Emek ve Demokrasi Platformu adına açıklamalarda bulunan Ömer Parlakçı, “bir yıl önce yaşadığımız yıkımın sebebi ne tek başına depremdir, ne de binalardır. Bu büyük yıkımın tek sorumluluğu sadece kâr hırsıyla başı dönen, yaşadığı her karışı ranta çevirmeye çalışan müteahhitlere de yıkılamaz. Çünkü asıl sorumlu bu hırsı besleyen, büyütenlerdir” dedi 

Parlakçı, “Denetim yapmaktan, etkili yaptırımlar uygulamaktan, süreçleri kurallara uygun yürütmekten aciz bir hukuk sistemi inşa eden ve bu sistemi her gün yeniden yeniden üreten, hukuksuzluktan beslenen köhne düzenin sahipleridir. Doğru kuralı koysa dahi imar afları gibi garabetlerle bunu bile işlemez hale getirenlerdir. 6 Şubat depremi ile yaşadığımız yıkımın sorumlusu bırakalım olası deprem riskine karşı önlem almayı, doğal afetin göz göre göre büyük bir felakete dönüşmesine neden olacak politika ve uygulamaları hayata geçirmekten dahi geri durmayanlardır.  Kısacası 6 Şubat depremi ile yaşadığımız yıkımın asıl sorumlusu insanı ve emeği değersizleştirmeyi bir varoluş şekline dönüştüren, bunu da tüm topluma dayatmaya devam edenlerdir” diye konuştu. 

ALGI OPERASYONLARI YAPILDI

“Buradan bir kez daha altını çiziyoruz. Depremin ilk iki günü boyunca ortalıkta görünmeyenleri de kendi sorumluluklarının üzerini örtmek için başlattıkları algı operasyonunu da unutmadık” diyen Parlakçı, “Yakınlarımızdan haber almak için çırpınırken devreye konulan bant daraltmalarını, internet kesintilerini unutmadık. Depremin yaşandığı illerde daha 24 saat geçmeden OHAL ilan edenleri, çaresizlikle kıvranan, derdine derman arayan depremzedeleri “kimse kalkanları kaldırmayacağımızı zannetmesin” tehdidiyle susturmak isteyenleri unutmadık.  KESK olarak yüzlerce gönüllümüzle deprem bölgesine gitmeye çalışırken önümüze konulan engelleri, sadece bizim değil muhalefet partilerinin, STK’ların yardımlarının depremzedelere ulaştırılmasına engel olanları unutmadık.  Kızılay’ın çadır satmasından, yardımları zimmetine geçiren yetkililere kadar uzanan rezaletler zincirini unutmadık.