Yeni bir onkoloji hastanesi ve tramvatoloji acil hastanesi için proje yaptıklarını söyleyen Gür, inşaatı duran Çocuk Hastanesi’nde inşaatın yeniden başladığını müjdeledi. Çok büyük bir yatırımla milli ve yerli nükleer molekül üretimi yatırımını hayata geçireceklerini belirten Gür, “Bu projeyle hem ülkemizin kanser tedavisi için kullanılan ilacını karşılayacağız, hem de dünya ülkelerine ihraç edeceğiz” dedi. Hastane olarak en büyük sorunun hoca ve teknolojik kapisite olmasına rağmen mekan yetersizliği olduğunu söyleyen Rektör Gür, Yılda 1 Milyon 250 bin hasta bakıldığını belirtti. Gür,”Bir süre sonra hastalara kota koyarsam eleştirmeyin, çünkü bazı hastaları geri çevirmek zorunda kalacağız” dedi. Müzenin kapatılmayacağını, yeni müze ve kütüphane yapılacağını belirten Rektör Gür, Üniversitenin yıpratılmak istendiğini dile getirerek, “3-5 tane hatta 3.5 tane kendini bilmezin yazmış oldukları bizi enterese etmiyor. Başarılarımızı birkaç beyinsiz anlayamıyorsa hiç kimse kusura bakmasın bu konuda tevazü göstermeyeceğim” dedi.

GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ’NDE ÜRETİLECEK

‘Elazığ ve Malatya’daki depremde Allah bizi korudu’ diyen Rektör Gür, ”Birlik beraberlik içinde oraya koştuğumuz içinde çok mutluyum. Allah bir daha bize böyle acılar yaşatmasın. Öte yandan Kudüs ortak bir alandır. Artık bu zulüm bitsin. Başarımızda ekip ruhunun büyük önemi var. Ekiple başarılı olursunuz” dedi. En kapsamlı inme ünitesinin Gaziantep Üniversitesi’nde olduğunu dile getiren Gür şunları anlattı:”14 tane yoğun bakım yatağı var. 3 yılda 3 binin üzerinde hasta ya ölümden ya da sakat kalmaktan kurtarıldı. Türkiye’de en kapsamlı palyatif bakım ünitesi üniversitemizde. 36 yatak var. Yetmiyor ikinci bir ekleme yapıyoruz. 52 yatak kapasitesine ulaşacak. Nükleer tıp alanında özellikle görüntüleme ve kanser tedavisinde önemli gelişmeler sağlandı. Kanser hastalığında kemik ağrılarını azaltmak için luteysum 77 kullanılıyor. Bu sadece Gaziantep Üniversitesinde yapılıyor ve 100 üzerinde hasta bu tedaviyi aldı. Üniversiteye aldığımız yeni tomoğrafi cihazı 200 kiloya kadar çekiyor. Nükleer hızlandırıcı bir sistem kurulacak ve kanser teşhis ve tedavisinde kullanılacak moleküler Gaziantep Üniversitesi’nde üretilecek ve ihraç edilecek. Proje bakanlığa sunuldu ve hemen desteklendi. Maliyeti 32 Milyon TL Proje imza aşamasına geldi. Uluslararası iki firma bize ortaklık teklifi getirdi. Çocuk kemik iliği ünitesi 2 yıldır hizmet veriyor. Çocuk kardiyoloji ünitesi var.”

