Yani empati yaptınız mı hiç. Şu bir gerçek, önemli bir kesim yani evine icra mektubu gelmeyenler, borçluları kapıya dayanmayanlar, borcundan dolayı tehdit edilmeyenler bu yazdıklarımı okumaz bile, sadece bakar geçer. Yani sarı veya beyaz zarflarda bilmem kaçıncı icra dairesi yazısını okumaya korkan, zarfı açmak istemeyenlerin yaşadıklarını, öyle bir dertleri olmayanlar anlayamaz. İşyeri olup ta kapanmayanlar, tezgahını çalıştıran ve düzenini devam ettirenler, işyeri kapananlar için yazdıklarıma göz atar ama içeriğini okumadan geçer. Belirli olarak düzenli maaş alanlar, ayda bin lirayı bile göremeyenlerin nasıl yaşadığını ve geçindiğini bilemez. İşyerleri kapandığından çalışacak iş bulamayan, personeline para veremeyen, elektriğini, suyunu, doğalgazını, vergisini, sigortasını ödeyemeyen, evine odun- kömür alamayan, çocuklarının yüzüne bakamayan babaların yaşadıklarını, öyle bir sorunu olmayanlar göremez, bilemez. SAHİPSİZ ESNAF, ÇARESİZ ÇİFTÇİ VE KENDİ HALİNE BIRAKILAN ZENGİN TOPRAKLAR Evet. Önümüzde ürküten hatta korkutan bir tablo var. Yarınını göremeyen, ne olacağını bilemeyen, hatta parasızlıktan çareyi intihar etmekte veya illegal işlere yönelmekte bulan milyonlarca insan var ülkemizde. Yüzbinleri aşan çaresizler var Gaziantep’te. Sahipsiz kalan esnaf var ortada. Artık üretmekten vazgeçen, borçla aldığı mazotun, gübrenin, tohumun, elektriğinin parasını karşılayamayan çiftçiler var gözümüzün önünde. İyice kaybolan Hayvancılık sorunu var bu şehirde. Ve nihayetinde zengin bereketli topraklarının kıymetini bilemeyenler yüzünden, yok edilmek üzere olan tarım sonrası, artık ithal edilen buğday başta olmak üzere tüm tahıl ürünlerini hem de pahalı fiyatlarla yemek zorunda bırakılan biz vatandaşlar var. Hiç gitmeyin uzaklara, çevresi o bereketli topraklarla çevrili olan Gaziantep’imizin bu değerli hazinelerinin tarım zenginliğine katılarak organik ürünlerin yetiştirilebileceği, başta zeytin olmak üzere tüm meyve ağaçlarının şehrin bir ucundan bir ucuna donatılacağı gerçeğini hala anlamayanların seyirci kaldığı acı bir tabloyu izliyoruz çaresizce. SANAYİDEKİ İHRACATA TARIMI DA EKLEMELİYİZ Elbette başta Sayın Fatma Şahin’in, Mehmet Tahmazoğlu ve Rıdvan Fadıloğlu’nun tarım ve hayvancılık konularında yaptıklarını görmezden gelemem. Oğuzeli’nin Narları, Araban’ın sarımsakları, İslahiye ve Nurdağı’nın biberleri için başkanların çabaladıklarını da biliyorum. Ama zengin arazileri, değerli toprakları, dört mevsimlik hava şartlarına sahip Gaziantep için tarım ürünlerini yetiştirmek için yapılanlara evet ama yetmez diyorum. Daha çok, daha fazla olması gerektiğini ve bu şehrin sadece sanayide ihracat yapan olmaması gerektiğini, tarımda da ihracat konusunda hamle yapılması gerektiğine inanıyorum. Yıllardır bıkmadan yazıyorum tarım konusunu. Gelin bu konuyu ciddi ciddi ele alalım. Son dönemlerde tarıma yönelik ürünleri ithal etmekten vazgeçelim. Hem şehrimize yetecek, hem de Türkiye dahil yurt dışına gönderecek ürün hamlesi yapalım. Çünkü bu şehirde her şeyi yetiştirebilecek bir toprak ve hava var. Lütfen bu gerçeğimizi görelim, harekete geçelim. Türkiye’nin tarımda da fark yaratan şehri olalım. 100. YILIN ANKARA KUTLAMASINDAKİ BAŞARIYA ALKIŞ Biliyorsunuz bu yıl Antep’in düşman işgalinden kurtuluşunun ve Gazilik unvanı verilerek Gaziantep oluşunun 100. Yılı. Geçen seneden beri 100. Yıl kutlaması için epey hazırlık yapılıyor. Bunun ilk ayağı geçtiğimiz 8 Şubat günü Ankara’da ilk mecliste gerçekleştirildi. Gazilik unvanının karara bağlandığı Mustafa Kemal Atatürk’ün yönettiği ilk meclis salonunda, 100. Yılı kutlama kararını hayata geçirenlere teşekkür ediyoruz. Bu fikrin Gazi Kültür A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Tanrıöver’den çıktığını ve önerinin Sayın Vali Davut Gül ile Fatma Şahin tarafından beğenilerek uygulamaya karar verildiğini öğrendim. Tabii bu iş ekip meselesi. Herkes bir yerinden tutunca ortaya başarı çıkıyor elbette. Milletvekillerimiz, Bakan Abdülhamit Gül dahil eski bakanlarımız Abdülkadir Ateş ve Vehbi Dinçerlerin katılımı, oda başkanları ve sınırlı sayıda hemşerilerimizin hazır bulunması Gaziantep’in bütünlüğünün göstergesi oldu. BU GURUR HEPİMİZİN Bir kere çok iyi hazırlık yapılmış. Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçılarının Gaziantep Savunmasını temsil eden oyunları sergilemesi, bölge halkına bağımsızlık bilincini aşılayan Karayılan ve Şahinbey’in düzenlenen oyunlarla anılması çok etkileyiciydi. Meclis salonu küçük olduğundan katılımın sınırlı tutulmasıyla gerçekleşen kutlama, Gaziantepliyim diyen herkesi duygulandıracak güzellikteydi. Şehrimize “Gazilik” unvanını kazandıran mücadele için 8 Şubat 1921’deki Meclis ortamı kutlama programında tekrar anımsatıldı. 100 yıl önce Antep’e Gazi unvanını kazandıran kanun için orada bulunan protokol, ellerini kaldırarak o tarihi oylama bir kez daha canlandırıldı. 2021 yılının 100. Yıl dönümü olması sebebiyle Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan'ın onayı ile anlamlı bir çalışmaya imza atıldı. Gaziantep'in gazilik unvanını alışının 100. Yılı münasebeti ile 1 milyon 500 bin adet 1 TL 8 Şubat'ta tedavüle girmesi kararlaştırıldı. Ayrıca bu kez Adil Konukoğlu’nun önerisiyle toplu halde Anıtkabir’e gidildi, Mustafa Kemal Atatürk’ün mozolesine çelenk konuldu. Bunları niye detaylarıyla belirttim, çünkü yapılan çalışma eğer kentimize değer sağlıyorsa onu herkesin bilmesi için dile getirmem gerekir diye düşünüyorum. Hele Panorama Müzesi gerçeği var ki, bunlar gerçekten Gaziantep’e çok büyük değerler katıyor. Müzeyi gezmeye gitmeyeniniz varsa, alın eşinizi çoluğunuzu çocuğunuzu lütfen gidin görün. Bu şehrin nereden nereye geldiğini, atalarımızın ne mücadele verdiğini bilir ve öğrenirsek, yaşadığımız şehrin kıymetini daha iyi anlamış oluruz. HEPİNİZE İYİ HAFTALAR