Bazen ülke, hatta Gaziantep meselelerini düşünmekten inanın kendi sağlığımızı unutur hale geldik. Zamlardan zaten bıktık. İşsizlik desen almış başını gidiyor. Korona maalesef zirve yaptı. Her şey bir yana halkın tek eğlence ve bilgi kaynağı televizyonları bir açıyoruz sinir sistemimizi bozan konuşmalar ve programlarla karşılaşıyoruz. Öyle kanallar var ki tam bir rezillik abidesi. Acayip acayip adamlar çıkıyor ve konuşuyor. İnanın saç baş yolmamak mümkün değil. Hele sabah programları tam utanç yerleri oldu. Buralar, ahlakın, şeref ve haysiyetin bu kadar ayaklar altına alındığı ar ve namusun yerlerde süründüğü yerler haline gelmiş durumda. Zaten siyaseten elle tutulur yanımız kalmadı çok şükür. Dün birbirlerine küfür eden, şeref ve haysiyetleriyle oynayanlar bugün sarmaş dolaş. Dün siyah diyenler bugün bizlere beyazı övüyor. Dün başka renk gömleği giyenler, bugün değiştirdikleri gömleği bizim de giymemizi istiyor. BAŞKALARI İÇİN ÜZÜLMEYE DEĞER Mİ ? Doğrusu Türkiye artık normallikten uzaklaştı. Kendisi gibi düşünmeyenleri düşman görenler çığ gibi çoğalıyor. Azıcık eleştiri yapsanız, azıcık bir şeyler söylemeye kalkışsanız, hemen terör yaftasıyla suçlanıyorsunuz. Ne hoşgörü kaldı ne karşılıklı saygı. İnsana saygı paraya saygının çok altında kaldı. Geçen hafta yazmıştım ahlaki yapımız değişiyor diye. İnanın din adına, insanlık adına, ahlaki değerler adına her şey çıkara endekslenmiş durumda. Para ve çıkar varsa her yol mubah. Makyavelist düşünce belki bu kadar prim yapmamıştı.Öyleki, namusuyla şerefiyle ahlakıyla çalışıp didinenler boş yere çırpınıp duruyor. AZICIK KENDİ SAĞLIĞIMIZI DÜŞÜNELİM Yani kısaca toplum olarak iyiye gitmediğimiz ayan beyan ortada. Çıkın sokağa, dolaşın her yeri, esnafı, kaldırımda yürüyenleri. Karşınıza kim çıkarsa azıcık dokunun ve “nedir durumlar, nasılsınız ?” deyin. Alacağınız cevap belli. Herkes dertli, öfkeli, sitemli… Biz de dahiliz onlara. Ne olacak onu da bilmiyoruz. Çünkü kimse önünü göremiyor, geleceği konusunda karamsar. Kafalar karışık, beyinler yorgun. İşte bu nedenle azıcık kendinize izin verin demek istiyorum. Atın bir kenara çirkin siyaseti, her konuda uzman kesilen trol yorumcuları. Bağırmanın çağırmanın prim yaptığı programları. Fikriyle değil küfrüyle öne çıkmayı başarı addedenleri. Ahlaksızlık abidesi özellikle sabah televizyon programlarındaki, üç kağıtçılığı, namusunu şerefini, haysiyetini yerlere serenlerin rezilliğini izlemeyin, bakmayın, düşünmeyin onları. Dert etmeyin o kepazelikleri. Azıcık kendimizi, yani sağlığımızı düşünelim hiç değilse bir haftalığına. Onun için beyninizle barışık olun. İşte bu çerçeveden hareketle sizlere “her şeyi bir kenara bırakın, sağlık yönüyle aklınızı başınıza toplayın” başlığı ile KİGEM’in kurucusu Mümin Sekman’ın kitabından bir alıntıyı paylaşmak istiyorum. Çünkü beynimizi ülkenin ve şehrimizin kargaşasıyla dertlenip yormaya üzmeye hakkımız yok. Canlı tutalım ve hücreleri yenileme çabasına girelim. BEYNİMİZİN DEĞERİNİ BİLELİM Önce kısa bir bilgi. Türkiye’de kişisel gelişim kültürünü yaygınlaştırmak için kurulan KİGEM, 13-19 Mart tarihlerini, “Beyin Haftası” olarak kutlamaya başladı. Dünyanın 67 ülkesinde bu tarihlerde Beyin Haftası kutlanıyor. Beyin Haftası kapsamında beyni doğru kullanma bilincini yaygınlaştırmak için KİGEM’in kurucusu Mümin Sekman tarafından hazırlanan “Beynine İyi Bak!” adlı kitapçık İstanbul Taksimde dağıtıldı. İşte “Beyin kullanma Kılavuzu'ndan beyninizi doğru kullanmak için kullanışlı ipuçları… UYGULAMADA KARARLI OLALIM LÜTFEN Haydi başlayalım, ama bunları uygulama konusunda kararlı olmak şart. Azıcık uzaklaşın siyasetten, trafikten, televizyonlardaki saçma sapan adamları dinlemekten. Ve en önemlisi tembellikten. Kendinizi düşünün biraz. Yoksa inanın sağlığımız elden gidecek, aklımız başımızda kalmalı. Bunun için de beynimizi sadece sağlıklı yaşam için iyi çalıştırmaya gayret göstermeli. Buyurun birlikte okuyalım: 1- Beyin açık havadayken ve ayaktayken daha iyi çalışır. İnsan beyninin ayaktayken yaklaşık yüzde 10 daha fazla çalıştığı düşünülmektedir. Önemli kararlarınızı alırken kapalı alandaysanız, “volta atmayı” deneyebilirsiniz. 