hastaneee.jpg

TOKSİKOLOJİ LABORATUVARI KURULUYOR

Borcunu kendi içerisinde çevirebilen, firmalara herhangi bir icralık olmayan ve en düşük maliyetle firmalardan ürün alabilen tek üniversite olduklarının altını çizen Gür, ”Üniversitemiz organ nakillerinde önemli bir merkez oldu. Karaciğerde iyiydik, şimdi son aylarda böbrek naklinde en önemli merkezlerden biri olduk. 9 ayda 100 böbrek nakli yapıldı. 7’si yabancı hasta. Kornea naklinde Türkiye’de 4. merkeziz. Ayak bakım ünitesinde Türkiye’de 3 merkez vardı, 4.sü Gaziantep Üniversitesi’nde kuruldu. Çocuk Hastanesinde ara bir duraksama dönemi oldu. Şu anda çok hızlı devam ediyorlar. Eylül ayında hizmete girecek. Türkiye’de önemli bir merkez kuruluyor. Gaziantep Üniversitesi’ne bağlı, adli tıp ana bilim dalı altında adli Toksikoloji laboratuvarı kuruluyor. İlaçlar, uyuşturucu materyaller bütün bunların hepsi Gaziantep Üniversitesi’nde yapılacak. Numuneler tamamen burada değerlendirilecek. Hastanede kullanılan tahlil materyallerinin bir kısmını üniversitemiz üretecek. Milli Hamle oldu” diye konuştu.

SANAYİYE İKİNCİ MESLEK YÜKSEKOKULU

Mühendislik alanındaki gelişmelere de değinen Rektör Gür, “İntörnlükte marka değeriz. Patenti bize ait. Mezunlarımız hızlı bir şekilde iş buluyorlar. İşe yerleşmede Türkiye’de 14. sıradayız. Türkiye’de en hızlı gelişen ikinci Tekno Park’a sahibiz. Ayakkabı Test Merkezi kuruldu. Halı Mükemmeliyet merkezi kuruyoruz. Naci Topçuoğlu Meslek Yüksek Okulu rol model seçildi. Sanayide ikinci bir meslek yüksek okulu yapıyoruz. Yer, bina, altyapı,makina, teçhizatı OSB Bölge Müdürlüğü karşılayacak” dedi.

KONUŞAN ÜNİVERSİTEYİZ

Sosyal alanlara da ağırlık verdiklerini anlatan Rektör Gür, bir üniversitenin tek kanatlı uçamayacağını söyledi. Gür, “Sosyal alanlar güdük kalmıştı. Şu anda sosyal alanlarda çok büyük gelişmeler kaydedildi. Sosyal alan fakülteleri Ortadoğuya yön veriyor. Gaziantep Üniversitesi cazip hale geldi. Biz artık öğretim üyesi yetiştiren bir üniversiteyiz. Gaziantep Üniversitesi’nin marka değeri vardır. Suriye’nin kenarında görülüyoruz buna rağmen tercih edilen cazip bir üniversiteyiz. Yurtdışında kampüsü olan tek üniversiteyiz. 107 ülkeden öğrencimiz var. Kampüste huzur ve barış içinde eğtiim görüyolar. Yıllardır bu üniversitede herhangi bir öğrenci olayı duydunuz mu? Duyamazsınız çünkü biz sıkı denetimle birlikte 82 öğrenci kulübümüz çok aktif çalışıyorlar. Birbirlerine zarar vermeden, fikirlerini aktarıyorlar. Konuşan üniversiteyiz. İlk ve tek Göç Enstitüsü Gaziantep Üniversitesi’nde kuruldu. Yabancı Öğrenci Sınavı (YÖS) sınavı olmadan öğrenci almıyoruz. Göç en önemli meselemiz” dedi.

BU PARAYI NEREDEN BULUYORUM?

Tıp fakültesi, yabancı diller, mühendisliğin birçok bölümünün akretide olduğunu, bu yıl içerisinde eğitim, diş hekimliği fakültesi, ilahiyat fakültesi ve fen edebiyatın da uluslararası akretitasyon belgesi alacağını söyleyen Gür, “Bölgesel dezavantajlarına rağmen burası farklı bir cazibe merkezi oldu. Şehrin Suriye sınırında olmasına rağmen 2019 yılı doluluk oranı yüzde 99.5. Ek yerleştirmelerde yüzde 100’ü aştık. Burası tercih edilen bir üniversite. Öğrenciler kaliteyi bildikleri için geliyorlar. Tamamen yeşil, çevreci ve engel tanımayan bir üniversiteyiz. Ben üniversitede bu yatırımları, projeleri nasıl yapıyorum. Bu parayı nereden buluyorum, en büyük sorulardan biri bu. Niye diğer üniversiteler yapamıyor?. Yaptığımız şey şu. Birkaç rakam vereyim. 36.5 milyon TL Kalkınma Ajansı üzerinden Sanayi Bakanlığından üniversiteme kaynak aldım. 20.3 milyon TL TÜBİTAK’tan projeler kapsamında aldım ve 16.5 milyon TL AB projelerinden aldım. Ve bu paralarla kampüsü geliştiriyorum. Bu paralarla altyapıyı güçlendiriyorum” dedi.

