Gaziantep’te güzel şeyler de oluyor ve bunu da sık sık gündeme getiriyoruz. Gerek belediyelerin gerek OSB’nin yapmış olduğu projeler şehre büyük değer katacak derecede önemli. Ama bu güzellikler şehirde beklenen heyecanı yaratmıyor. Niye? Çünkü insanlar ekmek peşinde. Geçim derdinde. Yapılan o kadar güzel hizmetler kimin umurunda ki? Hele şu günlerin en önemli sorunu eğitimde yaşananlar. Okulların izlediği politika. Sistemsizlik sonucu perişan edilen öğrenci velileri. Durumu iyi olanların en az 10 misli iyi olmayanlar böyle giderse çocuklarını okutamayacak. Okula göndermeyecek. Yani durum o kadar vahim. Gazete olarak mümkün mertebe bu sorunları dile getiriyoruz. Şimdi okullar açıldı açılmasına da özellikle öğrenci-veli odaklı sorunlar ekonomik ve psikolojik yönüyle önümüzde dağ gibi duruyor. Şu son bir haftada bana gönderilen şikayetler tüm bildiklerimi bir kenara ittiriverdi. Kaldı ki zaman zaman Sayın Vali Davut Gül ile bazen de Milli Eğitim Müdürü Yasin Tepe ile eğitim konularında yaşanan olumsuzlukları paylaşıyorum. Sorunların düzeltilmesi, çözüm bulunması için karşılıklı istişarede bulunuyordum. Nihayetinde ikisinin de çocukları var ve onlar da Gaziantep’te, hem de devlet okulunda okuyor. Ama son gelen bilgileri bu köşede paylaşmak zorunda hissettim kendimi. Çünkü insanlar yaşadıklarının dile getirilmesini istiyor. Ehh bunun için de haliyle bize başvuruyor. O nedenle bu köşeden paylaşmayı ve Sayın Vali Gül ile Müdür Tepe’nin dikkatini çekmeyi düşündüm.

MÜDÜR HAREKETE GEÇMİŞ AMA OKULLAR DA HAREKETE GEÇMİŞ

Bir şey daha var belirtmem gereken. Gazetemizde Yasin Tepe müdürün kaynak kitap konusundaki açıklamasıyla birlikte bana gelen veli mesajları var. Devlet okullarında maalesef kaynak kitaplar için geç kalınmış çünkü öğretmenler velilere bu kitapları aldırtmış. Bunu o haber sonrası gelen mesajlardan anlıyorum. Ama önemli bir gelişme olmuş, okullara müfettiş veya eğitim yetkilileri gönderilmiş, kaynak kitaplar için inceleme başlatılmış. Tabii bunu haber alan müdürler öğretmenlere haber göndererek kaynak kitapların geçici de olsa kaldırılmasını tembih etmiş. Böylece öğrencilere de tembih edilmiş onlar da yok demek zorunda kalmış. Bir önemli bilgi daha geldi bu arada, özel okullarda devletin verdiği kitaplar varmış. Oysa onlar devlet kitaplarıyla eğitim vermiyormuş. Bakın bir velimizden gelen sitem dolu mesaj.

ÖZEL OKULDA NİYE DEVLET KİTABI DAĞITILIR Kİ?

Ökkeş bey merhaba. Büyük oğlum 4 sene Şehitkamil Empati okuluna gitti. Bazen 1 yılda 2 kere kaynak kitap aldırdılar. Tüm öğretmenlerin dediği devlet kitabı yetersiz kalıyor. Boşuna dağıtmasalar keşke devlet kitaplarını, çünkü o da sizin bizim paramız neticede. Bu sene özel okula yazdırdım çocukları, orada da devlet kitabını ücretsiz dağıttılar. Çelişkiye bakın ki, okul kendi kitabını istiyor, 2.sınıf yardımcı ders kitapları 8 bin TL tutuyor. Özel okulda niye devlet kitabı dağıtıyorlar onu da anlamadım. İnanın kıyafetler ateş pahası. Yazınızı görünce nihayet sesimizi duyuran birisi vra dedim. İnanın bugünlerde herkesin gündemi okul giderleri. Servis ücretleri.Kıyafet parası defter kitap parası. Bizim kolej defteri şu kırtasiyeden alacaksınız dedi, iyi dedik ne olacak, 2 poşete 1.500 verdik çıktık. Ökkeş bey inanın aklımız almıyor. Bir velimiz de şunları yazmış; Sayın Ökkeş Özekşi. Devletin verdiği kitaplarla yetinmeyen okul idaresi çocukları ek kitap almaya zorlayan okullar ve elbise konusu. 450 TL. anlaşmalı mağazalarla ayrıyeten servislerde ayakta yolculuk yapan öğrenciler. Bir veli olarak ne yapacağımızı şaşırdık.

