İl Kültür ve Turizm Müdürü Bülent Öztürk, bu iddiaları yalanlarken, Mars heykelinin düzenli olarak bakımının yapıldığını söyledi. Öztürk, “Oksidasyon yok. Düzenli bakımı yapılıyor. Bu konuda hassasız işimizi düzgün yapıyoruz” dedi.PAHA BİÇİLEMEZ DEĞERDEMars heykeli ve müzede yer alan diğer eserlerle ilgili çok hassas olduklarını söyleyen Öztürk şunları dile getirdi:”Kesinlikle oksidasyon yok. Bizim içim paha biçilmez bir değerde. Öyle bir şey yok. Raporlar tutuluyor. Düzenli bakımı yapılıyor. Bu konuda hassasız, işimizi düzgün yapıyoruz. Buna kim müsaade eder? Her gün gidiyorum müzeye. Bu konuda rapor hazırlattırıyorum. Bakanlığa da bilgi verdik” diye konuştu.UZMAN EKİPLER KOYDUMars heykelinin yeri ile ilgili de bugüne kadar kimseden bir tepki almadıklarının altını çizen Öztürk, “Hatta herkes teşekkür ediyor. Mars heykeli Zeugma’da nasıl sergilendiğini bilen tehşir tanzim uzmanları tarafından oraya konuldu” dedi.AYŞENUR YILMAZER NELER SÖYLEMİŞTİ?Mars heykelinin ciddi boyutta okside olduğunu, çürüdüğünü öne süren Ayşenur Yılmazer, “Konulduğu yer çok kötü. Bir kere boyunu algılatmıyorsunuz. Zeugma müzesinin sembolü Çingene Kızıysa Çingene kızının olduğu girişteki sol tarafa konulmalı. Zeugmanın koruyucusu görkemli bir yere konulmalı, her taraftan görünmeli. Yüzü aydınlatılmalı. 1.5- 2 aydır söylüyorum bu kadar değerli bir heykelin maalesef kolu okside oluyor. Heykel şu anda, gözümüzün önünde ciddi boyutta okside olup, çürüyor. Oksidasyonu önlemek için ilaçlanması gerekiyor.” diye konuşmuştu.MARS HEYKELİ’NİN ÖNEMİHelenistik dönemde Ares olarak adlandırılan Mars, Roma devletinin savaş tanrısıdır. Mars'ın annesi Hera'dır ve Hera hiçbir erkekle birleşmeden kendisi de bir savaş tanrısını doğurmak ister. İsteğini ağaçları çiçeklendiren bitkisel güç Flora'ya söyler. Flora, ona basit bir dokunma ile bir kadını hamile bırakabilen dölleyici niteliği olan sihirli bir çiçek verir. Hera bu sihirli çiçeğe dokunarak, adı İlkbahar'ın ilk ayı olan tanrıyı, Mars'ı dünya'ya getirir. Antik dönem insanlarının inanışına göre “Mart ayıyla birlikte , tüm savaşlardan sonra , doğanın yeniden doğuşu da başlar”. Meral KINACILAR