Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasında 16 Aralık 2013 tarihinde imzalanan TÜRKİYE - AB GERİ KABUL ANLAŞMASI 25 Haziran 2014 tarihinde TBMM tarafından onaylandı.

Bu anlaşma çerçevesinde, yasadışı yollarla Türkiye üzerinden AB üye ülke topraklarına giren mültecilerin Türkiyeye iadesi 4 Nisan 2016da başladı.

Bu anlaşmaya göre AB, TRye 3 Milyar € verecek. AB ile Türkiye arasında başlatılan, Türk vatandaşlarına yönelik vize serbestliği diyaloğunun da tamamlanması bekleniyor.

Ayrıca, İçişleri Bakanı Efkan ALA tarafından ifade edildiği üzere, ABden Türkiyeye geri gönderilen bir mülteci karşılığında bir mülteci de Türkiyeden ABye gönderilecekmiş.

Lafın kısası, yeni nesi mübadele yani.

Sen onca gayret ve cesaretle, canını tehlikeye atarak, bedel ödeyerek AB topraklarına adımını at, Birleşmiş Milletlerin (BM) mülteci hukukuna aykırı olarak ve bunun uygulanmasını takip eden kuruluşun da karşı çıkmasına rağmen geri gönderil.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad el Hüseyin, Yunanistandan Türkiyeye sığınmacıların kitlesel ve keyfi geri göndermelerine ilişkin kaygıları olduğunu belirtti ve böyle bir durumun uluslararası hukuk kuralları ile çelişeceğini açıkladı.

Yeditepe Üniversitesinden Milletlerarası Özel Hukuk ve Mülteci Hukuku uzmanı Prof. Dr. Nuray Ekşi de aynı kanıda. Ekşi, gönderilecek kişilerin iltica haklarının ihlal edilebileceğine dikkat çekti.

Ne gam. Olacak şey değildi ama oldu.

BM de mazlumlara güvence olmadığını bir kez daha gösterdi tüm dünyaya.

Şimdi daha da yazık oldu, 1 yıl içinde Egede boğularak yitip giden 224 cana.

Geri Kabul Anlaşmasını uluslararası hukuk açısından irdeleyecek değiliz. Bunun teferruatını Mülteci Hukuku uzmanlarına bırakarak biz İç Güvenlik Stratejisi açısından ele almak alacağız.

Muhtemelen, halen ABde bulunan mültecilerden sosyal, ekonomik ve güvenlik sorunlarına neden olabilecek olanlar Türkiyeye gönderilecektir. Bir anlamda temizlik yapılacak.

Peki Türkiyeden ABye kimler gider?

Öyle ya, gelecek olan da gidecek olan da mülteci değil mi?

Muhtemeldir ki ABye gidecek olanlar AB Ülkeleri ile ABD istihbarat servisleri tarafından seçilmiş, eğitimli ve sorunsuz kişiler olacaktır.

İyiler ABye, hepsini itham edip sorunlular demiyelim de geri kalanlar Türkiyeye.

AB, 3 Milyar € ödemek suretiyle muhtemel ve mukadder sosyal ve güvenlik sorunlarından ari, arınmış olmayı, dahası nitelikli işgücü ile de ekonomisine katkı sağlamayı hedefliyor olabilir.

Olsun. Kim neyi amaçlarsa amaçlasın insanlık bizde kalsın.

Onu anladık da, ABD, sınırı olmadığı halde bu anlaşmayı niçin destekliyor?

ABDnin pek çok AB ülkesi ile vize anlaşması olduğu biliniyor. Bu ülke vatandaşları sorunsuz bir şekilde ABDye girebiliyor.

ABD, kendi ülkesine girecek olanlardan emin olmak ister. Zaten bunun içindir ki vize başvurularında sayfalarca soru ile kişiyi tanımaya, anlamaya çalışır, bunun için araştırmalar yapar. Yetmez, konsolosluk görevlileri yüz yüze görüşür. Amaç, ülkenin güvenliğini sağlamaktır. Haklıdır da.

Haliyle ABDnin vize anlaşması ile kolaylık sağladığı ülkelerin vatandaşlarından da emin olmak istemesi doğaldır.

Çok akıllı bir iç güvenlik strateji olarak ABD, tehlikeyi topraklarında ya da sınırlarında değil taa uzaklarda, okyanus ötesinde bertaraf etmek istemektedir. Bunun içindir ki ABye mülteci olarak kabul edilecek olanların dahi seçilmiş olması istenmektedir.

Büyük ülke olmak, dünyayı yönetmek, işte bu stratejik akıl sayesinde hayalden gerçeğe dönüşüyor.

www.halilyilmaz.com.tr

facebook.com/halilyilmaztr

twitter.com/halilyilmaztr