2 – Yürürken kolları sallamak beynin performansını olumlu etkiliyor. Önemli kararlarınızı açık havada, kollarınızı sağa sola sallayarak yürürken almaya ne dersiniz? 3- Yabancı bir dil öğrenme beyni güçlendiriyor. Her gün birkaç yabancı ya da yerli yeni kelime öğrenip, kullanabilirsiniz. Sözlük okuyabilirsiniz. Alışveriş listesi veya telefon numaralarını ezberlemeyi deneyebilirsiniz. 4- Zihinsel jimnastik /antrenman yapın. Bunun için çeşitli bulmacaları çözebilirsiniz. Satranç gibi akıl oyunları oynayın. Yatkınsanız, meditasyon, yoga gibi zihni dinginleştiren teknikler üzerinde çalışın. 5 – Rutin olarak tekrar ettiğiniz davranışlardan vazgeçin. Bazen telefonu sol elinizde tutun, çantanızı diğer elinizle taşıyın, evinize başka bir yoldan gidin. En azından bir günlüğüne televizyon kumandasını sık kullanmadığınız elinizde tutun. 6 – Entelektüel zevklerinizi geliştirmek için her gün mutlaka iyi bir özdeyiş antolojisinden birkaç cümle okuyun. Beyninizi kaliteli cümlelerle besleyin! 7 – Her gün güzel bir resme veya fotoğrafa bakmaya çalışın. Estetik algınız, gördüğünüz estetik şeyler kadar gelişir. 8 – Sevdiğiniz bir müziği bir süre gözleriniz kapalı dinleyin. Beyin otoriteleri tarafından klâsik müziğin zekâya 7 puan ekleyebildiği iddia edilmektedir. 9 – Günde aklınızdan 60 bin ile 80 bin arası düşünce geçer. Bu düşünceler ne hakkındaysa, hayatınız da ona göre şekillenir. Unutmayın, kafanızda en çok neyi düşünürseniz, hayatınızda da onu çoğaltırsınız. 10 – Bir konu hakkında düşünürken, nasıl düşündüğünüzü de gözlemleyin. Düşünmek üzerine düşünmek, beyin ve düşünce kapasitesini artırır. 11 – İyi bir uyku kaliteli bir beyin için şarttır. Çok uyuyorum diye üzülmeyin. Einstein’in günlük 10 saatten fazla uyuduğu biliniyor. 24 saati geçen uykusuzluk beyinde sarhoşluğa benzer bir etki yapar. 12 – Bol ve temiz oksijen beyin için çok önemlidir. Beynimiz ağırlık olarak vücudumuzun yüzde 2’sini oluşturduğu halde, vücuda gelen oksijenin yüzde 25’ini tüketir. Oksijensiz kaldığımızda ölümü gerçekleşen ilk organımız beyindir. Odanızın penceresini açarak kendinize bol bol oksijen ısmarlayın. 13 – Farklı düşünme tarzları beyninizi geliştirir. Çocuklar ve hayvanlarla daha fazla vakit geçirin. Sizden farklı düşünen insanlarla konuşun. 14 – Kullanılmayan organ körelir. Sürekli televizyon seyrederek beyninizi “düşük viteste çalıştırmayın. 15 – Beynin en tehlikeli yanı “ters çaba” kuralına göre çalıştığı anlardır. Başınıza gelmesinden en çok korktuğunuz şeye odaklanırsanız, korktuğunuzu başınıza getirir! Buna ters çaba kuralı denir. Beyin odaklanılan hedef olumsuz olsa bile, bunu gerçekleştirmek için çalışır. Topluluk önünde konuşma yaparken “acaba heyecanlanır mıyım?” diye düşünürseniz, heyecanlanırsınız. 16 – Beyni yoran monotonluktur. Hayatınızı ne kadar renklendirirseniz, beyninizi o kadar neşelendirirsiniz. 17 – Beyin kısa süreli hafızada beş ile yedi arasındaki bilgiyi işleyebilir. Yeni bir bilgi gelince, bu bilgilerden birini atar. Buna “sihirli sayı” kuralı denir. Bu kural aşılıp aşırı bilgi yüklenmesi durumunda beynimiz “servis dışı” olur. Hayatınızın en büyük kararlarını alırken “kafadan ” değil, tıpkı beş haneli iki rakam grubunu çarparken yaptığınız gibi, bir kâğıt üzerine yazarak ne yapacağınızı hesaplayın. 18 – Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. Fiziksel zindelik, zihinsel zindelik getirir. Uzun süre hareketsiz kalmak, zihni de hareketsizleştirir. Spor yapmaya, fazla kilolarınızdan kurtulmaya özen gösterin. Yeterince su için. Çünkü, insan beyninin yüzde 78’i su ile kaplıdır. 19 – Ders çalışırken ilk öğrenilenler, son öğrenilenler, sık tekrarlananlar ve ilginç bulunanlar en çok akılda kalanlardır. Dersleri kısa aralar vererek çalışmak akıllıca bir harekettir. 20 – Bu hafta kafanızı nasıl daha iyi çalıştırabileceğiniz üzerine daha fazla düşünün. Unutmayın, beynimizi daha iyi çalıştırmak için kullanacağımız organ yine beynimiz! "Aklınızı başınıza toplayın ve kullanın!" HEPİNİZE SAĞLIKLI HAFTALAR LÜTFEN BEYNİNİZİ İHMAL ETMEYİN