Kuzu,  "Karayolu Güvenliği ve Trafik Haftası" kapsamında yaptığı açıklamada, hava kirliliğinin; insan kaynaklı emisyonlar ile kentlerdeki sanayi, evsel ısınma ve trafikten kaynaklandığını söyledi.

Çöl kaynaklı toz taşınımı, deniz yüzeyinden saçılan aerosoller, bitki örtüsünün saldığı bazı gazların atmosferde verdiği tepkimeyle oluşan ince parçacıkların doğal kaynaklı emisyonlar olduğunu belirten Kuzu, "Bunlar için ortak olan enerji ihtiyacıdır. Enerji ihtiyacı ise çoğunlukla çeşitli fosil yakıtların yakılması ile elde edilmektedir. Yanma işlemi neticesinde ürün olarak ısı enerjisi açığa çıkarken yan ürün olarak da hava kirliliğini oluşturan çeşitli gaz ve parçacıklar açığa çıkmaktadır." diye konuştu.

Gençler emanete sahip çıkacak Gençler emanete sahip çıkacak

"Hava kirliliği sağlık giderlerini arttırmaktadır"

Havadaki kirleticilerin doğrudan insan sağlığı üzerinde olumsuz etkisinin olduğunu, bir kişinin günde ortalama 15 metreküp hava soluduğunu belirten Kuzu, "Dolayısıyla kirleticilerin solunum yolu ile maruziyeti söz konusudur. En fazla etkileri de solunum sistemi üzerinde gerçekleşmektedir." dedi.

Kuzu, hava kirliliğinin ekonomik etkilerinin de söz konusu olduğunun altını çizerek, "Kişilerin sağlıklarının bozulması neticesinde sağlık giderlerinde artış olmaktadır. Bunun yanında iş gücü kaybı da oluşabilmektedir. Hava kirliliği malzemelerde de çeşitli deformasyon ve korozyon gibi etkiler gösterebilmektedir. Bu sebeple malzemelerin kullanım ömürlerinde kısalmalar meydana gelmektedir. İlave olarak hava kirliliğinin bitki örtüsü üzerine de etkisi vardır." şeklinde konuştu.