Gaziantep’te son günlerdeki hareket doğrusunu söylemek gerekirse, kent adına bereket getirecek cinsten.. Bundan sadece şehrimizi kazanacak nihayetinde.. Bu kentte iyi şeyler yapana rahmet okuruz.. Aynı zamanda bu şehirde sorumluluk alanında olan, ama halka sırtını çevirenleri de görmezden gelemeyiz elbette.. Bunlar kim olursa olsun, ister Bakan, ister Milletvekili, ister Vali, ister Belediye başkanları, ister Kaymakamlar ve isterse bürokratlar olsun.. Siyasileri de katın bu işe.. Sivil toplum örgütlerini de elbette.. Hatta bu kentteki yerel gazete ve televizyonları da.. Kim görevini iyi yapıyorsa, alkışlar, takdir ederiz. Kim her şeyi savsaklıyor, hatta görmezden geliyorsa hepsine görevini hatırlatırız..MEĞER HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK EDİYORMUŞUZBizden başlayacak olursak eğer, gazete olarak görev sorumluluğumuz içerisinde herşeyi yapmaya çalışıyoruz. Bunun bedellerini de ödüyoruz sık sık.. Saldırıya uğruyoruz, iftiralarla karşılaşıyoruz, mahkemelere veriliyoruz.. Hatta “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” suçuyla Vali beyin uyarısı ve savcılık talimatlı ifademiz alınıyor.. Hani o sizin çok beğendiğiniz ve takdir ettiğiniz yazıdan dolayı, Basın İlan Kurumu 7 günlük ilanımızın kesilmesi kararı alıyor.. Tek yaptığımız şey, araştırmak, incelemek, bunları yazıya dökmek.. Uyarmak, öngörüde bulunmak. Yetkililer, yani hangi kurumu ilgilendiriyorsa olumsuz gelişmeler hepsine rehber olmak.. Öncü haberler vermek de diyebilirsiniz buna.. Ne var ki, değişen Türkiye’de ve kimyası değiştirilen Gaziantep’te bu tür eleştiriler, yol göstermeler, uyarılar ve tavsiyeler artık yetkili makamdakileri rahatsız ediyor.. Hoşlanmıyorlar sizden.. Karşılıklı oturup sorunlar konusunda bilgi alışverişi yapma kültürü kaybolmuş bu memleketi yönetenlerde.. Kendilerini enforme edenlerin doğru yanlış söyledikleriyle yetiniyor ve sizi öyle değerlendiriyorlar.. Biz bunun adına “Dalkavukçuların zaferi” deriz.. Çünkü nihayetinde onların sözleri dikkate alınır ve kişiler hakkındaki kanaatleri pekişir..AHMET KARAYİĞİT GİBİLER KALMADI ARTIKGeçtiğimiz hafta, Gaziantep’in eski Başsavcısı, şimdinin Cumhurbaşkanı Hukuk Başdanışmanı Sayın Ahmet Karayiğit gelmişti Gaziantep’e.. Hasret giderdik Divan otelde.. Sayın Karayiğit masamıza gelen herkese beni takdim ederken “Gaziantep’in sorunları için çırpınan tam memleket sever bir arkadaşımızdır. Kendisiyle görevde kaldığım 7 yıl boyunca sık sık görüşür, Vali beyle, Emniyet müdürüyle oturur kenti konuşurduk. Sorunların tespitinde çözümünde bize katkısı çok büyük olurdu. Bir gün kendisi için bir şey talep etmemiştir.. Hatta bu Adliye Sarayını Gaziantep27 gazetesinin açtığı kampanya ile harekete geçerek yaptırdık. Çok değerli birisidir” dedi. Sonra bana dönerek, “gazetenizin misyonu çok önemli, sizi takdir ediyorum” diyerek şimdiki durumları sordu. Bende kendisine, “şimdi durumlar değişti, Vali beyle bir kez, o da sadece gazeteye geldiğinde görüştüm. Başsavcıyı görmedim, eski emniyet müdürüne ziyarete gittim ondan sonra görüşemedik, yeni geleni de ziyaret edeceğim elbette” deyince sadece kafa salladı.. Bunu niye anlattım, işte yukarıda bahsettiğim nedenlerden dolayı.. Kenti yönetenler maalesef kendilerini yanlış enforme edenlere inanıp hareket ettiği için insanları karşılıklı görüşerek, diyalog kurarak değil, dedikodulardan beslenenlerin söyledikleriyle değerlendiriyor.. Bunun içindir ki, kent ile ilgili yazdıklarımız sonrası hemen bilgi alışverişinde bulunması gerekirken, sizden rahatsız oluyorlar..HAVALİMANI İNŞALLAH SÖZ VERİLEN TARİHTE BİTİRİLİRŞimdi gelelim son söyleyeceklerimize.. Yazının başında söylediğim gibi Gaziantep hareketlendi.. 