Mutluluğun anlamını öğrenmiş yalnız bir hanımın hikayesi..

72 yaşında, ufak tefek, kendinden emin, her sabah sekizde giyinip kuşanan, saçlarını kıvırıp makyajını yapan yaşlı bir hanım bir gün huzur evine taşınır.
(Kocası yıllar önce vefat etmiştir.)

Huzur evinin kapısında sabırla beklenen dakikaların ardından, odasının hazır olduğu söylendiğinde tatlı tatlı gülümser.
Huzur evindeki görevli kız yürütecini asansöre yönlendirdiği sırada, kendisine odasını anlatmaya başlar, penceresinde asılı perdelerden söz eder. O anlatırken, küçük bir kızın heyecanıyla ” O perdeleri pek severim ” der.

Kız “Fakat henüz odayı görmediniz ki” der.
Yaşlı hanım:“Bunun onunla bir ilgisi yok” der.
”Mutluluk zamandan önce karar verdiğiniz bir şeydir.
Benim odadan hoşlanıp hoşlanmamam mobilyaların nasıl düzenlenmiş olduğuyla değil, benim onları zihnimde nasıl düzenlediğimle ilgilidir.

Ben onları sevmeye karar vermiştim zaten.
Bu benim her sabah uyandığımda verdiğim bir karardır. Bir seçme hakkım var: Ya bütün günümü artık çalışmayan vücut parçalarımın bana verdiği sıkıntıyı düşünerek geçiririm ya da yataktan çıkıp hala çalışanlar için şükrederim.
Gözlerim açık olduğu sürece her yeni gün bir hediyedir..

Yaşlılık banka hesabı gibidir.
Ne yatırdıysan onu çekersin hesabından.
Bu nedenle benim tavsiyem,
banka hesabına dolu dolu mutluluk yatırman olacaktır.
Mutlu olmak için şu beş basit kuralı hatırla;

1. Kalbini nefretten arındır

2. Zihnini endişelerden arındır

3. Basit yaşa

4. Beklentileri azalt

5. MUCİZELERE İNAN...

“Herkes kendi mutluluğunun demircisidir...”