Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi (Tubim) raporu geçtiğimiz günlerde yayımlandı. Raporun ardından çok sayıda haber yazıldı, makaleler yayımlandı. Görüldü ki, bağımlılık ülkenin en önemli gündemi olmaya namzet iken, maalesef medyada yeteri derecede yer bulamıyor.

Oysa ülke nüfusunun önemli bir kısmı genç nüfustan oluşuyor.

Gençlerimizi ve çocuklarımızı bu illetten korumak için her şeyi sadece Polisten ve devletten beklemek yerine tüm kesimlere de görev düştüğünün bilincinde olmalıyız.

Peki, ergenler neden madde kullanıyorlar. Madde kullanımını anlayabilmek için kişilik, aile ve çevre gibi temel etmenlerin göz ardı edilmemesi gerekmektedir.

Eğer bu etmenlerden bir tanesi yeteri kadar güçlü bir olumsuz etkiye sahipse, diğerlerinin olumsuz etkileri minimal olsa dahi yine kişide madde kullanma olasılığı yüksektir. Bu etmenlerden bir veya daha fazlası güçlü pozitif etki gösteriyorsa, kişi yüksek risk altında olsa dahi bu onu madde kullanımına karşı koruyabilmektedir. Ergenlerin madde kullanımı daha çok kolektif bir davranıştır. Bu sadece kültürel olarak şekillenen veya sosyal olarak kontrol edilen bir davranış değil neredeyse tamamen bir grup eylemidir. Gencin kişisel deneyimi ve tercihinden çok diğerlerine bir performans gösterisidir. Kişisel tercihlerden çok davranışının diğerleri tarafından algılanış şekli önem kazanmaktadır.

Madde kullanımına yol açan çeşitli etmenleri şu şekilde özetleyebiliriz Arkadaş grubuna bağlı etkenler arasında en önemlisi kişinin arkadaşlarının madde kullanmasıdır. Arkadaşları madde kullanan bir kişinin madde kullanması beklenebilir bir durumdur.

Arkadaş grubunun madde kullanımı ile ilgili tutumları da kişinin madde kullanmasında rol oynamaktadır. Madde kullanımına yönelik olumlu tutumu olan arkadaş grubu olan kişilerde madde kullanımı daha sıktır. Arkadaş grubuna bağlılık ve yönelmenin fazla olduğu kişilerde de yine madde kullanımı daha sık olarak bulunmuştur. Aile büyüklerinden biri madde kullanıyorsa, bu kişide madde kullanımı daha sıktır.

Ebeveynlerin madde kullanımı ile ilgili tutum ve düşünceleri, madde kullanımı yönündeyse, kişide madde kulanım riski artmaktadır. Ebeveynlerin madde kullanımı ve sapkın davranışlara gösterdiği toleransın fazla olması da madde kullanımı için risk oluşturmaktadır. Ebeveyn-çocuk arasında yakınlık ve bağlılığın olmaması, ebeveynlerin çocuğun yaşamı ile ilgili olmaması ve uygun olmayan disiplin yöntemlerinin varlığı madde kullanımını artıran risk etkenleri arasındadır. Erken çocukluk döneminde öfkeli, sinirli olma, erken yaşlarda davranım sorunları olan kişilerde madde kullanımı daha fazladır. Öte yandan içine kapanık, duygularını ifade etmekte güçlük çeken, kendini ortaya koyamayan gençlerde madde kullanımı ve bağımlılık riski yine yüksektir.

Çeşitli yaşam becerileri eksik olan kişilerde madde kullanımı daha yaygın olarak bulunmuştur. Buna örnek olarak, sorun çözme yetisi düşük olan, dürtülerini ve öfkesini kontrol edemeyen, stresle başa çıkmakta zorluk çeken, çevre baskısına karşı koyamayan kişiler verilebilir. Okulda başarısızlığı olan veya tehlikeli davranışlar sergileyen ergenlerde madde kullanım riski yüksek olarak bulunmuştur.

Erken yaşta madde kullanmaya başlayanlarda, bağımlılık riski çok daha fazladır. Genetik yüklülük, maddelere verilen fizyolojik tepkiler ve ergende var olan nöropsikolojik eksiklikler de ergenlerde madde kullanım riskini artıran etkenler olarak belirtilmiştir. Düşük sosyoekonomik düzey bazı ülkelerde bir risk etkenidir. Nüfusun çok ve fiziksel şartların kötü olması da madde kullanımı için bir risk olarak bulunmuştur.

Yüksek suç işleme oranı olan ortamlarda madde kullanım oranı da yüksektir. Aynı şekilde yaygın madde kullanımı olan ortamlarda ve maddeye ulaşmanın kolay olması da ergende madde kullanım riskini artırmaktadır. Ebeveynler görev ve sorumluluklarının farkında olmalıdır. Bireylerin eğitimi ve bilinçlendirilmesi bu konuda büyük önem arz ediyor. Yediden yetmişe toplumun tüm kesimlerine iş düştüğünü tekrar etmekte fayda var. Ülke olarak bizim uyuşturucuya vereceğimiz tek bir gencimiz bile yoktur. Eğitimin öneminden bahsetmişken 'Batem'in katkılarını da unutmamak gerekir. Halkı bilinçlendirmek adına gösterdikleri kararlılık takdire şayandır.