6 Şubat gecesi kendi evinin çok ağır hasar aldığını anlatan Hakan, şöyle konuştu:"O gece şansa annemin evindeydik. 'Akşam peynirli helva yapacağım, eve gitmeyin' dedi. Fırtınalı bir geceydi, çok gürültü vardı ve uyuyamıyordum. Sarsıntıyı hissettiğim an irkildim ve hemen kızım aklıma geldi. Ona ulaşmak için bir koridoru geçmem gerekiyordu. Depremin ilk saniyelerinde bir yerlere tutunarak yürüyebiliyorduk. Depremin şiddetini şöyle anlatayım, eşim 1,85 boyunda olmasına rağmen onu havada gördüm. Tutunmaya çalışmamıza rağmen yerde sabit kalamıyorduk. O an binanın yıkılmasından çok bir duvarın yıkılmasıyla aşağıya uçmaktan korkuyordum."

Hakan, inanılmaz bir sarsıntı yaşadıklarını, tüm depremzedelerde halen o sarsıntı hissinin devam ettiğini vurgulayarak, "O gece 110 saniye süren depremde, bir şehrin çığlık attığını duyduk. Aşağıya indiğimizde hepimiz şoktaydık, herkes bir tarafa kaçışıyordu. Arabalarla kaçmak isteyenler kaza yapıyordu. Hatay küçük bir şehir olmasına rağmen büyük bir kaos yaşandı. O yüzden olası İstanbul depreminde, depremden çok ardından yaşanabilecek kaostan korkuyorum. "değerlendirmesinde bulundu.

"Ömrümüz boyunca bu travmayı silmeyeceğiz"

Herkesin pijamalarıyla, yalın ayak dışarıya çıktığını dile getiren Hakan, "İlk başta neresi yıkıldı, depremin boyutu ne kadar anlamakta zorlandık. Olayın vahametini hava aydınlanmaya başladığında anladık. Ömrümüz boyunca bu travmayı silmeyeceğiz. 9 yaşındaki kızım hala psikolojik destek görüyor. Depremzedeler ömürleri boyunca o geceyi yaşayacaklar." şeklinde konuştu.

Hakan, Hatay'da yaşanan depremin dünyada eşi benzeri görülmediğine inandığına vurgu yaparak, şöyle devam etti:

"İlk başta Hatay'da deprem olduğu fark edilmedi. Bu durumun daha sonra 'Herkese yardım geldi, Hatay'a yardım gelmedi' şekline dönüştürülmesine açıkçası karşıyım. Zira Türkiye'nin afet planlamasına göre her ile etrafındaki 3 ilin yardımcı olması gerekiyor. Ancak birbirine destek olması gereken 11 il de yıkıldı. Nasıl birbirlerine yardım etsinler? Bir devletin altından kalkacağı bir deprem değildi. Bu afetten sonra ders alıp, etrafındaki 3 il de afete maruz kalırsa ne yapabileceğimizi planlamalıyız. Hatta daha geniş bir çember çizilebilir. "

Hakan, Hatay'ın dinlerin ve kültürlerin birleştiği bir şehir olduğunu aktararak, "Hataylıların umudu hiç bitmez. Özellikle Hataylı kadınların Hatay'ı ayakta tuttuğuna inanıyorum. Evi hatta şehrini ayakta tutan kadındır. Şu an hiçbir kadın Hatay'ı terk etmek istemiyor. Kadın, çocuğuna bakabilirse ve evini idame ettirebilirse şehrini terk etmez. Herkes şehrinde kalmak istiyor." ifadelerini kullandı.

"Amacımız, insanların yeniden Hatay'a dönmesini sağlamak"

YAP'ın, Antakya ile bağları yüzlerce yıla dayanan ailelerin çocuklarının bir araya gelerek kurduğu bir dernek olduğunu belirten Hakan, "Depremden hemen sonra bir araya geldik. Başkanımız Prof. Dr. Gazi Huri, Hatay için bizleri göreve çağırdı. Amacımız, tamamen yıkılmış olan şehrimizin kültürel mirasını korumak, insanların yeniden Hatay'a dönmesini sağlamak, bir bakıma yok olmuş şehri yeniden ayağa kaldırmak. Derneğimizin amacı, ağrı kesici olmak değil de bir anlamda kalıcı tedaviler uygulamak." dedi.

Hakan, dernek olarak, 5 alanda faaliyet gösterdiklerine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Bu 5 hedefimizi; sağlık, eğitim, sanayi-istihdam, besin zinciri-gastronomi ve kültürel miras olarak özetleyebiliriz. İlk olarak, Sağlık Bakanlığıyla gezici hastaneler konusunda işbirliği yaptık. Özellikle eğitime odaklandık. Ampute çocuklar için gönüllü eğitim merkezleri kurduk. Evlerinin direkleri kadınları ayakta tutmak, onların hayata tutunmalarına ufacık da olsa katkıda bulunmak için kadın istihdamına çok önem veriyoruz. İpek üreticiliği ve mozaik yapımını destekliyoruz. Enkaz taşlarıyla yapılmış mozaik çalışmalarımız var. Depremden sonra baş gösteren içme suyu sorununu çözmek için okullara arıtma sistemleri kurduk. İstihdama katkı sağlamak ve yerel ürünleri öne çıkarmak için üretici-satıcı-alıcıyı bir araya getiren platformlara destek olduk."

"Şehrimizi ayağa kaldırmalıyız"

Hakan, dernek olarak en büyük hayallerinin Hatay'da bir gastronomi üniversitesi kurmak olduğunu dile getirerek, "6 Şubat'ta bir kütüphane açacağız ve bunun sürdürülebilir olmasını ve dernek bünyesinde birçok kütüphaneyi hayata geçirmek istiyoruz. Öğrencilerimize burs veriyoruz, bağışlarla bu burs sayısını artırmayı amaçlıyoruz." dedi.

Dernek olarak umudu yeşertmek istediklerinin altını çizen Hakan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizler, 6 Şubat'ta yası bitirelim, şehrimizi ayağa kaldıralım istiyoruz. Biliyorum bu çok acımasız da gelebilir ama bir yılımız doldu, çok insan kaybettik. Ancak bir yerden başlamamız lazım ve artık yasımız bitsin istiyoruz. Şehrimizi ayağa kaldırmalıyız. Hatay'ın bu depremden ders çıkarır şekilde tarihi dokusunu koruyarak, yatay mimariyle yeniden planlanmasını istiyoruz. Demografik yapıyı bozmazsak Hatay Hatay olarak kalır. Dışardan göç alırsak, demografik yapımız bozulur o yüzden Hataylıyı Hatay'a geri döndürmeliyiz. "

Hatay'ın daha önce de depremler yaşadığını hatırlan Hakan, daha önce 7 kez yerle bir olan şehrin 8'inci defa yerle bir olmasına denk geldiklerini ifade ederek, bir felaket yaşandığında dernek olarak hızlıca nasıl koordine olunması gerektiği konusunda önemli bir tecrübeye sahip olduklarını söyledi.