Allah herkese geçinden versin. Ölüm her yaşta insanın başına gelebilir... Fakat yaşlıların başına daha çok gelir. Çünkü insanlar doğar, büyür, yaşlanır ve ölürler. Dünya kimseye kalmaz. Yaşı çok ilerlemiş bir insan, sayılı günlerinin kaldığını hisseder. Atmış yetmiş yaşını geçmiş insanların, üçte biri mezarlıkta yerlerini almış, rahmetli olmuşlardır. Üçte biri hastane köşelerinde sağlık aramakta, kimileri yorgan döşek yatmakta, kimileri de her türlü çaresizliğin içinde kıvranmaktadır. Üçte biri ise şöyle böyle yaşamaya çalışmaktadır. Bu son bölüm kişiler çok mutlu ve rahat sanılır. Kim bilir onların da ne derdi vardır? Bazıları mutsuz, bazıları sağlıksız, bazıları parasızdır. Belki bazıları da büyük bir gönül kırıklığı içinde yalnızdır. Bu ayrıntıları kimse bilemez, sadece Yüce Allah bilir... Tüm yaşlılar, ömür otobüsünden ilk inecek yolcular gibidir. Gençler ve orta yaşlıların, onlara anlayış göstermesi gerekir. Çünkü birkaç durak sonra o yaşlılar otobüsten inecek ve onları bir daha hiç, ama hiç, görmeyeceklerdir... Sonradan pişman olmamaları için, onlar hayatta iken, yaşlıları üzmemek, yersiz tartışmalarla onları yıpratmamak ve adeta ölümlerinin çabuklaşmasına katkıda bulunmamak, hatta biraz nazlarını da çekerek yüzlerini güldürmek gerekir... Merak etmesin yaşı genç olanlar. Bu tür iyi ve olgun davranışları sürerse, bir gün onlar da yaşlanınca aynı olgun davranışları daha genç olanlardan görürler... Unutmayalım, tüm yaşlılar, ömür otobüsünden ilk inecek yolculardır... İtiş kakış arasında onları sıkıntıya sokmayalım ve tartışmayalım... Kalp krizinden ölenler vardır, Sebep olmayalım... Kalın sağlıcakla değerli okurlarım.