OKULLARDA ÖĞRETMEN KARABORSASI İDDİASI

Sayın Velimize katılıyoruz ama daha büyük şekilde şaşıracağımız bir mail var ki, inanın ne yazacağımı bilemiyorum. Hani bizler birçok şeyde kara borsaya odaklandık ya, yazan eğitimci arkadaş ciddi bir iddiada bulunuyor ve okullarda bazı öğretmenler resmen karaborsa'ya düşmüş diyerek bu öğretmenler üzerinde vekilerden yüksek para istenildiğini iddia edyor. Okullara kayıtlarda neler döndüğünü servis şoförleri sorgulandığında ortaya çıkacağını ileri sürüyor. Her konusu ayrı bir araştırmayı gerektiren sorunlar. En iyisi gelin hep birlikte okuyalım; Ökkeş bey merhaba Eğitimle ilgili özellikle veliler yönlü yazınızı ve haberlerinizi eski bir eğitimci olarak dikkatle ve takdirle izliyorum. Bende böyle önemli hizmetinize bir katkıda bulunmak istedim. Eğer yayınlanmaya değer bulursanız kent yöneticilerini de uyarma adına çok faydalı bir iş yapmış olursunuz. Müsaade ederseniz Gaziantep’teki aslında yasak olan ama hiç uygulanmayan sistemi anlatıp sonra bu şehirde öğretmen borsasını anlatacağım.

1-İlkokullarda adrese kayıt sistemi vardır. Her öğrenci evine en yakın okula gitmek zorundadır. Şimdi özellikle merkezi okullardaki okul müdürleri veliye bu işi nasıl deleceklerini öğreterek sistemi işlemez hale getiriyor.

2-Mesela siz Cinderesinde oturuyorsunuz, çocuğunuzu örnek olarak Lions ilkokuluna götüreceksiniz. Oradan bir ev adresi bulup nüfusunuzu oraya kaydırıyorsunuz.

3-Sisteme çocuk düşünce ücret karşılığı kayıt yapılıyor. Bunun ispatı okulların önündeki yüzlerce servis.

4-Yani yine örnek olsun diye söylüyorum Lions ilkokulunun önündeki servisçilere sorun,’ nerelere gidiyorsunuz?” diye size yol güzergahlarını anlatırlar.

5- Tabi bu büyük bir suç ve cezası var. Servislerin yollardaki yoğunluğu da bu zaten. Uzak semtlerden gelen öğrenciler için en kolay tespit şoförler.

Mesela Beylerbeyinden gelen öğrencileri tespit için “şuraya hangi servis gidiyor?” dediniz mi şoförler hemen söylüyor.

Sayın Özekşi, bu acı bir durum. Merkezi mahalle çocukları kültür alt yapısı yetersiz semtlerden gelen çocuklarla birlikte olmak zorunda kalıyor. Okullarda çocuklar arasında çıkan kavgalar ve tartışmalar hep uzaklardan gelen mahallelerdeki çocukların merkezi mahallelerdeki çocuklara üstünlük sağlaması buna farklı bir örnek. Yani bir olay olduğunda çocuğun ailesi uzaklardan gelip çocuğuna müdahale edemiyor. Bir sürü sorun var bu konuda.

Şimdi size aslında eğitimci olarak hepimizin bildiği ama dile getirilmeyen bir olaydan yani, “Öğretmen Karaborsasından” bahsedeceğim. 1-Merkezi okulların hepsinde marka olmuş her seviyede sınıf için öğretmenler var. Veliler bu öğretmenlere çocuklarını kaydettirmek için çabalarken önce adres işini çözüyor, ardından müdürlerle pazarlığa giriyor. Her öğretmenin bir fiyat değeri var. Müdüre ben şu öğretmeni istiyorum dediğinde size rakam telaffuz ederek “okulumuzun boyası yapıldı. Boyacıya şu kadar borcumuz var. Bunu ödeyin gelin” diyerek veliyi para aklama merkezi olarak belirlenen boyacılar, kırtasiyeciler veya başka dükkanlara gönderiyorlar. 2-Veya okul aile birliği hesabına para yatırtıyorlar. Okulların okul aile birliği hesapları incelendiğinde rakamların bir velinin gönüllü bağış yapamayacağı rakamlar olduğu görülecektir. 3-Kenar semtlerdeki müdürler de para istediklerinde alamayınca öğrenciyi Suriyeli çocukların yoğun olduğu sınıflara vermekle veliyi tehdit ediyor. Veli de çocuklarının Suriyeli çocuklarla aynı ortamda eğitim almaması için bulup buluşturup bir şekilde ödemeyi yapıyor. 4-Bunu yapan müdürlerde öyle yüksek öz güven var ki. Şikayet mekanizmasını devreye soksanız bile tınmıyorlar.
Yani Ökkeş bey itiraf etmem gerekirse eski bir eğitimci olarak eğitimin bu anlayışla düzeleceğine inanmıyorum. Adres dışı yerlerden merkezi okullara hülle ile gelen öğrenciler vede benim tabirimle öğretmen borsası. Bunlar korkunç şeyler.

