Tamda 4 bakanın neden Yüce divana sevk edilmediği ile ilgili kafa yorarken Türk Ulaşım-Sen Şube Sekreterimiz Sevgili Mustafa SÖNMEZin yazısı imdadıma yetişti. Biraz tembellik olacak ama hisler, duygu düşünceler aynı olunca kalemden de çaresiz aynı feryat aynı sözcükleri yazılar dökülüveriyor...

'Toplum olarak hiçbir şeye güvenemiyoruz artık. Her olaya her duruma şüpheyle bakar olduk. Nasıl bakmayalım ki her kesim olayları kendi açısından yorumluyor. Haklı-haksız,doğru-yanlış kişilere göre zamana göre değişkenlik gösteriyor buda anlam kargaşasına yol açıyor ve ortaya büyük bir güven sorunu çıkıyor.

Siyaset kurumlarına, medyaya güvenmiyoruz ve en önemlisi artık hukuka olan güvenimizde kaybolmuş durumda. Bu güvensizliğin en büyük sebebi güç ve iktidar sahiplerinin kendilerini haklı çıkarma çabası içerisinde olmalarıdır. Yazılı, görsel ve sosyal medya aracılığı ile yapılan algı operasyonları insanlarda kafa karışıklığına yol açarak güven sorununu ortaya çıkarmaktadır.

Bu güvensizlik ortamında tartıştığımız konu ise dört eski bakanın meclis araştırma komisyonundan Yüce Divana sevki. Dört eski bakanın haklarında yolsuzluk suçlamaları ile ilgili kurulan komisyonda 9 Akpli Milletvekilinin oyu ile Yüce Divana gitmelerine gerek duyulmadı. Tartışma da tam burada başladı. Aslında gelişmiş demokratik ülkelerde hiç böyle şeyleri göremezsiniz çünkü gelişmiş ülkelerde ne komisyona ihtiyaç vardır nede başka bir oluşuma gerek vardır. Herkesin hukuka saygısı ve güveni tam olduğundan bu tür suçlamalarla karşılaşan siyasiler yada yöneticiler gider mahkeme önünde hesabını verir aklanır yada suçlu bulunur çıkan sonuca herkes saygı gösterir.

Birde bizdeki duruma bakın; özellikle son yıllarda hukuk istemindeki değişikler, hukuk kurumlarının yapısında sürekli olarak zamana ve olaylara göre yapılan değişikler hukuk sistemine olan saygıyı ve güveni zedelemiş toplum bu konuda bölünmüştür.

Öyle ki şimdi bu dört bakan, haklarındaki suçlamalardan dolayı Yüce divanda yargılansalar bile çıkan sonuç her ne olursa olsun ne siyasilerin nede toplumun tamamını yada büyük bir çoğunluğunu memnun edecek bir karar olmayacaktır. Suçlu bulundukları takdirde %50ye yakın bir iktidar ve iktidar yanlısı kesim olayın komplo olduğu moda tabirle bu işin paralel yapı tarafından organize edildiğini söyleyecek ve sonucu kabul etmeyecektir. Aksi durumda yani bakanların suçsuz bulunmaları halinde bu kez en az %50lik bir iktidar karşıtı kesim sonucun hükümet tarafından yapılan müdahaleler ile bu şekilde çıktığını düşünecektir. Yani sonuçta tam bir mutabakat sağlanamayacaktır.

Hal böyle iken meclis komisyonundan çıkan karar kanaatimce bakanları daha da zor durumda bırakmıştır. Çünkü Yüce Divanda yargılanmış olsalardı eğer; çıkan sonuç ne olursa olsun en az %50 'lik bir kesim tarafından onay bulmuş olacaktı; ama bu durumda herhangi bir yargılama olmadığı için suçlamalar bu dört eski bakanın üzerinde asılı kalmış oldu. Bence Yüce Divana gitmemeleri hususunda oy kullanan komisyon üyeleri bakanlara haksızlık etmiş oldular.

Sonuç olarak ülkemizde büyük bir hukuk sorunu var. Bir arada yaşamamızı sağlayan özgürlük ve haklarımızı koruyan hukuk sistemi artık herkesin güveneceği ve saygı duyacağı,sağlam ve etkili,bağımsız bir yapıya kavuşturulmalı. Unutmayalım ki HUKUK hepimize herkese lazım olacaktır…'

Sevgili Mustafa Sönmez in düşüncelerine katılmakla birlikte, bu aklamayı yapanların ve algı operasyonlarının emrini verenlerin, her şeyi paralel yapı dedikleri ne ve kim oldukları belli olmayan, somut bir suçlamadan öte kurgularla gündem karartmak için kullanılan suni gündemlerin altında yatan nedenin artık çok fazla çıkar yollarının kalmadığının göstergesi olarak yorumluyorum.

Çünkü her gün bir yerlere operasyon yapıp polisleri tutuklamak, gazetecileri hapse atmak ve her gidilen yerde temiz siyasetten, ahlaklı duruştan, haktan hukuktan bahsetmek pek sürdürülebilir bir siyasi yaklaşım değil.

Ülkenin bir kesiminde devlet varlığı kısmen yerini terör örgütüne bırakmışken, her gün bir örgüt üyesi hükümeti devleti tehtit ediyorken bizim kısır çekişmelerle boğuşmamızın kendi ayağımıza kurşun sıkmakla eş değer olduğunu düşünüyorum.

Bakanların durumları ortada iken, onlar ak-pak onların yaptıklarını ortaya çıkaranlar itilip kalkılıyorken durum hiçte iç açıcı değil.

Yazının başlığı 'güvenimizi kaybettik', doğrudur hem kendimize, hem inançlarımıza siyasete, medyaya, bürokrasiye en kötüsü de adalet ve hukuka olan güvenimizi kaybettik.

Sağlıcakla kalın…