' Hayır' diyebilmek öğretilebilen ve öğrenilen bir kazanım. Madde suistimaline uğramış gençler arasında yapılan istatistikî çalışmalarda uzmanlar bir gerçeğin altını önemle çiziyorlar. Bağımlı ergenlerin bir çoğu çevresine 'Hayır' diyemediğinden dolayı muzdarip oldukları gibi kötü alışkanlıklara da davetiye çıkarıyorlar. 'Hayır ' diyememek bazıları için kişilik özelliği olarak algılansa da uzmanlar başka görüşler arz ediyorlar. Bugünkü yazımızda ailelere ve ergenlere 'Hayır diyememenin sebepleri ve çözüm yollarını paylaşacağız.

Bir genç 'Hayır diyemeyişini şöyle anlatıyor: ' Ben 18 yasındayım ama kendimi bildim bileli hayır diyemiyorum ve bu beni çok rahatsız ediyor acaba hayır dersem karsıdaki kişi beni yanlış anlar mı ya da benim hakkımda kötü düşünür mü ya beni sevmese vb. gibi düşüncelere kapılıyorum psikolojim bozulacak diye de çok korkuyorum.

Başka bir geç ise ' Bu hastalık ise ben bu hastalığa dibine kadar batmış durumdayım sorunlu ve maddi problemleri olan bir ailede büyüdüm 14- 15 yaşından itibaren kimseye hayır diyemedim diyemediğim gibi çoğu zaman eş dost akraba 1. derece aile fertleri dahil angarya işlerine koştum kimi zaman kullanıldım işleri bitene kadar şuan 33 yaşındayım 7 dairem var maddi durumum düzeldikten sonra ise iş çığırından çıktı eş dost akraba bitti komşu iş çevresinden tanıdıklarım kısacası maddi durumumun iyi olduğunu ve sıcakkanlı neşeli pozitif bir insan olduğumu bildikleri için herkes en alakasız saatlerde bile arayıp borç vb isteklerde bulundular bir çoğuna verdim ama ekseriyeti ödemediği gibi ödeyenlerde sadakaya çevirdiler parça parça parça ödediler bu lanet huy yüzünden para isteyenlere şuan çok meşgulüm arayacağım diyip günlerce telefonlarına bakmıyor sonrada ister istemez beyzadeler ve oldu, gitmediğim için de söz verip sözünde tutmayan sorumsuz olduk.

Diğer bir ergen ise: ' Yaşım 17 kendimi bildim bileli hayır diyemedim ve arkadaşlarım da beni baya kullandı, ilkokulda arkadaşlarıma hep paralarımı kaptırırdım, lütfen, hadi ver v.s, sonra liseye geldik gene kaptırdık, hep paraları kısaca hep kaptırdım ben. Sonra arkadaşlarım şuraya gelir misin diyince yok işim var dememe rağmen, gene o aptalca şeyleri ’’hadi, lütfen’’ dedikleri için söz verip gittiğim çok oldu, gittiğim gibi gitmediğim de oldu.

' Hayır' diyebilme becerisini kazanabilmek için uzman Berrin Gölcü Işıkoğlu'nun açıklaması ise şöyle : ' Kişi, aşırı iyi niyetinden dolayı ya kız-erkek ilişkilerinde, ya okul-iş yaşamında, ya arkadaşlık ilişkilerinde ya da evliliğinde incitilip örselenebiliyor, hatta istismar edilebiliyor. Tıpkı bu örnekte olduğu gibi... Sınırlarını çizemediği için sınırları ihlal edilmeye başlanıyor. Sınırları aşmak isteyene de 'Aman kırılmasın, kimsenin ağzının tadı bozulmasın' düşüncesiyle 'Dur, hayır' bile diyemiyor.

'Hayır' diyebilmek öğrenilen ve öğretilebilen sosyal bir beceridir. Bu sosyal becerinin eksikliği yani 'hayır' diyememek ise bir hastalıktır. Daha doğrusu psikolojik ve fizyolojik hastalıklara yol açan tehlikeli bir virüstür.

Sadece bu genç kız mı hayır diyemediği için zarar gören? 45 yaşlarında bir beyefendinin kararan hayatı mesela... Arkadaşlarından biri önce yüklü bir miktar borç para istiyor. Ardından da kefil olmasını istiyor. Beyefendi kendisini çok aşan bu talebe 'hayır' diyemiyor. Bile bile lades derler ya! Arkadaşının borcunu ödeyemeyeceğini bildiği halde evet diyor.