1- Havalimanı terminal binasıyla ilgili çok ciddi harekete geçildi. Genel Müdür Hüseyin Keskin’in Gaziantep’e gelerek toplantı yapması ve söz vermesi, başlıbaşına bir olay.. Aslında zamanında bizi dikkate alsalar ve önceden yapsalardı, şimdi 1 sene daha beklemeye gerek yoktu.. 2- Terminal binası dahil taksi yolu ve otopark çalışmasının 29 Ekim 2020’de biteceği sözlerini dikkate alıyorum, ama zamanında bitirileceği konusunda tereddütlerim olduğunu tarihe not düşmesi bakımından buraya yazıyorum... 3- Allah kısmet ederse 2020 yılının 29 Ekim Cumhuriyet bayramına kadar bu işin sıkı takipçisi olacağız.. Olumsuz gelişmeleri paylaşacak, yetkililerin dikkatine sunacağız.. 4- Sayın Vali Davut Gül ve Fatma Şahin, her ne kadar bana kızıp öfkelenseler de, beni sağa sola şikayet etseler de, bu işin peşini bırakmaması için sürekli uyarılarda bulunacağız. 5- Havalimanı inşaatı için son söyleyeceğim şey, taksi dediğimiz apronun zeminine dikkat olacaktır.. Çünkü zemine serilen toprağın çok değil 5 sene sonra çökmeler olmaması için titiz davranılması gerektiğini hatırlatırım. Müteahhitin Gaziantep’in tipik kaya kırığı ve bazalt tozu dediği killi toprağın kalitesinin su emmeye müsait olduğunu hatırlatırım.. Yani Plastiseteli düşük killi toprak.. Ben görevimi yapıyor ve yetkililerin dikkatine sunuyor, gelecek adına Gaziantep’te şimdi olduğu gibi apronda çökmelerin önüne geçilmesi için uzmanların görüşleri alınarak hareket edilmesini tavsiye ediyorum..GAZİANTEP RUHU GERİ DÖNÜYORVe son nokta.. Millet Bahçesi konusunun, bu şehrin gerçek ruhunun geri dönmesi yolunda çok güzel bir vesile olduğunu belirtmeliyim.. Başkan Samet Bayrak’ın öncülüğündeki Kent Konseyi ile başlayan hareketin STK’lara uzaması, şehirde vatandaşların özellikle İSRAF konusundaki hassasiyeti, artık gizli kalmıyor. Çünkü herkes İSRAFA karşı.. Kentin duyarlı insanları mevcut Vilayet binasının yıkılacak olmasına ve yerine 22 bin metrekarelik alana bir Cami yapılmasını büyük İSRAF olarak nitelendiriyor. Cami yapılacaksa bunun Vilayet binasını yıkarak değil, daha uygun yerlere yapılmasını tavsiye ediyor. Dahası vilayet ve emniyet önünden istasyon caddesine çıkacak, Suburcu’na gidecek yolun kapatılması kararı da herkesi çileden çıkarttı.. Bende aynı görüşteyim, Kent Konseyinde mesaisini harcayan tüm arkadaşlarla, duyarlı ve sessiz kalmayan STK yöneticileriyle.. İşte bu çıkış, Gaziantep’te yaşayanların kaderini belirleyecektir.. En önemlisi Gaziantep’e belki de hiç gelmemiş projeci insanlara “DUR KARDEŞİM NE OLUYOR” çıkışıdır.. Bu hamle GAZİANTEP RUHUNUN YENİDEN CANLANMA ve şehrine sahip çıkma hamlesidir.. Şimdi gözlerimiz Büyükşehir Belediye Meclisinde.. Bu işin partilisi filan olmaz arkadaşlar.. Gerek ülkemizin, gerekse de şehrimizin yaşadığı ekonomik sıkıntı döneminde bu kadar İSRAFA dur demek gerekir..HEPİNİZE İYİ HAFTALAR