, para uğruna, parasızlık uğruna, cehalet uğruna onlarca, yüzlerce mefta veriyoruz. İçlerinde koruma isteyen kadınlar var, soruşturmaları devam ediyor; kadınlar öldürüldü gitti! Duyabildiğim tek bir öfkem var; o da insanlara yapılan zararlara! İnsanın en büyük zorluğu güvensizliktir; bir iş, cüzdan, bir sevgili, eş; aile, dost, memleket, devlet...İlle de bir şeylere güvenme ihtiyacımız var; ne kadar azalırlarsa o kadar korkuyoruz! Bu korkuları da seven, besleyen insanlar var; genç kızlara dadanan erkekler için çantada kekliktir mesela, siyaset babında da olanı, bi zahmet, siz düşünün!