Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın bu toprak bir devnn battığı yerdirEğil de kulak ver bu sessiz yığın bir vatan kalbinin attığı yerdir!Ne güzel söylemiş şair. Değil mi ya ,İnsan yaşadığı yerleri iyi bilmeli, iyi tanımalı.Örneğin siz Büyük Gazimize adaş Ayıntap’ın nasıl ‘Gaziantep’ olduğunu biliyor musunuz ?!İnsan geçmişini de iyi bilmeli. Bu geleceğine iyi hazırlanmak demektir.Burası, yani Gaziantep kenti ve çevresi dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri.Hatta dünyada en eski yerleşim yeri diyenler de var. İlk olarak Dülük Köyü ile Karahöyük köyü arasındaki yerlerde kurulmuş .M.Ö.5000-6000 yılları arası. O zamanlar Babil’ler yaşamışlar bu topraklarda.Daha sonra, M.Ö. 1700’lerde ,Hitit’lerin önemli bir kenti olmuş.M.Ö.700’lerde ise Asur,Med,Pers imparatorlukları yönetimine geçmiş.M.S.1270’lerde,yani Yunus Emre’nin yaşadığı yıllarda, Moğol istilası kenti yerle bir etmiş…Sonunda 1526 Mercidabık savaşı ile Yavuz Sultan Selim buraları Osmanlı’lara katmış.Evliya Çelebi 1650’lerde gelip görmüş buraları. Yıllarında. Ona göre o zamanlar Ayıntap:bağlık bahçelik,sulak.sebze ve meyve bahçeleri ve üzüm bağları bol .ipek yolu üzerinde olduğu için de ticareti gelişmiş güzel bir kent .32 mahalleden oluşmuşmuş,300’ü aşkın sarayı ve her sarayın da özel hamamı varmış,70.000 bağı ve bu bağlarda da 9.346.000 kök üzüm bağı ve kırk çeşit üzümü varmış öteki tüm meyvelerin yanı sıra.Çelebi teker teker bağ köklerini saydı mı bilinmez ama,Çelebi’nin bir çok şeyi abarttığı artık biliniyor…Fotoğrafını gördüğünüz kale için de :”Kentin ortasında kocaman bir kaya üstüne,yüksek,görkemli ve dairesel bir kale oturtulmuştur.Kaleyi çevreleyen hendek 1300 adımdır.Eni 40,derinliği 20 arşın kesme kayadan oyulmuştur.Bunların üstüne her biri ayrı sanat ve mimarî üslûpla belli aralıklarla sıralanmış çok güzel kuleler oturtulmuştur.Bin bir bedeni olan kalenin temelindeki kayalar içinde yine çember biçiminde kaleyi çevreleyen ve hendeğe bakan mazgal* delikleri açılmış…kalenin batı kapısı yedi katlı demirden bir kapıdır…”Bu arada sizleri sözlük açmak zahmetinden bir kerecik olsun kurtarmak için hemen söyleyelim ki ’arşın’ eski bir uzunluk ölçüsü olup 68 cm.dir ve mazgal kale duvarlarında içi geniş,dışı dar delik ve de ayrıca yağmur sularını kanalizasyon şebekesine akıtmak için kullanılan üzeri parmaklıklı açıklık demektir.Ancak bilmediğimiz sözcükleri sözlükten bakarak öğrenmeyi alışkanlık haline getirmek gerek.Bir Çin atasözünün “ Gençlikte bir ağaç dikerseniz,ihtiyarlıkta gölgesinde dinlenirsiniz!” dediğini belki biliyorsunuzdur!Eh! Sizler de henüz oldukça genç sayılırsınız değil mi ya ?!Neyse sözü biraz uzattık galiba biz şimdi 1900’lü yıllara gelelim. O zamanlar da Adı Ayıntap olan bu güzel kentimizin nüfusu 80.000 kadar. Bunun 30 bini Ermeni,gerisi Müslüman. Ama her ikileri de Osmanlı yurttaşı…Yıllardır kardeş kardeş gül gibi geçinip giderler…Ermeniler daha zengin…Ticaretle uğraşıyorlar,bir çok geçerli ve para getirici meslekleri var…Dünya nimetlerinden yararlanmayı seviyorlar.Müslümanlar biraz kaderci…Azla yetinen,bu dünya için değil de ,inandıkları öbür dünya için daha çok çalışan bir post bir karış çorba düşüncesinde ve anlayışında insanlar.Tabii bu genel bir gözlem.yoksa istisnalar* kuralı bozmaz *İstisna: Kural dışı*Mazgal.Dışa bakan kısmı dar,iç kısmı geniş olan gözetleme ya da ateş etme delikleriAntep Kalesi tamirat sırasındaSonradan gelmiş çatmış ı.Dünya Savaşı.1914.Osmanlı yenilmiş. Anadolu’nun bir çok yerleri bu arada Güneydoğuda o zamanki Ayıntap olan şimdiki sevgili Gaziantep’imiz de önce İngilizlerin sonra da Fransızların istilâsına* uğramış.Yiğit Antepliler ‘yorganları satıp silâh almışlar,aç kurt gibi düşmanlara dalmışlar’ ve tam on bir ay on gün koca Fransız Ordusuna aslanlar gibi direnmişler. Fakat ne yazık ki direnişçiler kuşatma,ihanet* ve açlık yüzünden teslim olmak zorunda kalmışlar.Çok sürmemiş bu tutsaklık. 25 Aralık 1921 de Fransızlarla yapılan Ankara Anlaşması ile Fransızlar geldikleri gibi çekip gitmişler…İşte bu kitap Antep’in direnme ve savunma günlerinde olan bazı olayların öyküsüdür*İstisna: Kural dışı.*İstilâ: Bir yeri silâh zoruyla ele geçirme.*İhanet:Gerektiğinde beklenilen yardımı yapmama,dostluğu göstermeme. / SÜRECEK /