Sezon başında beklentiler kısıtlı, yeter ki ligde barınan, alt sıralarda olmayan bir takım olalım düşüncesi içindeydik.

Doğal olarak doğru olan da buydu. Yeni Teknik adam, yeni yeni futbolcular. Arkasından Adil Konukoğlu’da işleri nedeniyle görevi Mehmet Büyükekşi’ye teslim ediyor, adını Onursal Başkan olarak yazdırıyor du haklı olarak..

Şampiyon yaptı, takımı kurdu, sezon başladı borcu en az olan kulüp olarak gönül rahatlığı içinde bırakıyordu Konukoğlu. Hiçbir şey yarım kalmamış bina bitirilmiş iç dizayd ve mimarisi yapılmış olarak teslim ediyordu.

Ligde işler ve puan zenginliği devam ederken alınan sonuçlar ve takımın gayretli oyunu karşısında şehir olarak hedef büyüdü. Son iki hafta da futbol var, tribünler puan kaptırmasına rağmen futbolcularını alkışlıyor, onlara destek oluyor.

Göztepe beraberliği arkasından Başakşehir mağlubiyeti kimseyi yolundan alıkoymadı. Bu takım her rakibe engel olabilir. Puan, puanlar alabilir düşüncesini bize yaşattı. Yeter ki bu oyun anlıyışı bu hırslı mücadele devam etsin. Bazı mevkiler de eksikler yok değil, alternatif sayısı da takviye istiyor ama herşeye rağmen takım olma yolunda hızlı bir şekilde büyük adımlarla ilerliyoruz.

Futbolcular da bu hırsı, inancı gördük. Sırada Trabzonspor var. İlk bakışta spor kamuoyu gözüyle yenilğiye hazır takım Gaziantep FK. Biline ki Gaziantep küçükmsenecek bir takım olmaktan çıktı. Açık oynayan, hücumu düşünen takımlara karşı daha dirençli oynuyor. Hızlı adamları ile gole daha çok yaklaşıyor.

Öyle düşünmeyen Gaziantep, Trabzonspor karşısında galibiyet için oynayacak, ezberleri bozup en az bir belki de galibiyet alıp dönecektir.