3.5 KENDİNİ BİLMEZ ŞEHRE İHANET EDİYOR

Üniversitenin ulusal ve uluslararası arenada takdir edidiğini, ön plana çıkarıldığını belirten Rektör Gür, basında çıkan haberlerle ilgili şöyle konuştu: ”Ben şunu yazın, bunu yazın asla demedim bunu etikte bulmam. Ama benim asıl sorgulamak istediğim şey şu. Üniversiteden atılan terör yapıların elemanları, özellikle şehre ve üniversiteye ihanet edenler üzerinden farklı algılanmak üzere bazı yalan yanlış bilgiler paylaşılıyor. Ve bunların bir kısmı hiç üniversiteye sorulmuyor bile. Aynen terör mensuplarının aktardıkları şekliyle maalesef buna hizmet eden, çanak tutan birkaç kişi aynen doğruymuş gibi yazıyorlar. Ben bunu basın etiği açısından hiç ahlakı bulmuyorum ve şehre ihanet olarak görüyorum. Bu ekip çok güçlü şekilde çalışırken sadece yalan haberler üzerinden 3-5 tane hatta 3.5 tane kendini bilmezin yazmış oldukları bizi enterese etmiyor. Ama ben şunu gördüm bu şehre yazık ediliyor. Türkiye’nin en kadim üniversitelerinden biriyiz. Bu başarıları uluslararası arena, ulusal arena görüyor da bizim içerimizdeki birçok beyinsiz bunu anlayamıyorsa hiç kimse kusura bakmasın, bu konuda tevazü göstermeyeceğim” dedi.

HASTALARA KOTA UYGULARSAM BENİ ELEŞTİRMEYİN

Müzenin kapanmadığını, müzeyi daha da büyüteceklerini söyleyen Gür, ”Kütüphanenin altına sıkışmış durumda. Orayı boşaltıp yeni bir yer oluşturuyoruz. Yeni çok büyük bir kütüphane planladık. Hastaneyle ilgili bir sorunumuz var. Teknolojik altyapı ve hoca kapasitesi o kadar yüksekki ama hastane yetmiyor. Koridorlardan geçemiyorum, asansör yetmiyor, mervidenden çıkamıyoruz diyorsunuz haklısınız. Şu anda sıfır bir bina yapma imkanım yok. Devlet buna izin vermiyor. Gelen hastayı da geri gönderecek halim yok. Günlük 6 bin 500 7 bin hasta bakılıyor. Yılda 1 Milyon 250 bin hasta bakılıyor. Mekan yetmiyor, yerim yetmiyor. Bir süre sonra hastalara kota koyarsam eleştirmeyin çünkü bazı hastaları geri çevirmek zorunda kalacağız. Hoca kapasitesi çok iyi. Hocalara da çok iyi para veriyoruz” dedi.

YÖK’ÜN KAALE ALMADIĞINI BENDE ALMAM

BİLİM VE SANATA KATKI ÖDÜLLERİ

Gaziantep Üniversitesi’nin hem bilim hem de kültür ve sanata katkıları nedeniyle önemli ödüllere layık görüldüğünü de hatırlatan Rektör Prof. Dr. Ali Gür, bu konuda ise şu bilgileri paylaştı: “Fen Edebiyat Fakültemiz hocalarından Doç. Dr. Mehmet Kahraman hocamız, TÜBA-GEBİP Ödülü’nü Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden almasının ardından, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) tarafından verilen TÜSEB Aziz Sancar Teşvik Ödülünü de Sağlık Bakanımızın sunması üniversitemizin başarı hanesindeki imzalardan yalnız birisidir. Üniversitemiz bünyesindeki GAÜNSPORİUM, TSE 13811 Hijyen ve Sanitasyon Standart Belgesi’ni alan ilk üniversite olma başarısını göstermiştir. Son günlerde üniversitemiz bünyesinde bulunan Gaziantep Kültür Tarihi Müzesi’nin kapatılacağıyla ilgili iddialar da gerçeği yansıtmamaktadır. Müzemiz kapatılmıyor. Kütüphane bünyesindeki müzemiz için daha uygun, daha çok kişinin gezip görebileceği bir uygun mekân arayışımız var. Buraya taşırsak, müze yeri de kütüphanemize kazandırılacak ve kütüphanedeki sıkışıklık büyük ölçüde önlenecek.”

