Hikâye o ya, hırsız evdeyken ev sahibi bayan gelir ve hırsızın olduğu odanın kapısını dışardan kilitler. Ardından polisi ve kocasını arar, polis gelir kapıyı açarlar ki hırsız çırılçıplak yataktadır. Ev sahibi bayan bağırır ''işte bu adam hırsız memur bey götürün bunu'' der. O sırada hırsız pişkin pişkin ''Ne hırsızı ben bu kadının dostuyum kocasına yakalanınca beni bu odaya kilitledi'' der.Hani o meşhur "yavuz hırsız ev sahibini bastırır" atasözünün tezahür etmiş hali.Edepsiz, arsız, ahlâksız, şarlatan, öyle kimseler vardır ki bunlar suç işlemekle kalmazlar, işledikleri suçu reddettikleri gibi, bir de bu suçu, zarar verdikleri kimseye yüklemeye ve bu yolla onu susturmaya çalışırlar.Tıpkı örnekteki gerçek hırsız gibi, Hırsızın kendini kurtarmak için yaptığı hamleyi "müthiş" hatta dahiyane bulanlar olabilir, hatta kadına sonraki düştüğü-düşeceği durumdan dolayı kızanlar bile olabilir.İster kanun o hırsızı tutuklayacak delil bulamasın, ister kocanın aklında şüphe kırıntıları kalsın, Her ne olursa olsun, hiçbir gerekçe, kadının masumiyetini ve o yataktaki düzenbazın hırsız olduğu gerçeğini değiştirmez.Sizin etrafınızda ya da sosyal hayatınızda bu arsız pardon yavuz hırsızlardan hiç olmadı mı?Elbette istemediğimiz kadar var, kimi açıktan, kimi gizli ama var.Valla son zamanlarda her yerdeler , hatta orada olmaz, olamaz dediğimiz yerlerde karşımıza çıkar oldular.Toplum kolay kazanmaya o kadar alıştı ki maalesef gayri meşru kazanmak marifet, hakka hukuka değer vermek ahmaklıkla eş değer oldu.Hırsızlar her yerdeler, kimi malımızı çalıyor, kimi emeğimizi, kimi geleceğimizi.Günün sonunda herkes payına düşeni alırken bu arsızlar tüm eksiklerini kapatıp, üstüne üstlük yumruklarını sıkıp haklı duruma çıkacak manevralar üretiyor.Kafaları en çokta ona çalışıyor.Siz hamle yaparken dostlarınızdan aldığınız tavsiye; "üç maymunu oyna, görme, duyma, bilme sen mi kurtaracaksın, bak adam seninle ilgili dediklerinde haklı çıkacak" oluyor.! Dediği ne ola ki, kişi kendinden bilir işi.!Senin yavuz hırsızın kim diye soran olursa o kendini biliyor.Muhtemelen şu satırları okurken pişkin pişkin sahiplerine şikâyet ediyordur.Kendinizi hırsızı ihbar eden kadıncağız yerine koyup biraz empati yapsanız ya.Resmen suçlu duruma düşüyor, hem de namusunuza laf ettiriyorsunuz.Poliste kocada biliyor şerefsizin hırsız olduğunu ancak biri için deliller yeterli değil, koca için şüphe en büyük kötülük, en kolay yol.Hani bir şey ileri sürdüğünüzde, bir iddiada bulunduğunuzda sizden delil yazılı belge istiyorlar ya...İşte bu durum bu iğrençliğin gerçeklerini bilip değişik hassasiyetlerle işi yokuşa sürme yöntemi.Velev ki etrafınızda ki birinin yaptığı iş gereği, sınırlı olan gelir ve imkanları, yaşam tarzında ki, yediği içtiği, gittiği geldiği yerlerde ki farklılıklar, yürüyüşünde ki , konuşmasında ki değişiklikleri de delil göstererek kişi "hırsız" diyor ilgililerine bildiriyorsunuz. Bildirdiğiniz yerde hırsızlık, haksızlık, hukuksuzluk sıradan , meşru bir şey haline gelmişse şikâyetiniz size yol su elektrik olarak geri dönüyor, bir bakmışsınız siz garibanla yanyana gelmeye bile korkar olmuş canciğer kuzu sarması olduğu insanlar dahil, yok yetim hakkına, şehit emanetine hassasiyet varsa beytülmale uzanan eller kırılıyor, milyonda bir dahi olsa ihtimaller değerlendiriliyor, gerçek yada gerçekler ortaya çıkarılıyor.Durumu şahsiyetçilik açısından değerlendirdiğimizde, doğruluğu, dürüstlüğü, haramı, helali, kendine yaşam felsefesi olarak kabul etmiş insanlar için çok kötü. Dürüst insanlardan, yaşamının merkezine yalanı, takiyeyi, rol yapmayı, yapıyormuş gibi yapmayı konumlandırmış, hile ile iş görmeyi hayat felsefesi haline getirmiş, çevresine de yalana gerçekmiş gibi inanıp, anlatan insanları yerleştirmiş zübüklere hizmet etmeyi, onun haram değirmenine su taşımayı beklemek kendiyle çelişmek demektir.Bizde sesli olarak diyoruz, "birileri istedi diye, birilerine şirin görünmek için, bile bile hırsıza mı hizmet edeceğiz.Cezalandırmadığımız gibi birde ödül mü vereceğiz.?" Elbette gereği neyse onu yapıp en kötü ihtimal duyuracağız, duymayanlar duymak istemeyenler kendi bilir.Hepimiz biliyor ki adam hırsız, türlü hilelerle bizi kandırıyor olayı tersinden okuyup kadını suçluyoruz, hemde milyonda birlik ihtimali değerlendirerek. Peki bu durumda hırsızın hiç mi suçu yok?Burada hırsı uğruna "paranın her şeyi yapabileceğine inanan, para için her şeyi yapabilecek kötü insandır.." hırsız. Devir her ne kadar; İyi olanların değil iyi oynayanların kazandığı devir olsa da, kimse yaşattıklarını yaşamadan, kınadıklarını yapmadan ölmeyecek.Uzatmamak gerekirse, Leonardo Cohen'in buyurduğu, camia olarak hepimizin bildiği üzere ; "Herkes biliyor, geminin su aldığını.Herkes biliyor, kaptanın yalan söylediğini. Ve herkes biliyor, zarların hileli olduğunu..."