Huhu yaz bitiyor. Ama enerjisi bende hala karış karış devam ediyor. Kızgın kumlar ayaklarımı yakarken, deniz hala içimi serinletebiliyor. Hikayesi olan aşıkları izlemek, güneşin saçtığı mutlulukla gülen insanlara bakınmak beni keyiflendiriyor.
Yazın duyduğum topuk sesi bile bir başka oluyor. Bayanların süsü püsü bakımı. Mis gibi esen parfüm kokusu tüm bakışlarımı tek bir noktaya odaklıyabiliyor.
Bayan olmanın en güzel yanıda bu herhalde. Hemde her yaşta pırıl pırılsan aman aman içim açılıyor.
Işıl ışıl bakışlar mesela duru bir cilt ve kadın her yaşta böyle. Şarap misali. Bana göre bakım insanın temizliğidir.
Oje değil ojenin sürüldüğü elin şekli şemalidir önemli olan. Saçın rengi değil canlılığıdır esas olan.
İşte birileri daha sanırım benimle aynı fikirde :)Ay şu yokmu bugün ne giysem.
Bu aralar pek bir sardım bu programa. Nur Yerlitaş'a. Yok böyle bir cilve böyle bir nazlanma. Dur ayol küçük dağlar yerinde kalsın.
Hemen yanıbaşında Ivana Sert. Gerçek bomba hemde ta kendisi. Hergün moda dergilerinden fırlamış kağıt bebekler gibi. Bu ne enerji böyle. Yok mu acaba başka işleri güçleri. O kombinleme hızlarına yetişemiyorum. Bravo doğrusu.
Bir diğeri ise jüride ki Hakan Akkaya. Türkçe katliamcısı.
Sürekli araya yabancı kelimeler sokuşturmalar falan. Beni gülme tutuyor.
Program çok matrak. Düşüp bayılanlar var mesela. Ama ciddi anlamda palyaço gibi giyinip gelenlerde var.
Zaten azarıda işitiyorlar , gören de dünyayı yakmış zanneder:)
Sonra gururuna yediremiyen genç kızın hazin sonu. 3-2-1 pat yerde.
Vaktiniz olursa ve gülmek isterseniz mutlaka göz atın derim. Seda Sayan'ın olmadığı bu günlerde iyi gidiyor.
Zaten artık Aşkı Memnu'da yok. Yerli Dallas. Sanki dünyada başka erkek ve kadın kalmamış gibi bir eve doluşan insan kümesi paso birbiriyle aşk yaşıyordu.
Anne damadına kur yapıyor.Damadın karısı damadın yeğeniyle aşk yaşıyor. Yeğen bir zamanlar yengesinin kardeşiyleydi.
Manevi kardeş abiye yazıyor. Dadı damada aşık. Şöför evin kızına körkütük. Evin çalışanı şoföre tutulmuş. Ama bu aşk hayatı sadece o yalıdaki insanlardan ibaret. Heralde büyülü bir yerdi orası.
Ama ekran başınada kitliyordu. Aman ne giydiler aman bu hafta Ednannnn Bey nasıl boynuzlanacak. Ay birde Bihter'e hak verenler yokmuydu. Tokatlamak istiyordum onları. Neyseki o dönem de kapandı. Ama şimdi de başka bir moda var ekranda.
Bu zamana kadar dizilerde olan tüm entrikaları tek bir diziye koyuyorlar. Hepten acıların hayatını yaşıyoruz.
Durum iyice karışmaya başladı. Hem aile içi aşk hem maddi kayıplar hem yaralamalar... Ne ararsan var bir dizide.
İyi de bu acılar hep mi bir ailenin başına gelir sadece.
Bu soruya cevap verebilen bir beyinde zaten bu dizilere prim verdirtmez , öyle değil mi?
En iyisi oturup çizgi film izlemeli.Hayal dünyasında yaşamalı. Çok fazla acı ve kötü haber bende çarpıntı yapıyor doğrusu.
Bazen gaza gelip şu moda programlarına katılasım var. Tin tin podyuma yürüdüğümü düşünsenize. Ama ondan önce hemşerim Uğurkan Erez'le pembe aynaya poz versem.Kendimden soğurum heralde. İçimde ki bu moda aşkı bendimi çiğneyip aşmadan ufaktan ufaktan yol alayım. İçimde yaşamalıyım bu duyguyu. Anim Allah sonradan bir olayın sebebi olmayalım.
Size bol neşeli televizyon seyirleri diliyorum , kendimide moda rüzgarının akımınına saldım gidiyorum.