VİRÜS YOK AMA RİSK ALTINDAYIZ

Deprem ve Çin’deki virüsle ilgili soru üzerine Rektör Gür, “Deprem daha çok belediyelerin işi. Bizden deprem analizi ile ilgili bazı raporlandırmalar istenirse bu konuda inşaat fakültemiz çok güçlü. Bu konuyla ilgili üniversitemizden bir talepte bulunulursa her türlü desteği veririz. Uzakdoğudan gelen, koronavirüsle ilgili Türkiye özellikle hava yollarında ciddi tedbirler alıyor. Bu konu çok dikkat etmemiz gereken konulardan birisi, Türkiye’de bu konuda henüz daha bulaşan bir bulaşan virüs yok ama risk altındayız” dedi. İletişim Fakültesi’nin yerel basınla arasında kopukluk olduğuyla ilgili soru üzerine Rektör Gür, bu konuyu not aldığını söyledi.

ONKOLOJİ VE TRAMVATOLOJİ HASTANELERİNE İHTİYAÇ VAR

Hastanede yılda 1 milyon 250 bin hasta muayene olduğunu belirten Gür, “Bunların içinde Suriyeli oranı poliklinik hizmeti olarak yüzde 3-5 bandında, yatışlı olarak yüzde 2-3 bandında. Hem hekim hem rektör olarak herhangi bir Suriyeli hastaya öncelik tanınmıyor. Numaratör sistemi var. Numara sırasına göre sıra kimdeyse onundur. Ücretsizde bakılmıyor. Onkoloji hastanesi ve tramvatoloji acil hastanesine ihtiyaç var. En çok şikayet edilen onkolojide yatak sorunu. Bir yatağa iki hasta koysak bizi tefe koyarsınız. Küveze iki tane çocuk koyamayız. Şu anda doluluk oranları yüksek. İpek yolu üzerindeyiz ciddi kazalar geliyor. Bu ikisinin yapılması konusunda şu anda ciddi projeler yaptık. Bakanlıktan bunun bütçelendirilmesi lazım. Bütçemizi talebimizi sunduk. Cevap bekliyoruz” dedi.

BAZI ÖZEL HASTANELER SUİSTİMAL ETTİ

Ülkemizde yeni bir yapılanmaya gidildiğini maalesef özel hastanelerin bir kısmının bunu suistimal ettiğini dile getiren Gür,”Üniversite hastaneleri olarak hem kaliteli hizmet sunuyoruz hem de artık hastalarımızın bir kısmı özel hastanelerde çok fazla para istendiği için gidemez hale geldiler. Bu hastaların büyük bölümü bize döndü. Hepimiz kamu kaynağını kullanıyoruz. Özel hastanelerde başta olmak üzere hepsinin didik didik edilmesi lazım. Kaliteli hizmet iyi tedavi ve memnun olan bir vatandaş hepimizin görevidir” dedi. Toplantıya, Rektör yardımcıları Prof. Dr. Şehmus Demir, Prof. Dr. Metin Bedir, Genel Sekreter Doç. Dr. Ayhan Doğan, Rektör Danışmanları Doç. Dr. Necip Fazıl Yılmaz ve Öğretim Görevlisi Fahri Çepik, Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Suat Zengin, Genel Sekreter Yardımcısı Nuh Okumuş ve Şahinbey Hastanesi Başmüdürü Mustafa Kalkan da katıldı. Meral KINACILAR