İbrahim Halil Aycan?a gözlerin bir mezar taşıydı
binlerce yıllık ortak yazgımız
asılı durur acının teleğinde
kendini biriktiren sözcüklerle geldim
halkların tek bir halk olduğu menzile
?gelmedin? diyordun, sitemkardın
oysaki bakışlarında ölmeye gelmiştim
çocuk yüreğimin dehlizlerine akan
gözyaşlarını sil artık
o dil de senin
bu dil de başını kaldırıp gökyüzüne
bulutların alnından öpen
sarı başaklar gibidir
benim soylu ve bilge halkım yurdum, öylesine bakir ve pürüzsüz ki
uzanmış yeryüzü coğrafyasına
topraklarım
iki sevgilim var benim
halkım ve vatanım
ben onların sözcüsü ve neferiyim
ve bu kutsal davanın savcısıyım
müebbette kadar
yüreğimin dehlizlerine akan
gözyaşlarını sil artık çocuk
kavgada senin
bu çığlıkta gelip harran?ın bereket yüklü ikliminden
bağdaş kurup oturduğun
naftalin kokulu bu şehir senin
saza, söze ve şiire döktüğün
türkçe senin
kimliğini arayan, kendini sorgulayan
ve her daim garip ve mahsun
o yitik türk sensin
iskit sensin, asuri sen, kıpçak, uz, keldani
ve peçenek sen gözlerin bir mezar taşıydı
binlerce yıllık ortak yazgımız
asılı durur acının teleğinde
kendini biriktiren sözcüklerle geldim
halkların tek bir halk olduğu menzile
?gelmedin? diyordun, sitemkardın
oysaki bakışlarında ölmeye gelmiştim
çocuk ?gökte bizim
yerde?