1951 Doğumluyum.
Anılarımda.
Adnan Menderes dönemi 1960 ihtilalı İsmet İnönü Ecevit’in genel sekreterlikten C.H.P Genel başkanlığına gelişi 1960 sonrası Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Erbakan hoca Alpaslan Türkeş’lerin dönemleri sonrası 1980 12 Eylül harekâtı.
Askeri dönemle beraber Turgut Özal dönemi.1980 Askeri dönemde siyasi yasaklı duruma düşen siyasilerin Tekrar siyasete dönmeleri daha sonrası A.K.P ’nin kuruluşu

Ve son olarak YENİ PARTİ

Neler gelir neler geçer kalan bir saygı sevgi olmalı

Her dönemde Devlet memurluğu yani devlet memuru önemli yer almıştır.
1959 yılında Babamın dönemin emniyet müdürü Reşat Ozan beyle Yıllık izin dilekçesi izin süresi ile başlayan ani bir kıvılcım tartışma babamın meslekten ihracına neden olmuştu.8 yaşında bir çocuk babasının işsiz kalışı işsiz kalma sonucu evimizin satılma sürecini yaşaması unutulmaz anılarımdandır. İhraç sürecinde babama mesai arkadaşlarının davranışları, hala hafızamda.
Memurlar.
Bir an kraldır şahtır
Bir gün bakarsın emekli olur
Bir diğer gün rahmetli.
Geriye kalan acı veya tatlı anılar. Bunu bilmeliyiz.
Memur, yetki ve salahiyet kanunları kapsamında ve amirlerinin yine bu kapsamlar içerisinde verdikleri emirlerle görev yaparlar.
Aklımda kalan babamın hiçbir adi suçu olmadığı halde onu ihraca götüren süreçte ona karşı iyi-kötü davranılan anılardır.
1960 yılı gerçekleşen ihtilal sonrası babamın görev yaptığı o zaman ki emniyet teşkilatının haberleşmesini sağlayan santralde eleman ihtiyacı olduğu için ihraç süresinde yaptıklarıyla hep rahmetle andığım emniyet amiri yine devreye girer babamın tekrar göreve başlamasını sağlamıştı.
Babamı, ihraca sürükleyen emniyet müdürü ihtilal sonrası açığa alındı. Sonrası emekliliği hak etmek gereken süreyi tamamlamak için Ankara hayvanat bahçesinde görev yapıp emekli olmuştu.
Babam 1960 sonrası tekrar göreve başlayıp, 1982 yılına kadar görev yapıp 35 yıl 8 ay 5 gün sureli görevden sonra yaş haddinden emekli olmuştu.
Babam 5 çocuk okuttu. Rahmetli kız kardeşim doçent olmuştu. Babam ihraca gittiği süreçteki arkadaşlarının davranışlarını zaman zaman anlatırdı. Gözlerine bakardım. Bazen huzurlu bakışlar, bazen hüzünlü bakışlar olurdu. Hep kendine yol gösteren, yardımcı olan emniyet amirini sevgi ve saygıyla anardı.
Hayatın tamamı bir tiyatro bir piyestir. Aktörler nerede? Hepsi rahmetli oldu. Şimdi soruyorum o dünya benim diyenler acaba mezarları nerede?
Mesele hem görevimizi hakkıyla yapmak hem de kimseyi üzmeden elimizdeki yetki ve salahiyetin şahsa ait olmadığını, görev için olduğunu bilerek görev yapmak. Görev yaparken kolundan tuttuğumuz kişinin yerine biran kendimizi koyarak görev yapabilmek önemlidir.
Babam, çarşı ve mahalle bekçisi idi. Lise sonda ödevimi yaptırırdı. 10 alırdım. Çektikleri çile onu hırçınlaştırmıştı. Bize derdi ki “Lütfen okuyun! Yoksa öldürürüm” derdi. Hâlbuki babam karıncayı dahi incitmezdi.
Ben diyorum ki hayat akıp gidiyor. 1951 doğumluyum. Yıl 2015. Yaş 64-65. Çeşitli görevler yapıp emekli oldum. Babam gibi iki oğlumu okuttum. Diğer kardeşlerim de çocuklarını okuttular. Görev yaparken beraber çalıştığım mesai arkadaşlarımın rahmetli olanların bazılarını rahmetli anıyorum.
Bilmem anlatabildim mi? Görevimizi yapalım ama arkadaşlarımızı hor görmeyelim kararları Yöntemi yüce yargıya, adil hukuka bırakalım.