Daha önce yazdığım bir köşe yazımda; gaslighting kavramı üzerinde durmuş, hileli yönlendirme ile kişilerin nasıl gerçeklikten uzaklaştırılarak birilerine bağımlı hale getirildiği konularına değinmiştim. Ardından “Hakikat Ötesi Çağın En Önemli Silahı: ‘Siyasi Gaslighting’i yazacaktım. Lakin Türkiye’de gündem o kadar hızlı değişiyor ki, araya başka yazılar girdi. Günümüzde Türkiye gibi ülkelerde yeni kullanılmaya başlayan bu kavramın basının tekelleşmesi ile daha rahat kullanıldığı görülmektedir. Zira siyasi amaçla çarpıtılan veya yeniden tasarlanan bir gerçeğin medya eliyle doğru gibi algılanması sağlanmaktadır. Böylece toplumun farklı dinamikleri gerçeği değil, hileli yönlendirme ile hoşlarına giden veya beklentilerini karşılayan kurgulanmış gerçekleri tercih etmektedir. Bireysel temelde gaslighting; “Gücü elinde tutan, narsist eğilimleri olan bir kişinin diğer bir insanı kontrolü altına almaya yönelik manipüle etme taktiğidir.” Bu taktik, halk üzerinde uygulanırsa ne gibi sonuçlar doğurur? İşte üzerinde çalışılması gereken asıl konu budur! Günümüzde eldeki iletişim gücü ile yalan olan bir olayın, yapılan masa başı ya da teknolojik çalışmalar ile gerçekmiş gibi gösterilmesi mümkün kılınmaktadır. Böylece yalan ile doğru, gerçek ile sahte arasındaki kalın çizgi kaybolmaktadır. Batılılar buna “Siyasi Gaslighting” diyor. Hakikat ötesi siyaset yapanlar ve yalan söylemi toplum içerisinde yayanlar hem insan aklını hem de kalbini ayartarak sermaye, güç ve etki alanlarını genişletmektedirler. İllüzyon ile insanlar aldatılmakta, milli ve manevi değerleri istismar edilerek, ülkede her şeyin düzgün olduğuna insanlar inandırılmaktadır. Gaslighting, karşı konulması zor olmakla birlikte, yıkıcı bir silahtır. Zira yalan bilgi ve haber çok iyi organize edildiğinde; mücadele edilmesi de bir o kadar güçtür. Elde olan sosyal medya da çeşitli gerekçelerle kısıtlanırsa… Meydan, gaslighting uygulayıcılarına kalmaktadır. Bu şekilde gaslighting uygulaması ile nasıl mücadele edilebilir? Toplumun yanlış yönlendirilmesi ile topyekûn mücadelede; kısa, orta ve uzun vadeli stratejik bir süreç yürütmek gerekir. Bunu yapabilmek için de bilgili, donanımlı ve deneyimli ekiplere ihtiyaç duyulmaktadır. Medya gücünü elinde bulunduran veya kontrol eden muktedirler; yalan ve dezenformasyonu kendileri için masumane bir yanılgı olarak göstermeye çalışırken veya algı operasyonları gerçekleştirirken… Muhalif düşüncenin ufak bir yanlışını ve hatasını büyütmekte, halkın dikkatini ve ilgisini bu noktaya çekmektedir. Bir toplumda siyasi gaslıghting uygulandığı nasıl anlaşılmaktadır? Siyasi liderler çok sık yalan söylüyor ve yaptığı her şeyi normalden fazla abartıyorsa,
Hatalarını çok nadir olarak kabul ediyor, suçu hep başkalarına atıyor ve eleştirellere karşı öfke ve hiddet gösteriyorsa,
Yapılan her hizmeti kendisi yapmış gibi gösterip, halka sahte bir imaj sunuyorsa,
Anayasa, yasa, kural tanımayıp, “her şeyi ben daha iyi bilirim” diyerek sınır ihlallerini çok sık yapıyor ve aleyhine verilen kararlara aşırı tepki gösteriyorsa,
Muhaliflerin duygularını ve görüşlerini yok sayıp, onlara karşı zorlama yöntemleri geliştiriyorsa,
Halkı veya yönetimi altındakileri hileli yönlendirme ile kullanmayı veya kontrol etmeyi seviyorsa, Bu toplumda siyasi gaslighting uygulamasından söz edilebilir. Türkiye’de iktidar yanlısı medya ve troller, “siyasi gaslighting” kavramını içselleştirip, parti çıkarları doğrultusunda var olan propaganda seviyesini güçlendirmek ve rakip partilerden bir adım daha önde olabilmek için çeşitli stratejiler uygularken… Muhalefet; bu saldırılara karşı koyacak, yapılan hasım ve düşmanca geliştirilen stratejileri atıl bırakacak, kendilerine karşı elde edilen bilgilerin hileli yönlendirme(manipüle etme) ile halkın güvenini azaltacak faaliyetlere karşı yeterli özel bir çalışma yürütememektedir. İktidar eldeki devlet imkânlarını da kullanarak gerçeğin kimyasını bozmakta, genetiği ile oynamakta, elindeki medya organları ile sürekli aynı şeyleri tekrar ederek toplumu yanıltmaktadır. Bu durum karşısında muhalefet, kendi kendilerine söyleyerek farklı medya platformlarında alan yaratma imkânından yoksun kalmaktadır. Geriye kendilerine başta sosyal medya platformları olmak üzere, elde kalmış birkaç medya ile kamuoyunu etkilemeye çalışmaktadır. Siyasi ahlak ve etiği dikkate almadan, kendi ikbal ve saltanatlarını giden yolun taşlarını döşeyenler ülkenin geleceğini de tehlikeye atmaktadır. Türkiye’nin bölgesel güç ve küresel aktör olma hedefi hamasi nutuklarla ve gaslighting uygulamaları ile gerçekleşemez. Yalan ve kurgu haberlerle birlikte yürütülen dezenformasyon ve manipülasyon siyaseti, toplumu ötekileştirme, hedef gösterme, fişleme ve kutuplaştırma taktikleriyle devam etmektedir. Gün geçtikçe oy kaybeden iktidarın seçim yaklaştıkça siyasi gaslighting uygulamalarını daha da artıracağı ön görülmeli ve gerekli önlemler alınmalıdır. Toplumun farklı kesimlerini ayrıştırmaya ve düşmanlaştırmaya yönelik bu çalışmalar, “kavga etmeden tartışma” kültürünü yok etmekte, karşı düşünceyi aşağılamakta, kimlik ve inanç ekseninde siyaseti körüklemekte, iktidarın işine yarayan haberlerin ön plana çıkmasına sebep olmaktadır. “Siyaset dünyasında kitlesel paranoya, kafa kanşıklığı, belirsizlik ve karamsarlık istisnasız herkesi etkiler.” Bu nedenle siyasi gaslighting uygulamasında nihai amaç, topluluğun gerçekleri manipüle edilmiş şekliyle kabul etmeye zorlanması ve susturulmasıdır. Başka bir ifadeyle, en azından açıkça muhalefet etme cesaretinin kırılarak, bireylerin sessiz kalmalarını sağlamaktır. "Ülkemizde yoksulluk yoktur" veya “sağlık hizmetlerimiz kusursuz işliyor" ya da “çalıyorlar ama iş yapıyorlar” söylemi üzerinde uygulanan siyasi gaslighting etkili olmuyor” denilebilir mi? Bu zehrin iksiri; her şeye inanmamak… Sorgulamak ve araştırmaktır. En güzel kararı, sizin adınıza başkaları değil siz verin!