GÖSTERİŞ MERAKLISI MÜDÜR VE ÖĞRETMENLER

Birde son zamanlarda kolejlere özenen özentili okul müdürleri ve öğretmenler var bu şehirde. Topladıkları paraları açılışlarda, şatafatlı törenlerde bol keseden harcıyor. Gösteriş gösteriş gösteriş… Kime neyi kanıtlayacaklar bilemiyorum. Ama eğitim adına ortada bir hiç varken veli kesesinden okul süslemeler, müdür odası süslemeler vs insanı üzüyor. Ama burada bu öğretmen borsası en korkunç olanı. Alınan paranın öğretmenlerle pek ilgisi alakası yok. İşin birde özel okulları var ki artık onlar kontrolden çıkmış durumda. Size başka bir zamanda bu özel okullardaki keyfiyeti ve rezaleti yazacağım.

FATMA ŞAHİN BUNLARI DUYSA İTFAİYE’DEN BU KADAR ŞİKAYET GELİRMİYDİ

Şimdi sizlere başarılı gördüğümüz ki gayet de iyi işler yaptıklarını söyleyebileceğimiz İtfaiye içinden bana gönderilen bir şikayeti paylaşmak istiyorum. Bunları okuyunca doğrusu üzüldüm ve ilk aklımdan geçen şey “eğer Sayın Fatma Şahin bunları bilse asla müsaade etmezdi” demek oldu. Yani üzüldüm ama. Değer verdiğim Cafer beyin de bu detaylardan haberi var mı onu da bilemiyorum. En iyisi uzatmayacağım ve Gaziantep Büyükşehir İtfaiyesi çalışanlarından gelen bu şikayeti Sayın Fatma Şahin’in dikkatine sunuyorum. Sayın Ökkeş Özekşi. En sonunda size yazmak zorunda kalıyoruz. Bizler itfaiye çalışanlarıyız. İtfaiye merkezde yemekhane kapalı, yemek yapan yok, yemek saati yok, dürüm almaya zaten gidemiyoruz. Bu durum personel için büyük sıkıntı. İki aşçı alıp iki öğün yemek yapılabilir burada, maalesef aç kalıyoruz. Gerekirse parasını bizden alsınlar çok rezil durumdayız. Birde itfaiye personeline amele gibi iş yaptırıyorlar, adam akşama kadar yorgunluktan ölüyor, yangın olunca da müdahale edecek takati gücü kalmıyor. Düzgün dinlenecek yerimiz yok, koğuşumuz düzenli değil, araçlarımıza düzenli bakım yapılamıyor ve kaza ve bela kaçınılmaz oluyor. Çay parasını bile kendimiz topluyoruz oysa bir çok yerde çayı belediye veriyor. Elbiseler bile amele elbisesi gibi. Geçen gün çevre illerden cenazeye gelen arkadaşların elbiseleri jilet gibiydi. Bizimkiler çok kötü yapılıyor yangına uzun süreli gidince su süt veya yoğurt bile verilmiyor. Her türlü bu imkanları idari personel kullanıyor, oysa onların yangınla alakaları bile yok. Bu şikayetlerimiz üst makamlara şefler, çavuşlar, şube müdürüne hatta daire başkanına yukarı doğru gidiyor ama sonuç değişmiyor. Fatma başkanın haberi olsa hepsinin canlarına okur. Biz insan olarak şerefli onurlu bir iş yapıyoruz, çok risklide olsa yapıyoruz nihayetinde. İçerde birimiz gık diye sesini çıkarsa hemen ilçelere sürgün ediliyor. Birde maaş adaletsizliği var Ökkeş bey, Memur arkadaşlar 14 bin üzeri alırken şirket personeli olarak en riskli işi yapan bizler 8.500 gibi alıyoruz. Lütfen bizlerin sesi olunuz. BİR KISIM İTFAİYE ÇALIŞANLARI

HEPİNİZE İYİ HAFTALAR